Dolar

42,5231

Euro

49,6009

Altın

5.763,16

Bist

10.918,51

Washington'un Yeni Suriye Denklemi

3 Hafta Önce Güncellendi

2025-11-17 00:19:36

Şakir Kurter

Beyaz Saray'dan ayrılan Şara'nın ardından televizyonlara düşen o görüntü, aslında sadece sembolik bir karşılamadan ibaret değildi.

Siyah SUV'ların dizildiği koridor, kalabalığın yükselen alkışı ve sağ elini kaldırarak selam veren o adam… Bunların her biri, Suriye dosyasında uzun süredir kapalı duran bir sayfanın ABD tarafından yeniden açıldığının göstergesiydi.

New York'taki temaslardan Beyaz Saray'daki görüşmeye uzanan süreçte Šara'nın verdiği görüntü kadar, Washington'ın ona yüklediği yeni politik anlam da dikkat çekiciydi.

Çünkü ortada sadece bir isim değişimi değil, ABD'nin Suriye stratejisinde neredeyse on yıl sonra gerçekleşen en radikal revizyonlardan biri vardı.

Beyaz Saray Protokolü Neyi Anlattı?

Şara'nın Batı Kanadı'nda merasim olmaksızın yan kapıdan alınması, yüzeysel bir bakışla “sönük karşılama” gibi görülebilir.

Oysa Washington, protokolle genellikle iki tür mesaj verir:

Birincisi açık destek, ikincisi kontrollü meşruiyet.

Şara'ya uygulanan yöntem ikinci kategoriye giriyordu. Bu, ABD'nin henüz “tam ortak” statüsü vermediğini ama “ılımlı muhatap” pozisyonuna yükselttiğini gösteriyordu. Ancak protokolün düşük tonuna rağmen, aynı dönemde atılan adımlar son derece yüksek sesliydi:

Şara hakkındaki ödül kaldırıldı.

Suriye'ye ticari lisans düzenlemesi çıkarıldı.

Sezar yaptırımlarının bazı kritik maddeleri askıya alındı.

HTŞ'nin terör listesi değerlendirmeye alındı ve statüsü değişti.

Şara'nın bireysel “terörist” tanımı ABD kayıtlarından çıkarıldı.

Bu hamlelerin toplamı, Washington'ın “protokolde temkin, stratejide genişleme” modeline geçtiğini kanıtlıyor.

Ve hepsi… 11 ay içinde gerçekleşti.

Değişimin Kilit Noktası

Bu kırılmanın ardındaki temel motivasyonun, Ankara-Washington hattındaki yeniden yakınlaşma olduğu açık.

Bunu en net şekilde 25 Eylül'de Oval Ofis'te Trump'ın verdiği şu ifadelerde görmüştük

“Suriye'de sorumluluk Erdoğan'dadır.”

“Harika bir başarı elde etti.”

“Yaptırımları Erdoğan istediği için kaldırdım.”

“Şara'ya bir şans verilmesini de Erdoğan talep etti.”

Bu cümleler, yıllardır ABD'nin Suriye politikasında arka plana atılan Türkiye'nin yeniden belirleyici aktör olarak masaya döndüğünü gösteriyor. Çünkü Washington, özellikle Rusya-İran blokunun sahadaki etkisini sınırlamak için Türkiye'yle koordinasyonun zorunlu hale geldiğini artık kabul ediyor.

Yeni Stratejinin Şifreleri

ABD, Suriye'de yeni bir güvenlik mimarisi tasarlıyor; DAEŞ sonrası dönemde SDG'nin mevcut formunun sürdürülemez olduğunu düşünen Washington, “entegrasyon” mesajıyla yeni güç paylaşımı modelini işaret etti. Suriye'nin anti-DAEŞ partnerliği artık resmî zemine taşınıyor ve bu, Şara ile temsil ettiği yapının ABD'nin güvenlik ajandasında tanımlı bir rol üstlendiği anlamına geliyor. Türkiye'siz plan yapma dönemi kapanıyor; Ankara'nın sahadaki ağırlığı, ABD'nin yeni planlamalarının merkezine yerleşmiş durumda ve Oval Ofis'teki Trump–Şara–Fidan üçgeni bunun en net göstergesi.

Türkiye Açısından Ne Anlama Geliyor?

Bu tabloyu sadece diplomatik bir ziyaret olarak yorumlamak büyük hata olur.

Çünkü iki önemli sonucu var:

  1. Türkiye'nin 2016'dan bu yana yürüttüğü tüm sınır ötesi operasyonlar –Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı– artık stratejik bir bütünün parçası olarak kabul görüyor. Şehitlerimizin kanıyla kurduğumuz güvenlik hattının uluslararası meşruiyeti, ilk kez Washington'da bu kadar net tanınıyor.
  2. ABD, Suriye konusunda Türkiye'yi dışarıda bırakarak hareket edemeyeceğini resmen kabul etmiş durumda. Bu, Ankara'nın uzun zamandır talep ettiği jeopolitik zeminin fiilen oluştuğunu gösteriyor.

Dönüşüm Daha Yeni Başlıyor

Bugün tanıklık ettiğimiz şey bir “imaj değişimi” değil, bir jeopolitik yeniden tanımlama. Şara'nın Beyaz Saray'a girişi, Suriye dosyasında ABD'nin uzun süredir askıda bıraktığı soruları yeniden masaya koyduğunu gösteriyor. Bu dönüşümün Türkiye'yi merkeze alan bir mimariye dönüşmesi ise gelişmelerin en kritik boyutu.

Kısacası; Bu sadece “nereden nereye” hikâyesi değil, aynı zamanda “bundan sonra nereye” sorusunun başladığı nokta.

Ve bunu anlamak için Washington'ı yakından izlemek her zamankinden daha önemli.

Şakir Kurter \ Timeturk

Tüm Yazıları

SON VİDEO HABER

Mevsim normalleri değişti, ayılar hâlâ uyanık

Haber Ara