Dolar

42,5284

Euro

49,6258

Altın

5.777,46

Bist

11.000,01

'Rusya ve Ukrayna barışa hazır değil'

3 Ay Önce Güncellendi

2025-09-08 16:01:26

Mustafa Metin Kaşlılar

Bu başlık, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya ve Ukrayna tarafları arasındaki barışa ilerleme çabaları kapsamında söylediği oldukça önemli bir söz. Aslında bu yüzden başlık oldukça önemli. Trump, çatışmayla ilgili olarak, “liderlerin henüz masaya oturmaya hazır olmadığını ancak sürecin ilerleyeceğine inandığını” söyleyerek aslında başkanlık koltuğuna gelirken vadettiği barışa uzak olduğunu belirtti.

Peki iki ülke arasında barışın “şimdilik” uzak olmasının sebepleri neler? Bunlara baktığımız zaman, bilindiği gibi 24 Şubat 2022 tarihiyle Rusya, Ukrayna'ya “Özel Askerî Operasyon” adı altında işgal hareketi başlatmış ve bu noktada Rusya hem ekonomik hem de siyasi açıdan tecrit edilmiştir. Rusya, bu işgal hareketiyle birlikte Avrupa içerisinde en büyük tehdit tanımlaması altına alındı. Bu, daha önce özellikle enerji noktasındaki iş birliklerinin sona ermesine sebep oldu. Ayrıca bu bir kopuştur diyebilirim. Aynı zamanda Avrupa'da artan silahlanmanın özü Rusya'dan gelebilecek herhangi bir tehdit algılaması üzerine kuruldu. Bu, Avrupa'da Ukrayna'ya verilen desteği devamını sağlayacakken, Rusya ile iletişimin tamamen kopması halini aldı.

Aslına bakarsak Biden döneminde Rusya'yla barış görüşmeleri düşüncesi yoktu; hatta ABD, bu dönemde desteğini Ukrayna'ya daha fazla arttırmıştı. Fakat Donald Trump başkan olduktan sonra durum değişti. Avrupa'nın aksine Rusya'yla diyalog yolunu seçti ve savaşı kısa bir süre içerisinde bitireceğini düşündü. Fakat sanılan olmadığı gibi yakın zamanda da bir barış ortamı gözükmüyor.

Bu barış ortamının oluşmamasının sebebi Rusya'nın Ukrayna'daki hedefleri ve Ukrayna'nın vazgeçemedikleri. Bu da doğal olarak barış yolunun tıkalı olmasına sebep oluyor. Bilindiği gibi Türkiye bu noktada arabulucu rolleri üstlenmiş, hatta bu rolle iki ülke arasında kritik istihbarat diplomasileriyle rehinelerin değişimini sağlamıştır. Bu, oldukça önemli bir girişim olmuştu. Fakat barış görüşmeleri dediğimiz tanım aslında oldukça farklı bir olgu.

Rusya'nın Ukrayna'daki hedefi, kısa vadede başkent Kiev'e girilip Zelenskiy hükûmetini ortadan kaldırmak ve Ukrayna'da Rus merkezli bir siyasi yapı oluşturmak üzerine kuruluydu. Fakat savaş dört yıldır devam ediyor ve Zelenskiy hükûmeti hâlâ Ukrayna'nın başında. Burada Avrupa ve ABD'nin desteği ve en özellikle hızlı reaksiyon oldukça önemliydi. Bu da Rusya'nın hedeflerine hızla ulaşma stratejisini yıktı. İlaveten Rusya, Ukrayna'nın NATO üyesi olmasını kesinlikle istemiyor ve hatta bu kırmızı çizgi konumunda. Bu, aynı zamanda “Özel Askerî Operasyon” başlığının temelini oluşturan konu.

Bunun yanında Rusya, Herson, Zaporijya, Donbas ve Luhansk bölgesinde tamamen hakimiyet hedefliyor. Ukrayna ordusunun buradan çekilmesi Rusya'nın talepleri arasında. Yabancı askerlerin bölgeden derhal çekilmesi ve üçüncü ülkelerin varlığının Ukrayna'dan çekilmesi Rusya'nın temel istekleri ve hedefleri. Yani kısaca Ukrayna'nın en verimli toprakları olan doğu bölgesinin Rus hakimiyetinde tanınmasını hedefliyor. Bu istekler doğal biçimde Ukrayna için ağır şartlar içeriyor. Bu da kısa vadede barışı engelliyor. Bunun yerine Rusya, bölgede askerî ataklarla ilerleme sağlayarak toprak kazanımını arttırma yolunu tercih ediyor. Son haftalarda Rusya bu saldırılarla özellikle kömür madenciliğiyle bilinen Dobropillia kasabası bölgesinde ilerlemeler sağlıyor. Bu strateji barış masasında Ukrayna tarafından kabul edilmeyen taleplerin askerî güçle alınabileceğini gösterme politikası taşıyor.

Ukrayna ise bu saldırıları püskürtmek adına savunma savaşını devam ettirirken, Rusya'daki stratejik petrol rafinelerini hedef alarak Rusya'nın ekonomik gücünü azaltmaya çalışıyor. Bakıldığı zaman bu saldırılar Rusya'nın petrol üretimini azaltıyor ve büyük zararlar veriyor. Rusya'nın da İHA'larla şehir saldırılarını arttırdığını düşünürsek ki son günde Kiev'de hükûmet binasının vurulması ve yerleşim yerlerinde sivillerin de hedef alınması Ukrayna'nın Rusya'ya karşı misilleme saldırılarını beraberinde getiriyor, bu da barışın bu koşullarda zor olduğunu net olarak görmemizi sağlamaktadır.

Ukrayna, barış görüşmelerinde toprak tavizi noktasında kesin ret üzerinde duruyor; zira bu toprak tavizinin Rusya için yeni üsler oluşmasına sebebiyet vereceği kesindir. Buna da doğal olarak Avrupa'yı tehdit eden bir durum oluşacağının işareti gözüyle bakılıyor ki kesinlikle doğru bir bakış açısı. İlaveten, Ukrayna'nın en verimli toprakları doğu toprakları. Bu bölgenin Rusya'ya verilmesi Ukrayna'nın gelecekte ekonomisi içinde büyük sorun oluşturacaktır.

Barış için Ukrayna'nın taleplerinden biri de güvenlik garantileri. Bu garantilerin çerçevesi daha görüşülme aşamasında. Fakat Avrupa, bu güvenlik garantilerinin Ukrayna'ya verilmesini Avrupa'nın güvenliği açısından da önemli görmekte. Bu güvenlik garantileri ana hattıyla savaş sonrası için planlanan tasarıda Ukrayna içerisinde askerî misyon oluşturma ve bu askerî misyonun “havada, karada ve denizde” olmak üzere görev üstlenmesi üzerine kurulu. Görüşmelerde bu detaylar daha da arttırılacaktır. Fakat bu misyonun ana amacı Rusya'nın yukarıda da söylediğim gibi Ukrayna'yı bir üs gibi kullanmasını engelleme amacı taşımasıdır. ABD, bu noktada askerî misyona katılım ya da asker gönderimi noktasında oldukça temkinli. Trump, sadece “yardım” sözcüğünü kullandı. Bu maddi anlamda bir yardım gibi gözükmektedir. Ukrayna bu noktada net güvenlik hedefleri için NATO'nun 5'inci maddesine benzer garantiler talep etmekte diyebilirim.

Türkiye ise güvenlik garantileri kapsamında özel bir yere sahip; zira savaşın başından bu yana Ukrayna'ya hem askerî hem de siyasi destek sağlamıştır. Türkiye, güvenlik garantileri kapsamında görüşmelere katılım sağlamakta ve Ukrayna'da özellikle Karadeniz güvenliği çerçevesinde Ukrayna'nın güvenlik garantilerini sağlamak niyetinde. Savaşın başından beri Türkiye'nin Karadeniz'de aktif olduğunu söylememiz gereklidir. Özellikle uluslararası anlaşmaların uygulanması (Montrö Boğazlar Sözleşmesi), Tahıl Koridoru Anlaşması ve Karadeniz'de mayınların temizlenmesi gibi diplomasiler uygulamıştır. İlaveten, Ukrayna için Karadeniz'de gücünü arttırması adına Ekim 2022 tarihinde Getman İvan Mazepa Korveti ve Getman İvan Vıgovskıy korvetini inşa etmiş; bunun dışında Ukrayna donanmasının güçlendirilmesi adına korvet yapımlarının devam ettiğini belirtmemiz gereklidir. Bu noktada Karadeniz'de Türkiye, Ukrayna'nın güvenlik garantileri kapsamında güvenebileceği çok önemli bir ortak konumunda diyebilirim.

Sonuç bazında; kısa vadede savaşın sonlanması beklenmemektedir. Zira iki ülkenin beklentileri tamamen zıt ve ortak noktada buluşmak kısa vadede mümkün görünmemektedir. Rusya, özellikle doğu bölgesinde saldırılarını arttırarak toprak kazanımı sağlayama çalışırken, sivil yerleşimlerdeki saldırılarıyla Kiev hükûmetini yıpratmaya çalışmaktadır ve bu stratejisini sürdürecektir. Ukrayna ise misilleme saldırılarıyla Rusya'nın stratejik petrol sahalarını vurmaya devam edecektir. Bu süreçte Avrupa, ekonomik yaptırımlarla Rusya'yı sıkıştırmaya çalışırken, aynı zamanda Ukrayna'ya askerî desteğini devam ettirecektir. Burada asıl konu ABD'nin pozisyonu olacak. ABD, Rusya'nın savaşa devam etmesini istemiyor ve bu doğrultuda ekonomik yaptırımlarını, özellikle petrol tedarikini yaptırım altına alacak. Bu da Hindistan'la başlamış durumda diyebilirim. Bu sürecin uzaması Trump için pek hoş karşılanmasa da iki tarafında taleplerinin uyuşması ve Ukrayna'nın güvenlik garantilerinin üzerinde tam anlaşılması barış yolunu açacaktır ama bu, zaman gerektirecek.

Tüm Yazıları

Haber Ara