"Geçen haftaki yazıda kripto ve altının elitlerin keriz silkeleme aracı olduğunu görmüştük. Bu kez, o manipülasyonların teknik detaylarını, perde arkasındaki mekanizmaların işleyişini anlatacağım."
Kripto para dünyası bir finansal lunapark gibi parladı: Bitcoin'den Dogecoin'e herkes “blockchain devrimi”nden söz ediyor. Şeffaf, değiştirilemez defter vaadiyle başlayan bu serüven, pratikte geliştiricilerin kod değiştirdiği, balinaların fiyat yönlendirdiği bir manipülasyon alanına dönüştü. Altın da benzer bir tarihi yaşıyor; fiyatları asırlardır kâğıt üzerinden baskılanan, yeni dijital araçlarla bu baskının güçlendirildiği bir meta hâline geldi. ETF'ler ve vadeli işlemlerle kâğıt üzerinden spekülasyon yapılırken, fizîkî altın çoğu zaman sadece bir referans hâline geldi. Peki, Türkiye'deki Mustafa ya da Çin'deki Chi Yang bu oyunun karanlık yüzünü biliyor mu?
Stablecoin'lerin Şeffaflık Yalanı
Stablecoin'ler, fiyat dalgalanmasını önlemek için dolar veya varlık endeksli kripto paralar olarak pazarlanıyor. Meselâ USDT (Tether), 1 dolar değerini koruduğu iddiasında. Ancak 2021'de ABD Hazine Bakanlığı'nın incelemesinde, rezervlerinin yalnızca %3'ünün nakit dolar, geri kalanının riskli tahvil ve kısa vadeli borç araçlarından oluştuğu ortaya çıktı. Yani “şeffaflık” iddiası büyük ölçüde algı yönetimi. Stablecoin'ler, borsalar (Coinbase, Kraken), Silikon Vadisi fonları ve Wall Street devleriyle iç içe.
Nitekim Bitcoin'in 69.000 dolara yükseldiği Kasım 2021 döneminde, Tether'in piyasaya sürdüğü yeni USDT miktarı 4 milyar doları aştı. Bu para akışı doğrudan fiyatı körükledi. Bir tweet'le fiyatlar uçuyor, tek bir regülasyon söylentisiyle çöküyor. Bu sistem, küçük yatırımcı için değil, büyük fonların volatiliteyle para kazandığı bir mekanizma.
Altın ETF'lerinin Kâğıt Oyunu
Altın da benzer şekilde kâğıt üzerinde oynanan bir oyuna dönüşmüş durumda. Altın piyasasında fiyat baskılama tarihsel bir olgudur, fakat ETF'ler bu baskıyı dijital bir kumar masasına çevirmiş. ETF'ler (Exchange Traded Funds), altın gibi varlıkları takip eden borsa fonları; yatırımcı fizîkî altın almadan, hisse gibi alıp satıyor. Ancak bu fonlar, çoğu zaman ellerinde tuttukları altından çok daha fazla kâğıt altın satıyorlar. Fizîkî stok yetersizken, vadeli kontratlarla fiyat şişiriliyor; kâğıt altınla spekülasyon yapılıyor. ETF'ler, vadeli işlemler ve spekülatif dalgalanmalarla, altın fiyatları büyük oyuncuların elinde adeta dans ediyor.
Peki bu kâğıt bolluğu ne kadar büyük? Dünyanın en büyük altın fonuna bakalım. Meselâ SPDR Gold Trust (GLD) dünyanın en büyük altın ETF'si. 2023 verilerine göre, fonun elindeki altın stoğu 900 ton civarında iken, fon paylarının piyasa değeri 1.200 ton altına denk geliyordu. Yani piyasada kâğıt üzerinden fazladan 300 ton altın dolaşıyor. Bu “kâğıt bolluğu” fiyatları yapay biçimde dengede tutuyor. Gerçekte arz yetersiz, ama fiyat baskılanıyor. BlackRock ve Fidelity gibi devler hem kripto hem altın ETF'leriyle piyasayı kurumsallaştırma adı altında merkezîleştiriyor.
Trilyon dolar varlık yöneten dev fon şirketleri; fiyatları manipüle ederek küçük yatırımcının hayallerini kendi portföylerine akıtıyorlar. Altın ETF'leri de aynı fonların elinde; yani altın da kripto kadar dijital bir kandırmaca arenası hâline gelmiş durumda.
Madencilik Havuzlarının Gizli Varlık Transferi
Madencilik, kripto ağını doğrulamak için kullanılan bilgisayar gücüyle blok üretimi işlemi; hash (matematiksel işlem gücü birimi) oranı ne kadar yüksekse madencilik gücü o kadar fazla. Ama güç dengesi eşit değil: 2022 verilerine göre, Bitcoin'in toplam hash oranının %70'i Çin merkezli havuzlarda. Yani, Bitcoin whitepaper'ındaki “merkezi otoritelerden bağımsız finans” ideali, gerçekte birkaç dev havuzun ve enerji devlerinin elinde bir illüzyona dönüşmüş durumda.
Köydeki Chi Yang elektrik faturasını ödeyemezken, Pekin'deki enerji devleri madencilikten servet kazanıyor. Bu durum, kripto paraların “merkezsiz” olduğu iddiasını boşa çıkarıyor. Aynı model, altın madenciliğinde de geçerli: büyük ithalat-ihracat şirketleri ve fonlar, fizîkî altın ticaretinde dolaylı bir fiyat kontrol mekanizması kurmuş durumda. Dogecoin örneği ise trajik. 2021'de Elon Musk'ın bir tweet'iyle %800 değer kazanan bu meme coin, kısa sürede çöktü. Balinalar kazandı, aymazlar kaybetti. Bir tweet'le milyarlarca dolar yer değiştirdi – bu, küçük yatırımcıdan balinalara devasa bir varlık transferi sağladı. Kısacası, kripto madenciliği de “özgür finans” değil; merkezsizliğin illüzyonu.
Great Reset'in Karanlık Gölgesi ve CBDC'ler
“Great Reset”, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından 2020'de önerilen, kapitalizmi yeniden inşâ etmek için “pandemi sonrası yeni dünya düzeni” planı. Ama bu planın arkasında, kapitalizmi “paydaş kapitalizmi” kılıfıyla küresel kontrol mekanizmasına dönüştürme niyeti yatıyor. Yeni dijital çağın parolası: “görünürlük = kontrol”.
Bu projenin finansal ayağı CBDC'ler (Merkez Bankası Dijital Paraları). ABD Dijital Doları veya Çin Dijital Yuan'ı gibi nakitsiz, toplumda her işlem (harcama, ödeme, birikim) tamamen izlenebilir hâle geliyor. Kripto, bu gözetim çağının altyapısı olan dijitalleşmeyi güçlendirirken, CBDC'ler aracılığıyla gözetimin zirvesine taşıyor. Sözde “kripto özgürlüğü” vaadi, balinalar ve regülasyonlar arasında illüzyon.
Great Reset dijitalleşme ve kontrol vadediyor; “kripto özgürlüğü” kılıfıyla dijital gözetim mekanizması sayesinde her hareket izlenebilir. Kripto ve altın, küçük yatırımcıyı ve aymazları spekülasyonla oyalarken, elitler dijital finansın kaymağını yiyor. Bu piyasalar, halkın ilgisini çekmek için yem (umut) hem de küresel sermayenin sistemi merkezîleştirmesi için araç (kontrol) olarak kullanılıyor. Great Reset'in gölgesinde, bu piyasalar yeni bir finans düzeninin laboratuvarı.
Son Söz
Stablecoin'ler Wall Street'e bağlı, altın ETF'leri büyük fonların elinde, madencilik Çin'in kontrolünde. Küçük yatırımcının hayalleri bu firmaların portföyüne hizmet ediyor. Fırsatı kaçırma korkusuna (FOMO- Fear Of Missing Out) veya abartılı hype'lara (heyecan uyandıran reklam ve fiyatı şişiren balina oyunu) kapılmayın; bu psikolojiyle hareket eden kitleler, balinaların yönlendirdiği dalgaların içinde savruluyor; kendi cüzdanlarını değil, balinaların kasasını dolduruyor. Kerizler gazlanıp silkeleniyor, kazanan hep balinalar oluyor.
Bu nedenle, coin ve altın yatırımlarını sorgulayın, riski dağıtın, teknik detayları öğrenin, ekran parıltısının arkasındaki sistemsel oyunu görün, dijital manipülasyonun arkasındaki aklı görün. Kripto veya altın yatırımı yapmayın demiyorum; ama sistemin kimin lehine kurulduğunu anlamadan oynamayın.
Teknik gerçekler mi, yoksa iyi planlanmış bir tuzak mı? Artık karar sizin. Gerçek finansal özgürlük, bilinçli temkinle başlar.
Dr. Murat Ergüven – Timeturk