“İlk taşı, içinizde günahsız olan atsın…”
Hz. İsa'nın o meşhur sözü…
Asırlardır insanlığın yüzüne tokat gibi çarpan cümle.
Ama gel gör ki bugün ülkede taş kalmamış!
Herkes birbirine sallıyor.
Taş atan atana…
Sanki hepimiz meleğiz!
Bakkal kasabı hırsızlıkla suçluyor,
Kasap bakkalı ahlaksızlıkla…
Muhtar, çiftçiyi dolandırıcı ilan ediyor;
Çiftçi muhtara “yiyici” diyor.
Memur, amirine “torpilci” diye bağırıyor;
Amir memura “kaytaran” diyor.
Öğrenci öğretmeni karalıyor,
Öğretmen öğrenciyi…
Stajyer patronu “sömürücü” ilan ediyor,
Patron stajyere “köşeye yatmış” muamelesi çekiyor.
Şoför esnafa,
Esnaf belediyeye,
Belediye vatandaşa,
Vatandaş siyasetçiye,
Siyasetçi birbirine taş atıyor!
Bürokrat işadamını suçluyor,
İşadamı bürokratı…
İmam cemaatten şikâyet ediyor,
Cemaat imamdan…
Uzat gitsin…
Ülke komple birbirini parmakla gösteren günahkârlar koğuşu!
Herkes birbirini “ahlaksız, hırsız, üçkâğıtçı” ilan etmiş durumda.
Sanki hepimiz tertemiziz de…
Sanki toplum, melekler korosu!
Biri çıksın da desin:
“Yahu arkadaş… kim bu günahsız olan?”
Çıt yok.
⸻
O yüzden diyorum ki…
Çağırın Hz. İsa'yı!
Vallahi çağırın gelsin de şu kalabalığın ortasına bir daha söylesin:
“İlk taşı, günahsız olan atsın…”
Millet bir anda taşı indirecek, merak etme.
Birbirine sallayan o “çok temiz” kitle, bir anda sessizleşecek.
Çünkü hepimiz biliyoruz:
Kimse günahsız değil.
Ama nedense herkes birbirinin avukatı, savcısı, hâkimi…
Kendi defterini görmezden gelip başkasının günah sayfasını okuyan bir topluma dönüştük.
⸻
Son söz:
Bu ülkede taş çok.
Ama tutanı fazla abartıyor!
Önce herkes bir kendine baksın;
Sonra taş mı atar, çiçek mi uzatır ona karar versin.
Ahmet Keser \ Timeturk