Dolar

42,5129

Euro

49,5407

Altın

5.765,14

Bist

11.007,37

Bir mi? 1 mi?

3 Ay Önce Güncellendi

2025-09-12 07:18:13

İsmail Yurdseven

Gelin önce sizinle matematik yapalım; belki sonra şirinleri de görürüz.

Hikâyemize basit bir işlemler zinciriyle başlayalım. Adı Collatz Sanısı. Kuralı son derece basit: Bir sayı alın. Eğer çiftse ikiye bölün. Tekse, üçle çarpıp bire ekleyin. Ve bu işlemi tekrar tekrar uygulayın. Göreceksiniz ki hangi pozitif sayıdan başlarsanız başlayın, dizi sonunda hep 1'e ulaşır.

Mesela 6 ile deneyelim:

6 → 3 → 10 → 5 → 16 → 8 → 4 → 2 → 1.

Ve sonra: 1 → 4 → 2 → 1 → 4 → 2 → 1... bu döngüye girersiniz ve oradan çıkış yoktur.

Bu, sadece bir matematik kuralı değil; neredeyse bir varlık metaforu gibidir. Zira her birey, sistemin işlemlerine maruz kaldıkça azalır, bölünür, yükselir, parçalanır ve sonunda sabit bir noktaya indirgenir: 1.

Negatifin Yazgısı
Eksilerek Yok Olmak mı?

Peki ya negatif sayılar?

Mesela −17 sayısını Collatz işleyişine sokalım. Negatif sayılar bu döngüde kaotik ve istikrarsız bir şekilde, artıya geçemeden sürekli eksiye doğru ilerler. Bir sistemsizlik içinde kaybolurlar. Sonuç? Sonsuza dek eksilen bir çöküş.
Ama bu bir yok oluş değildir. Hiçliğe değil; biteviye bir eksilmeye, bir daha eksiye gidişe yazgılıdırlar.

Başlangıç: -17 (tek sayı)

  1. 3×(-17) + 1 =-51 + 1 = -50
  2. -50 → çift, böl 2 =-25
  3. -25 → tek, 3×(-25) + 1 =-75 + 1 = -74
  4. -74 → çift, böl 2 =-37
  5. -37 → tek, 3×(-37) + 1 =-111 + 1 = -110
  6. -110 → çift, böl 2 =-55
  7. -55 → 3×(-55) + 1 =-165 + 1 = -164
  8. -164 / 2 =-82
  9. -82 / 2 =-41
  10. -41 → 3×(-41) + 1 =-123 + 1 = -122

Ve böyle sürekli daha da küçülerek devam ediyor…

Artıya dönüştürülmeyen, yani sistemin "pozitif işlem mantığına" dahil edilemeyen her yapı, sonsuz bir eksilme hali ile cezalandırılır. Bu bir yok etme değil, görünmezleştirme yöntemidir. Çünkü sistem yalnızca artı olanı işler. Artı olanı görünür kılar. Artı olanı kutsar. Negatif dışlanır.

Tıpkı toplumların dışladığı bireyler gibi. Tıpkı sistemin dışında kalan düşünürler gibi. Tıpkı sistemin matematiksel mantığında yeri olmayanlar gibi.

Varlığın Anlamına Dönüş

Martin Heidegger, Varlık ve Zaman (Sein und Zeit) adlı eserinde, gündelikliğin içinde insanın "varlığın anlamını unuttuğunu" dile getirir.
Dasein, yani "orada olan varlık", kendi varlığının farkında olan tek varlıktır. Ama bu varlık, modern yaşamda das Man — yani “herkesin yaptığı gibi yapan” — hâline dönüşür.

Das Dasein ist je meines.
"Dasein her durumda benim kendimimdir."

Bu ifade, varoluşun özgünlüğünü vurgular. Her birey, kendi varlığının özgün taşıyıcısıdır. Ama sistem, bireyi bu özgünlüğünden koparıp anonim bir döngüye sokar. Tıpkı Collatz'daki gibi. Tekilliğini yitirmiş her birey, sistemin işlem mantığında sabitlenir. Ne kadar çırpınırsa çırpınsın, sonunda bir olur. Yani birleştirilir. Ama bu tevhid değil, indirgemeci bir tekliğe mahkûm edilmedir.

Görüntüler Çağında Varlık Krizi

Jean Baudrillard ise Kötülüğün Şeffaflığı adlı eserinde şöyle der:

"Il y a une profusion d'images sans valeur de visibilité."
"Görülmeye değer olmayan bir görüntüler bolluğu var."

Simülasyonlar çağında yaşıyoruz. Gerçek olanı değil, gerçekmiş gibi olanı yaşıyoruz. Tüm imgeler, hakikatin yerini alıyor. Ama ortada artık hakikat kalmıyor. Kötülük bile şeffaflaşıyor. Çünkü herkes görüyor ama kimse anlamıyor.

"Les hommes fabriquent des machines intelligentes... confier à ces machines l'intelligence, c'est se délivrer de toute prétention à connaître."
"İnsanlar akıllı makineler yaratıyor... Aklı bu makinelere emanet etmek, bizi artık bilme iddiasından bile kurtarıyor."

Baudrillard'a göre bilmenin, anlamanın, sezmenin değeri kalmamıştır. Çünkü her şey simüle edilmiştir. Yeni bir şey yoktur. Tıpkı Collatz döngüsündeki gibi: Her yol, hep aynı yere çıkar. 1'e. Görüntüler, imgeler, sistemler ve bireyler... hepsi aynı sonuca mahkûmdur. Anlam yoktur, yalnızca işlem vardır.

Devlet Partisi (Tek Parti) Sistemleri ve Siyasal Collatz

Devletlerin inşa ettiği çoklu görünse de sadece tek parti sistemidir ve bu kurgu da böyledir. Her farklılığı bastırır. Her kimliği tekleştirir. Her muhalefeti negatifleştirir. Her bireyi bire indirger. Yani birey olmaktan çıkarır.

Bu, sadece bir siyasî tasfiye değildir. Aynı zamanda ontolojik bir operasyondur. Çünkü sistemin işleyemediği her yapı, yok sayılır. Tıpkı Collatz algoritmasında negatif sayıların döngüye girememesi gibi.

Ölümle Yüzleşme

Heidegger'in ölüme-doğru-varlık kavramı burada çok önemlidir. Zira gerçek varlık, ölümlülüğünün farkında olan, yani sınırlarını bilen bireydir.

Ama sistem, bireye bu farkındalığı tanımaz. Onu sadece döngüde bir işlem olarak işler. Zaman dışı bir çevrimde tutar. Sürekli döndürür. Ama bu döngüde zaman yoktur, deneyim yoktur, anlam yoktur.

Zaman Eleştirisi

Baudrillard bunu şöyle ifade eder:

"La simulation efface le temps lui-même. Les événements arrivent, mais rien n'est vécu."
"Simülasyon, zamanın kendisini de siler. Olaylar olur ama hiçbir şey yaşanmaz."

Yani bireyin yaşadığı yoktur artık. Sadece bir şeylerin olduğu varsayılır.
Tıpkı Collatz'ın işleminde olduğu gibi: Sayı azalır, artar, döner… ama hep aynı yere çıkar. Çünkü yaşanmışlık yoktur. Anlam yoktur. Süreç vardır, ama hakikat yoktur.

Eksilmeyi Göze Almak

Bu nedenle eğer biz, bu sistemin dışına çıkmak istiyorsak — negatif olmaktan korkmamalıyız. Eksilmeyi göze almalıyız. Sistemin işlem mantığına girmeyen bir sayı gibi; ama hâlâ orada, hâlâ yaşayan, hâlâ var olan...

Zira Allah'ın birliği, sistemin 1'liğine benzemez.

O, sabit bir sonuç değil, her şeyi kuşatan, aşkın bir hakikattir.
Sistem bizi indirgerken, Allah bizi var eder.
Sistem bizi aynılaştırırken, Allah bizi eşsiz yaratır.
Sistem döngü yaratır, Allah anlam verir.

Bir Sayı Alın, Ama Döngüyü Kırın

Hadi başa dönelim.

Bir sayı alın. İşlem yapın. Ama sonucu değiştirmeye cesaret edin.
Sabitlenmeyin. Döngüyü kırın. Eksilmeyi göze alın.
Çünkü hakikat, eksilerde gizlidir.
Ve o hakikat, bir olan Allah'tadır.

Çünkü biz bu çağın algoritmasına değil, bu âlemin Rabbine inanırız.

Tüm Yazıları

SON VİDEO HABER

Sosyal medyadaki 'beyaz diş' tuzağı

Haber Ara