BM'nin 1947 yılında aldığı taksim kararından sonra iki devletli çözüm formülü dillere sakız oldu. Peki! Getirisi ne? Hiç... İsrail zahirde bunu kabul ederken gerçekte engelliyor ve taciz edici şartlar ileri sürek baltalıyordu. Oslo anlaşmasından sonra da Hanan Aşravi gibi müzakereciler fiili olarak çift devletli formülün işlemeyeceğini ve araziye ve fiili yapıya uymayacağını söylemişlerdir. İsrail'in işgalinden ve yerleşimcilerin Filistinli arazilerin üzerine konmasından, tünemesinden dolayı Filistinlilere bırakılan topraklar yüzde 22 ve daha sonra da yüzde 16 seviyesine kadar düşmüştü. Bir de azalan bu toprakların birbiriyle irtibatı kalmamıştı. İsrail'in izlediği sistematik politikalar sonucu Filistin toprakları leopar derisine ya da İsveç peynirine benzemişti. Bunlar arasında bağlantı imkanı kalmamıştı. İsrail doğru muhatap bulamamaktan yakınıyordu. Esat rejiminin de devrilinceye kadar alternatifi bulunamamıştı! Şimdi her iki değerlendirmenin de İsrail ürünü olduğu anlaşılıyor. Esasında İsrail'in barışa muhatap bir varlık olmadığı anlaşılmıştır. Aksine yayılmacılıktan yana ve bunu hiç çekinmeden söylüyorlar. İsrail toprak karşılığı barış formülünü çoktan bıraktı. Buda zımni olarak Filistin devletine hayır demektir.
Şimdiye kadar İsrail iki devletli formülü oyalama aracı olarak kullanmıştır. İş ciddiye binince Filistinli muhataplarının ehil olmadıklarını söylemiştir. Esasında gerçeği son günlerde İsrail Maliye Bakanı Bezalel Yoel Bezalel faş etmiş ve ağzından kaçırmıştır. Daha doğrusu artık korkacakları bir şey kalmadığına umarak, kanaat getirerek gizli saklılarını meydana dökmüşlerdir.
Çözüm namlunun ucundadır
Bezalel Yoel Smotrich hiçbir zaman iki devletli çözüme inanmadıklarını ve safdil Arapları kandırdıklarını söylemiştir. Peki bu pervasızlığa karşı nasıl bir tutum takınılmalıdır? Çok basit! İsrail gerçeklerine rağmen sakız çiğnemeye devam mı etmeli yoksa anladığı dilden cevap mı verilmeli? Önce bölgedeki Amerikan askeri üslerini askıya almalı ve ardından da kapatılmalıdır. Katar'a yaptığı ve PKK desteği gibi bütün kalleşlikleri hesaba katılmalı ve bölgedeki varlığı gözden geçirilmelidir. Kapatma veya askıya alma kararı önce ABD üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallandırılmalıdır. İsrail'e karşı da gerçekçi olmalı ve bu itiraf karşısında İsrail'i tanıma geri çekilmelidir. Aksi politikalar zafiyeti gösterir. İsrail de bundan besleniyor. Bu Sovyetlerin kandırmaca sistemine benziyor. İşçiler çalışıyor gibi yapar biz de maaş verir gibi davranırdık! Araplar bir Filistin devleti istiyor gibi davranıyor İsrail de şartlar olgunlaştığında bunu onaylayacakmış gibi duruyordu!
Buna mukabil BM'de alınan bazı kararlar zafer gibi takdim ediliyor. Evet! İsrail köşeye sıkışıyor ve diplomatik olarak yalnızlaşıyor. Bunlar doğru olmakla beraber İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması ve Filistin Devletini tanıma çağrısı yetersizdir. İsrail fiili olarak yayılma politikası izliyor. Genel Kurulda okunan New York Bildirgesi veya Beyannamesinde Filistin Devletinin tanınması isteniyor. Ya da bu yönde bir çağrı var. Filistin devletinin 2012 yılından beri taşıdığı BM'deki gözlemci statüsünden devlet düzeyi statüsüne çıkarılması da tavsiye edilmektedir. Buna 142 devlet onay vermiştir. Karşı çıkanlar ise 10'da kalmıştır.
Bunlar hiç yoktan iyidir ama çözüm yerine geçmez. Çözüm namlunun ucundadır. İsrail'in anladığı barış veya çözüm geldiği gibi gitmektir. Ara çözüm yoktur. Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.
