Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının TOKİ eliyle 81 ilde yapacağı 500 bin sosyal konut projesine yoğun bir ilgi oldu.
Bakan Kurum, deprem konutları vesilesiyle bulunduğu Adıyaman'da katıldığı bir programda konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, projeye vatandaştan yoğun bir ilginin olduğunu belirtti.
10 Kasım'da başlayan başvurularda 500 bin konut için yaklaşık 3 milyon geçerli başvuru yapılmış. 19 Aralık'a kadar devam edecek başvuruda sayının daha da artacağı anlaşılıyor. Vatandaşın projeye yoğun ilgisi olduğu görülüyor.
Son dönemde yüksek maliyetlerden ve sınırlı kredi imkanlarından dolayı konut üretiminde düşüşler yaşandığı biliniyor. Bu yüzden de vatandaşların konuta erişiminde zorluklar yaşanıyor. Devlet bu ihtiyacı gördü ve doğru bir hamle ile ihtiyaca cevap verme yolunda önemli bir adım attı.
Projenin ne kadar doğru bir hamle olduğu gelen talepten belli. Tam 6 katı talep geldi ilk günlerde. Bu aynı zaman da devlete olan güvenin de bir göstergesi. Vatandaş TOKİ'nin bu konutları yapıp teslim edeceğinden kuşku duymuyor.
Bu tür büyük projelerin şöyle de bir faydası var ekonomik açıdan. Planlaması, maliyetlendirilmesi, projelendirilmesi, üretim aşamaları ve finansmanı TOKİ'nin tecrübesi ve bilgi birikimi sayesinde daha ekonomik ve daha az maliyetle yürütülmektedir. Pozitif ölçek ekonomisi devreye giriyor bu şekilde.
Ayrıca TOKİ konutları özel sektör konutlarına nispetle daha planlı, sosyal donatıları, otopark ve yeşil alanları ile sakinlerine yaşanabilir bir ortam da sunuyor.
Evlerin küçük m2'li olması, maliyetleri düşürüp ev almayı kolaylaştırırken, enerji tüketimi ve mobilya ihtiyacını da azaltarak bu evlerde yaşamı kolaylaştıran bir yönü de var.
150-200 m2 evler yapıp da odalarını mobilya ile doldurmak, ısıtmak için boşa enerji harcamak gereksiz ve israf. Maalesef artık çekirdek aile bile dağılmaya başladı. Tek başına ya da sadece karı koca yaşayan insanlar için büyük evler yaşanılabilir olmaktan çıkmaktadır.
Buradan Murat Kurum'a seslenerek şöyle bir öneride bulunmak istiyorum. Bu evler için ne kadar ihtiyaç olduğu 3 milyon başvurudan anlaşılıyor. Bu rakamı 500 binden 750 bine mümkünse bir milyona çıkarın. Ortada ciddi bir ihtiyaç ve bunu karşılayacak talep var. Tabi ki sayıyı artırmak bütçe meselesi. Devletin önden harcaması ve sübvansiyonu için finansman gerekiyor.
Muhalif gazeteci İsmail Saymaz bile bu proje için Murat Kurum'u ve tabi ki şahsında Devleti tebrik etti. Hatta 500 bin konutun 5 milyonu bulabileceğini söyledi. Sayının artırılmasını istedi. Haklı da.
Şu anda 6 kişiden birinin yüzü gülecek. Bu rakamı 2 kişiye çıkarmak devlet için zor olmasa gerek. 500 bin konutun nerelere yapılacağı zaten belirlenmiş durumda. Buralara yapılacak konutların sayılarını artırmak yeterli olacaktır.
Buradan oluşacak ekonomik çıktı Türkiye ekonomisine büyüme, istihdam ve daha birçok başlıkta olumlu katkı sağlayacaktır. Bakalım devlet başvuru sahiplerinin bir kısmının daha yüzünü güldürebilecek mi?
CAİZİYET MESELESİ
Projenin açıklanması ile birlikte bu projeden ev almanın caiz olup olmadığı tartışılmaya başlandı.
Sosyal medyada bu konuda yayınlanmış videolara göz attım. Tartışma noktaları; 20 yıl sonunda ödenecek tutarın sözleşme başında belli olmaması yani fiyat belirsizliği, evlerin mutlak kullanımının tüketiciye geçmemesi, hem taksitlere enflasyon ilavesi yapılması (Faiz kabul ediliyor) hem de taksitlerde gecikme olduğunda gecikme faizi alınması v.b. nedenlerden dolayı caiz olmadığını söyleyenler olduğu gibi, devletin ihtiyaç sahiplerine destek olmak için kâr amacı gütmeden ev sattığı, 20 yıl vadeden dolayı şimdiden net fiyatın ortaya çıkamayacağı bu nedenle enflasyona endeksli yapıldığı, evleri ihtiyaç sahipleri alsın diye bir takım kısıtlamalar konulduğu, bu işte toplum maslahatı gözetildiği için caiz olduğunu ifade edenler de oldu.
Ayrıca bazı Alimlerin eleştirileri dikkate alınarak TOKİ sözleşmesi üzerinde İslam hukukunda satışı batıl olmaktan çıkaracak birtakım değişiklikler yapıldığı söyleniyor. Bu olumlu bir gelişme.
Bundan sonraki süreçlerde devletin bu tür sözleşmelerde vatandaşın dini hassasiyetini gözeten düzenlemeler yapması ihtiyaç sahiplerinin tamamının gönül rahatlığı ile başvuru yapmasını sağlayacaktır.
Dr. Yüksel KELEŞ \ Timeturk