Dolar

42,5272

Euro

49,6295

Altın

5.776,96

Bist

10.970,91

Alışverişte iktisatlı, infakta cömert olmak

2 Ay Önce Güncellendi

2025-10-14 00:01:24

Dr. Yüksel Keleş

Erkam yayınlarından çıkan Sevenlerinin dilinden Musa Efendi kitabını okurken bir bölüm dikkatimi çekti.

Musa Efendi'nin infak edebi bahsinde kendisinden nakille şu tavsiyelerde bulunduğu ifade ediliyor;

“Şunu iyi bilin ki, Dolmabahçe Sarayında da Topkapı Sarayında da yaşasanız, yine riyâzâtla yaşamaya mecbursunuz. Onun için malı da mülkü de ancak kalbinizin dışında taşıyın. Eğer ihtiyaç fazlasını Allah yolunda infak etmezseniz Allah'ın verdiği nimetlere karşı nankörlük etmiş olursunuz. Unutmayın ki, infak edilmeyen nimetler ziyan edilmiş demektir. Ziyan edilen nimetlerde hesabı çok ağır birer ahiret vebalidir”

Yine Musa Efendi en yakınındakilere küçük yaşlarında bile aldıkları elmayı, portakalı kaç liraya aldıklarını sorar ve “Çarşıdaki bütün fiyatları dolaştınız mı” derdi.

İki liraya alınabilecek aynı kalitede bir şeyi üç liraya almayı israf sayar ve çevresindekilere iktisatlı olmaları hususunda tembihte bulunurdu. Kısaca kendine harcarken kılı kırk yarar, Allah yolunda alabildiğine vermekten haz duyardı.

Özetleyerek verdiğim yukarıdaki bölümlerden esinlenerek dini bir metin yazmayacağım. Bu tavsiyeleri bir iktisatçı gözüyle değerlendireceğim.

Öncelikle riyâzât kavramına kısaca değinmekte fayda var. Yine aynı eserde, nimetleri kendi nefsi adına kullanırken kifayet miktarıyla yetinmek olarak açıklanmış. İktisadi açıdan bakıldığında ihtiyacın karşılanması ve özellikle aşırı tüketimden kaçınmayı telkin eden bir kavram olarak da görebiliriz.

Musa Efendi çevresindekilere mal alırken fiyat araştırması yapmalarını tavsiye ediyor. İktisat literatüründe ideal piyasayı tanımlamak için kullanılan tam rekabet piyasasının özelliklerinden biri de alıcı ve satıcıların piyasaya ilişkin tam bilgiye sahip olmasıdır. Yani alıcılar ve satıcılar piyasadaki tüm fiyatları bilmektedir. Fiyat araştırması, pahalı ürün alarak aldanmanın önüne geçen bir eylem olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda satıcıların da alıcılar vasıtasıyla piyasadaki fiyatlardan haberdar olmalarını sağlayan bir fonksiyon icra ediyor.

Musa Efendi, iki liraya alınacak bir malı üç liraya almayı israf kabul ediyor. Tüketicilerin kaliteli mala ucuz fiyattan ulaşmalarını tavsiye ediyor. Kimileri için cimrilik olarak görülebilecek bir davranış olabilir. Param var neden dolaşayım ki, beğendiğim ürünü alırım yaklaşımı aslında enflasyonist bir yaklaşım. Pahalı ürünlerin piyasada tutunmasını sağlarken, üreticilerin maliyetler konusunda daha az hassas olmasına yol açar. Nasıl olsa tüketici bu fiyattan da alıyor düşüncesi ile ucuz ve kaliteli mal üretimini engelleyen bir unsura dönüşür. Kalitesiz üretim, aşırı tüketimi ve israfı beraberinde getirir.

Arz talep kanunu çerçevesinde aynı kalitede daha pahalı satılan ürünlerin alıcı bulması üretimini teşvik eder. Aksine tüketicilerin mal alırken fiyat araştırması ile hem kaliteli hem daha ucuz malı talep etmeleri üreticilerin de maliyetlerini aşağı çekerek üretim yapmalarına vesile olur.

Aslında Musa Efendi'nin fiyat araştırması ve aynı kalitede daha uygun fiyatlı mal arama tavsiyesi arka planda üretim, kaynak kullanımı, fiyatların oluşumu, enflasyon, gelir dağılımı, verimlilik, rekabet gibi mikro ve makro iktisat sahasındaki birçok konuyu esastan etkilemektedir. İktisadi açıdan üretici davranışları tüketici davranışları ile şekillenmektedir. Tüketicilerin fiyat duyarlılığının yüksek olması, üreticileri maliyetleri düşürme ve ucuz mal üretme eğilimine yönlendirmektedir. Bu durum iktisadi kaynakların daha verimli kullanımını da desteklemektedir.

Mikro iktisadın bir konusu olan tüketici davranışları teorilerine göre kişi bütçesi ile belirli miktar ve çeşitte mal ve hizmet tüketebilmektedir. Tüketimini artırabilmesi için ya bütçesinin artması ya da daha ucuz mal ve hizmet guruplarında tüketim yapması gerekir. Fiyat araştırması ile aynı kaliteyi daha ucuza bulan tüketici, fiyat araştırmayan kişiye nispetle bütçesini artırmadan daha fazla ve daha çeşitli tüketim imkanına kavuşacaktır.

İnfak meselesine gelecek olursak, kendi ihtiyaçlarını giderirken kaliteli ve ucuz malı arayan kişi, oradan elde ettiği tasarruftan daha fazlasını ihtiyaç sahipleri için elinden çıkarmaktadır. Yani kendine harcadığından daha fazlasını başkalarına maddi bir bedel almadan vermektedir. Klasik iktisadın tüketim ve ben merkezli homo economicus olarak adlandırılan insan modelinden farklı bir insan modeli ortaya çıkmaktadır.

Kendi ihtiyaçları için kılı kırk yaran bu insan modeli, cimrilikle israf arasında tutumlu insanı temsil etmektedir. Bu insan, mal alırken ucuza kapatan ve satıcıya kar bırakmayan insan modeli değildir. Bu insan, malı kötüleyerek ucuza almaya çalışan fırsatçı değildir. Bu insan, karşısındakini kandırmayı kurnazlık sanan gafil değildir. Diğer taraftan parası olduğu için pahalı mal almayı umursamayan, elindeki paranın bolluğuna güvenen, uygun fiyatlı mal arıyor diye kendisine cimri yaftası yakıştırılmasından endişelenen insan da değildir.

Bu insan, harcamada israfa kaçmayan, tutumlu ve rasyonel iktisadi davranışlar sergileyen infakta ise cömert bir şahsiyettir.

Dr. Yüksel KELEŞ \ Timeturk

Tüm Yazıları

Haber Ara