Dolar

42,5284

Euro

49,6258

Altın

5.777,46

Bist

11.000,01

Mütref toplumlar

2 Hafta Önce Güncellendi

2025-11-22 00:29:46

Yusuf Sarıkaya

Arapça bir kelime olan mütref, azgın, söz dinlemez, şımarık, savurgan, nimetle şımartılmış anlamlarına gelir. “Tefsir kaynaklarında mütref bol nimet içerisinde yaşayan, bu nimetleri Allah'ın rızasına muhalif bir şekilde kullanmanın neticesinde O'nun gazabına çarpılan, refah ve zevk peşinde koşan, Allah'ın verdiği çeşitlei nimetler içerisinde yaşarken şımaran, iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma gibi dini (insani ve ahlaki Y.S.) görevleri terk ederek, cenneti unutup dünyayı tercih eden ve ahireti terk edip dünyanın zevk ve lezzetlerine dalan, hayatın tadını çıkarmaya çalışırken, hayatında ahlakî endişelere pek yer vermeyen ve benzeri kişiler.” Şeklinde mütref için geniş bir tanımlama yapılmaktadır. [1]

Kur'an-ı Kerim'de rabbimiz özellikle kavramlara yüklediği anlamlarla vahyini peygamberlerine göndermiştir. Bu nedenle kavramlara yüklenen anlamları Peygamberler tebliğde bulunduğu halka açıklarlar. Daha sonra da âlimler bu işi yüklenirler. Kur'an'da dile getirilen bu kavramlar güncele de ışık tutacak şekilde sunulmazsa İslam Dini belli ritüeller ve içi boş ifadelerle çeşitli efsunlu söylemlere dönüşür. Bugün din adına insanları aldatan, büyücü, muskacı meczupların ağına takılmaktan kurtulamaz. Bundan kurtulmanın yolu Kur'ânî kavramları bilmek, ona yüklenen manaları kavramakla mümkün olur. En azından bilenler bilmeyenlere bu yolla seslenmelidir.

Bir yetkili ağızdan daha mütref kavramının ne anlam ifade ettiğine kulak verelim dilerseniz: “Bol nimete sahip, rahat içinde müreffeh bir hayat süren, kendisine verilen bol nimetlere doymayan, tatmin duygusunu yitiren, pervasızlaşan, kimseden nasihat almaya yanaşmayan, azan, dünya nimetleri hususunda geniş bir bolluğa sahip kılındığı için müstağni davranan, şımardıkça şımaran ve elde ettiklerine hükmetme konusunda aklı devreden çıkarıp anlık hazların peşine düşen, üst dudağında olanı görmeyecek kadar mütekebbir olan (kendini beğenmiş, büyüklenen. Y.S.) kimse, terk edildiği için kendi başına kalan ve yalnızlığını aklına gelenlerle telafi etmeye çalışan insan tipi.”[2]

Şimdi bu kavram ışığında toplumun bir kısmına şöyle bir göz atalım. Bu tanım toplumumuzda bazılarımıza denk geliyor mu gelmiyor mu? Acı ama gerçeği dile getirmek zorundayız maalesef denk düşüyor. Gerçi Kur'an'da daha çok yönetici pozisyonda olan, hâkim elit kesimin şımarıklıkları Mele' ve Mütref kavramları ile ifade edilir ama günümüzde halkı da içine alacak şekle bürünmüştür. Şımarıklık, tatmin olamama, müreffeh yaşamdan başka hiç bir şey düşünmeme yaygınlaşmıştır. Büyüklenme, kendini beğenme, asalak yaşama, pervasızca her şeyi yapmaya teşne olma davranış biçimleri azımsanamayacak ölçüde yaygınlaşmıştır. Elindeki imkânların çokluğu nedeniyle başkalarına karşı müstağni olduğu (eyvallahı olmadığı) vehmine kapılma kol gezmektedir. Ahiret hayatını öteleme veya yok sayacak davranışlar sergileme mutat (sıradanlaşmış) hale gelmiştir. Bu tehlike çoğumuzun kapısına dayanmıştır. Bu durum abartı değil gerçeğin ta kendisidir. Bu ahlâkî yozlaşmanın sebebi aşırı dünyevileşmedir. Çoğumuz bu hastalığa müptelayız. Bu gün annesinin veya babasının maaşına göz dikmiş nesiller var. Uyuşturucu bağımlılığı en büyük bela olmuş. Anne ve babaların hizmet edip büyüttüğü çocuklara şimdi yine anneler ve babalar hizmet veriyor. Ben yemedim oğlum/kızım yesin, ben giymedim oğlum/kızım giysin diyen büyükler obur bir nesil yetiştirdiklerini sonradan anladılar ama iş işten geçti. Kariyer diye bir put türetildi. Evlenen, çoluk çocuk sahibi olan yok. Evelenenlerin çoğu da fazla sürdüremiyor. Sağlam toplumu sağlam aileler inşa eder. Bu gerçeğe göre kendimize puan verelim bakalım ne haldeyiz.

O halde gelin dünyevileşme putunu kıralım. Sonlu dünyada ebedi kalacakmış gibi bir mantık taşımayalım. Varlık bizi şımartmasın şükrümüzü artırsın. Hesap gününün kesin geleceğine imanımızı yenileyelim. Çocuklarımızı çalışkan, kanaatkâr, saygılı yetiştirmeye gayret gösterelim. Bu önerilerimin birinci muhatabı ailedir. İkinci muhatabı ise yönetimi elinde tutan yetkililerdir. Eğitimi at yarışçısı gibi yarışma alanı yapmayalım. Erdemli, fedakâr, çalışkan kendine, ailesine, ülkesine, insanlığa faydalı nesiller yetiştirmenin yollarını daha fazla açalım. Bununla birlikte çok güzel örnek nesillerimiz var ama bunların sayılarını çoğaltalım. Zira bu mütref , zalim ve şımarık insanlığa ve topluma maddî gücü de elinde tutan imanlı ve vicdanlı nesiller yetiştirmekle ancak şekil verebiliriz.

Yusuf SARIKAYA \ Timeturk

[1] Kur'an'da Mütref Kavramı, Nurettin Turgay, Dicle Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi

[2] Mütref ve İnanç Esaslarına Tesiri, Doç. Dr. Tevfik YÜCEDOĞRU, U. Üniversitesi

Tüm Yazıları

Haber Ara