“Makroekonomik Fiyatların Görünmeyen Gücü: Çiftçinin Alın Teri”
Küresel emtia fiyatlarının arkasında görünmeyen bir gerçek var: Toprağa eğilen çiftçinin alın teri, makroekonomik dengeleri sessiz ama güçlü bir şekilde belirliyor.
Dr. Murat Ergüven
Stratejik Ekonomist – Katılım Finans, Makroekonomi ve Sosyal Araştırmalar Uzmanı
Çiftçinin Alın Terinin Makroekonomik Fiyatları Belirleyiciliği
Tarih boyunca ekonominin en küçük ama en kritik birimi çiftçi olmuştur. Çünkü çiftçi, doğrudan toprağa bağlı üretim yapan ve asgari geçim standartlarıyla yaşayan bir kesimi temsil eder. Bu nedenle çiftçinin üretim süreci, yalnızca tarımsal ürün fiyatlarını değil, gıda başta olmak üzere bütün fiyatlar genel seviyesini etkileyen belirleyici bir unsurdur. Çiftçinin emeği, toprağın rantı ve geçim standardı, makroekonominin temel dinamiklerini şekillendiren görünmez bir eksen oluşturur.
Çiftçi ve Asgari Geçim Standardı
Çiftçi üretim yaptığı kadar tüketim de yapan bir bireydir. Mazot, elektrik, gübre ve tohum gibi girdiler üretim maliyetini belirlerken, pazardan aldığı gıda, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar da kendi geçim dengesini oluşturur. Çiftçi bu dengeyi koruyamadığında üretim sürdürülemez hale gelir. Bu yüzden ürününe biçtiği fiyat, yalnızca tarımsal girdilerin maliyetini değil, aynı zamanda pazardaki genel fiyat seviyesini de yansıtır. Başka bir ifadeyle, çiftçi kendi ürününü fiyatlarken aslında bütün toplum için bir fiyat çıpası belirlemiş olur.
Smith, Ricardo ve İbn Haldun'un Bakış Açıları
Adam Smith, üretim maliyetlerinin üç temel ayağını “ücret, kira ve kâr” olarak tanımlamış, fiyatların bu unsurlar üzerine inşa edildiğini vurgulamıştır. David Ricardo ise rant teorisiyle, farklı verimlilikteki toprakların fiyatlara nasıl etki ettiğini açıklamıştır. Ona göre, daha az verimli toprak işlenmeye başlandığında, daha verimli toprakların ürünleri “rant” kazanır ve bu rant nihai fiyatlara yansır. Bu noktada çiftçinin geçim standardı ile toprağın verimliliği ve kira değeri birbirini tamamlayan unsurlar olarak ürün fiyatlarının belirlenmesinde kritik rol oynar. Dolayısıyla kira, yalnızca toprağın kullanım bedeli değil, aynı zamanda verim farklılıklarının meydana getirdiği zorunlu maliyet unsurudur. İbn Haldun da Mukaddime'de, emeğin (tarım işçisinin alın teri) ve toprağın maliyetini göz ardı eden bir düzenin sürdürülemezliğine dikkat çekmiştir. Bu bakış açıları birleştiğinde, tarımsal fiyatların uzun vadede ücret, kira ve rant üzerine kurulu olduğu görülür.
Makroekonomik Etkiler
Bugün gelinen noktada, çiftçinin fiyatlama davranışları yalnızca tarım sektörüyle sınırlı kalmaz. Gıda fiyatları doğrudan tarıma endekslidir ve gıda, tüketici enflasyonunun en önemli kalemlerinden biridir. Çiftçi pazardan aldığı ürünleri dikkate alarak kendi ürününe fiyat biçtiği için, tarımsal fiyatlama süreci zincirleme bir şekilde diğer sektörlere de yansır. Pandemi, iklim değişikliği ve enerji maliyetlerindeki dalgalanmalar bu bağı daha da görünür hale getirmiştir. Çiftçi geçinemediğinde üretimi bırakır; bu da arz şoklarıyla birlikte fiyatların tüm ekonomide yükselmesine yol açar. Dolayısıyla çiftçinin geçim standardı, enflasyonun ve fiyat istikrarının merkezinde yer alır.
Çiftçinin Asgari Standardı
Sonuç olarak, yalnızca tarımsal ürünlerin değil, gıda ve diğer temel tüketim mallarının fiyatlarında da belirleyici olan unsur çiftçinin asgari geçim standardıdır. Çünkü çiftçi, kendi geçimini sağlayabilmek için ürününe fiyat biçerken pazardaki diğer malların fiyatlarını da dikkate almak zorundadır. Bu nedenle çiftçinin alın teri, tarımsal üretimin ötesinde makroekonomik fiyatlar genel seviyesinin en temel belirleyicisi olmaya devam etmektedir.