Bu defa da İsrail ile Türkiye'yi, yardım faaliyetleri karşı karşıya getirdi. İsrail, 81 kişilik AFAD ekibinin arama kurtarma çalışmaları için Gazze Şeridi'ne geçişlerini ve girişlerini engelledi. Eskidin bunu vekaleten Mısır rejimi yapardı. Türkiye, Gazze'de yaşanan insanlık dramını biraz olsun hafifletmek için buraya rehinelerin veya kayıpların kalıntılarını aramak için 81 AFAD elemanını görevlendirdi ve bölgeye gönderme kararı aldı. Ancak nedendir bilinmez İsrail bunu engellemeye kalkıştı. 81 AFAD mensubu sınırda tabir caizse asılı kaldı. Gazze'de arama kurtarma faaliyetlerine katılmak üzere yeni bir emre kadar teçhizatlarıyla sınırda bekliyorlar. İsrail engeline takıldılar. Bu tutumuyla yardım elemanlarını ve faaliyetlerini atıl hale getirdi. Türkiye'den arama ve kurtarma ekipleri sınırın öbür yakasında Mısır topraklarında bekleme durumunda kaldılar. Enkaz yığınlarının altında kaldığı varsayılan kişilere ulaşacaklardı. Canlı, yaralı ya da ölmüş kişileri bulacaklardı. Bu yönde depremlerden dolayı geçmiş deneyimleri de bulunuyor. İsrail ise meseleyi boş bir gurur meselesi yaptı ve politize ediyor. Rehinelerin veya sıradan insanların hayatlarıyla veya enkaz altında olduğu varsayılan cesetlerinin kaderiyle oynuyor.
Halbuki arama kurtarma işlemini Türkiye hedef gözetmeden yapıyor. Araştırmasını arananların kimliğini bakmadan yürütüyor. İsrail de bunu biliyor ama zinhar Türkiye'nin puan kazanmasını istemiyor. Bu işlemi herhangi bir ayırım gözetmeden ya da cesetlerin kime ait olduğuna bakmadan gerçekleştirecekti. AFAD ekipleri cesetlerin Filistinlilere mi yoksa İsraillilere mi ait olduğunun hesabını yapmadan hasbi bir şekilde arama kurtarma faaliyetinde bulunacaktı. Başlangıçta İsrail Türkiye ile Hamas arasında sıcak ilişkilere nazaran Türk yardım ekiplerinin saha çalışmasında rol almasına olumsuz baktı.
Buna mukabil yine Hamas ile yakın ilişkilere sahip olan Katar'ın arama kurtarma ekibine müsade ediyor. Neden? Sıra Türkiye'ye gelince anlaşılmaz bir biçimde engel koyuyor ve olumsuz tavır takınıyor. Türk ekibi eğitilmiş köpekler dahil olmak üzere ekipmanlarıyla birlikte günlerdir İsrail'in olurunu almak için Mısır sınırında bekliyor. Belki Katar'a izin vermeleri bir varsayım olarak ağızlarına göre bir lokma teşkil etmesinden ileri geliyor olabilir. Ya da saldırının izlerini silmek istiyorlar.
İsrail'de yayınlanan Maariv gazetesine göre İsrail kabinesi İstikrar gücü olarak Türk askerlerinin Gazze Şeridi'nde barışı koruma gücüne katılmasına da aynı şekilde karşı çıkıyor. Bu şekilde Türkiye'nin misyonuna ket vuruyor! Engellemek istiyor.
Türkiye'nin Suriye'den sonra Gazze'de de aktif olması işlerine gelmiyor. Yüreklerini yakıyor. Kendilerine göre Türkiye'nin bölgesel rolünü daraltmaya çalışıyorlar. İsrail'in karşı çıkma gerekçelerinden birisi de Hamas'ın silah bırakmasını denetleme hususunda Türkiye'nin yansız ve tarafsız olamayacağı tezi. Varlığı İsrail'e güven vermiyor! Türkiye'yi Hamas yanlısı olarak görüyorlar ve bu nedenle de tarafsız bir görev ifa etmesinin zor olacağını ileri sürüyorlar. Hamas ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında ideolojik akrabalık olduğuna inanıyorlar. Katar ya da BAE gibi Körfez ülkelerinin barışı koruma ya da istikrar gücüne katılmasında bir beis ve mani görmüyorlar. Türkiye'nin katılımının süreci baştan sona torpilleyeceğini düşünüyorlar.
Maariv gazetesi ayrıca Mısır rejiminin de Türkiye'nin Gazze misyonuna soğuk baktığını ve katılımına çekincesi olduğunu ileri sürüyor. Türkiye'nin arama kurtarma çalışmalarına katılmasının İsrail tarafından engellenmesi hem keyfi hem de mantık dışı görünüyor. Oysa Türkiye geçmişte İsrail'de meydan gelen orman yangınlarına ideolojik dürtülerin etkisinde kalmadan müdahale etmişti.
Mustafa Özcan \ Timeturk