Dolar

42,5272

Euro

49,6295

Altın

5.776,96

Bist

10.970,91

Sahih Dönüşümler Hep İçten Gelir

2 Ay Önce Güncellendi

2025-10-10 22:17:10

Prof. Dr. Mehmet Şahin

Toplumsal bozulma, çürüme toplumdaki herkese zarar verir. Bozulmanın zararları bireylerle sınırlı kalmaz, toplumu oluşturan kurumlara ve kurallara kadar uzanır. Sonuçta toplumsal düzen zarar görür ve işlemez hale gelir. Burada kamuyu yöneten ve yönlendiren iktidarın toplumsal bozulmaya bakışı önem kazanır. Toplumsal bozulma kamu kaynaklarının kullanımı ve dağıtımını da bozmuş ise toplumsal adalet de bozulmuş demektir. Bir toplumu ayakta tutan, toplumsal düzeni sürdürülebilir kılan en önemli unsur toplumu oluşturan bireylerin adalet duygusu ve toplumsal adalete olan güvenidir.

Finansal istikrarın sağlanamaması, finansal kayıplar ve gelir dağılımında sağlanamayan adaletsizlik toplumsal çürümeyi ateşler. Böyle bir durumda toplumun çalışan ve üreten kesimlerinin morali bozulur ve toplumsal kurumlar bireyler nezdinde itibar kaybına uğrar. Tedbir olarak uygulanan denetim ve gözetlemenin artması, getirilen yeni düzenlemeler toplumsal kaygıyı arttırır. Sonuçta toplumsal düzene karşı bir güvensizlik oluşur.

Toplumsal bozulma veya korozyon toplumu ayakta tutan temelleri de bozar. Sosyal normlar ve değerler de bozulur. Toplumu oluşturan bireylerin ortak inanç ve değerleri, davranışları ve beklentileri de korozyona uğrar. Böylece toplumda işbirliği ve uyum sorunları yaşanmaya başlar.

Diğer yandan aile, eğitim sistemi, dini kuruluşlar ve kamu kurumlar da korozyona uğradığında toplumun yapısı ve devamlılığı zarar görür. Sonuçta toplumsal çatışmaların yolu açılmış olur.

Korozyona uğrayan bir toplumda yasalar ve yönetmelikler istenilen ölçüde işlevsel olamaz. Toplumsal normlar ve değerler bozulma yaşamış ise yasalar ve kurallar da beklendiği gibi işlemez ve sonuçta farklı nedenlerle ve çeşitli biçimlerde ihlaller ve yolsuzluklar görülmeye başlar. Bozulmanın ileri aşamalarında bu ihlaller normal görülmeye başlar, hatta bir gereklilik olarak algısı oluşur.

Toplumsal düzeni korumak ve sürdürmek için oluşmuş olan resmi ve resmi olmayan toplumsal kontrol sistemleri de toplumsal bozulma sürecinde zarar görürler. Kolluk kuvvetleri, yargı sisteminin işleyişi gibi kontrol sistemlerinde görülen aksamalar, ihlaller veya suiistimaller yaygınlaşmaya başlar ve normal teamül olarak görülmeye başlar. Bu durumda devreye girmesi gereken toplumsal baskı da işe yaramaz olur. Zaten bozulmanın bireylere kadar ulaşmış olması toplumsal baskıyı da etkisiz ve hatta gereksiz kılar.

Kapitalizm kurallarına göre işleyen bir küresel ekonomik sistem içerisinde toplumsal bozulmanın en etkili unsuru olarak ekonomik faktörleri en başa koymak gerekir. Günümüz toplum düzenini koruma ve sürdürmede ekonomik istikrar ve kaynakların adil dağılımı çok önemli bir rol oynamaktadır.

Ekonomik yetersizlikler, gelir dağılımında eşitsizlikler, sosyoekonomik dengelerin korunamaması, özellikle orta ve alt sınıf toplum kesimlerinin gelir düzeylerinin düştükçe ekonomik olarak üst dizeydeki toplum kesimlerinin gittikçe zenginleşmesi kaçınılmaz olarak toplumsal gerginliklere ve çatışmalara yol açmaktadır.

Günümüz bilgi toplumları veya sanayi sonrası dijital toplumlarında bozulma bilgi ve teknoloji temelli olma eğilimi göstermektedir. Hacker, telefon dolandırıcılığı, dijital paralarla sahtekârlıklar yeni tip dijital çağ toplumunun bozulma göstergeleridir. Dijital teknoloji sanayi sonrası bilgi toplumlarının itici gücü olarak görülmesi aynı zamanda toplumsal bozulmanın görünür belirtileridir.

Veri hırsızlığı, dijital verilerin suiistimal edilmesi, siber saldırılar, siber savaş gibi kavramlar artık toplumsal bozulmanın belirli bir toplumla sınırlı kalmasını mümkün kılmamaktadır. Dijital çağ, dijital teknoloji kendi dijital toplumunu oluşturduğu için dijital toplumun bozulması da dijital temelli olmak durumundadır. Dijital toplumda teknik becerilere sahip olmak bilgi toplumundaki insanları başarıya ulaşmak için gerekli olduğundan teknik becerinin suiistimali sınırsız biçimde dijital toplumun bozulması ile ilişkilidir.

Bilgi temelli dijital toplumda kültürel gelenekler ve uygulamalar, kimlik ve aidiyet duygusu, ritüeller, kutlamalar ve ortak tarihler, topluluk bağları artık çok değerli ve gerekli değildir. Dijital teknoloji becerileri ile donatılmış bilgi toplumunu bozulmasının asıl sebebi de budur. Kültürsüz, geleneksiz, kimliksiz, cinsiyetsiz, milliyetsiz bir toplum bozulmaya mahkûmdur.

Tüfenk icat oldu mertlik bozuldu. Bilgi toplumu ve dijital teknoloji toplumu ayakta tutan değerlerin önemini ve gerekliliğini azalttı veya en azından sorgulanır hale getirdi.

Toplum veya toplumlar doğal gidişat içinde bozuluyor ve bozulma devam edecek gibi de görünüyor. Öyle ise toplumdaki veya bir toplumsal katmandaki bozulmanın önlenmesi isteniyorsa düzenlemeye veya düzeltmeye nereden başlamalı?

Düzenleme veya düzeltme tabandan tavana doğru mu? Yoksa tavandan tabana doğru mu? Bu sorunun cevabını İbn-i Rüşd veriyor:

“Yumurta dıştan bir güçle kırılırsa yaşam son bulur, içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar; zira sahih dönüşümler hep içten gelir.”

Prof. Dr. Mehmet Şahin \ Timeturk

Tüm Yazıları

Haber Ara