Tarih 1914'tü. Osmanlı henüz Birinci Dünya Savaşına girmemişti. Devlet-i Aliyye Trablusgarp ve Balkan savaşlarında mağlup olunca itibar kaybı yaşadı. Dönemin Osmanlı hükümeti bu itibarı yeniden kazanmak için Osmanlı Pilotlarına uçakla bir Mısır seferi yaptırma kararı verdi. Osmanlı'nın yetişmiş ilk pilotları bu sefere katılmak için çok hevesliydiler. Bu önemli göreve pilotlardan Fethi ve Nuri Bey seçildi. Fethi Bey'e rasıt olarak Sadık Bey, Nuri Bey'e İsmail Hakkı Bey refakat edecekti. Bu hava seferinin uçuş mesafesi 2500 km, uçuş süresi de 25 saat olarak belirlendi. Uçakların Anadolu hava sahasında geçecekleri güzergâhları tespit edildi. Tespit edilen şehirlere uçakların acil durumlarda ve tamir gerektiğinde inmeleri için bütün hazırlıklar yapılmıştı. Pilotlarımızın başşehir İstanbul'dan havalandıktan sonra uçuş rotası şu şekildeydi; Eskişehir, Afyonkarahisar, Konya, Adana, Halep, Humus, Beyrut, Şam, Kudüs, El- Ariş, Port Said, Kahire, İskenderiye.
Bu hava seyahatinde ilk olarak Fethi Bey'in Bleriout tipi uçakla İstanbul'dan havalandı. Anadolu'da belirlenen güzergâh üzerindeki şehirleri geçen Fethi Bey'in önünde bir engel vardı. O da Toros dağları idi. Kahraman ve gözü pek pilotumuz Fethi bey aşılması zor görülen Toros dağlarını aşmış Adana'ya ulaşmıştı. Fethi bey ve rasıdını Adana'da coşkulu bir kalabalık karşıladı. Burada en güzel şekilde ağırlandılar. Adana'dan kalkan uçak Halep'e ulaştı. Pilot ve rasıdını gittikleri şehirlerde görkemli karşılama törenlerinde coşku doruğa çıkıyordu. Fethi Beyin kullandığı uçak Halep'ten sonra Humus üzerinden Şam'a ulaştı. Şam ahalisi büyük bir heyecanla Fethi Bey ve Sadık Bey'i karşıladı. Şam ahalisinin dualarıyla oradan havalanan Fethi Bey'in uçağı kırıma uğradı ve Taberiye gölü yakınlarındaki bir beldeye düştü. Bu haber duyulduğunda Şam halkı çok üzüldü. Hatta bir gazete manşetinde ‘'Şam Ahalisi teessürden çıldırıyordu'' yazıyordu. Şehitlerin cenazelerine ulaşıldı ve Fethi Bey ve Sadık Bey'in naaşları trenle Şam'a nakledildi. Şam'da yüz bin kişinin katıldığı bir cenaze namazı kılındı. Şehitler Sultan Selim Cami haziresinde defnedildiler.
Bu sıralarda İstanbul'dan havalanan Pilot Nuri Bey'in idare ettiği ikinci uçak belirlenen rota üzerinde Yafa şehrine kadar ulaştı. Nuri Beyin uçağı Yafa'dan havalandıktan sonra bir türlü irtifa alamadı ve denize düştü. Bu elim olayda Nuri Bey şehit oldu rasıdı İsmail Hakkı Bey ise kazadan yaralı olarak kurtuldu. Bu kazadan sonra İstanbul'dan havalanan Salim Bey idaresindeki üçüncü uçak belirlenen rotayı takip ederek 2500 km mesafe uçarak Mısır'a ulaşmayı başardılar. Pilotlarımız Mısır'da çok görkemli bir şekilde karşılandı. Onurlarına ziyafetler veriliyor şenlikler düzenleniyordu. Salim ve Kemal Beyler Mısır'a ulaşmayı başardıkları için çok sevinçliydiler. Ancak bu sevinç buruktu. Zira Osmanlı Devleti'nin yetiştirdiği ilk pilotları şehit olmuştu. Bu olay derin bir hüzne sebep oldu.
Fethi Bey, Sadık Bey ve Nuri Bey Türk Havacılığının ilk şehitleri olarak tarihe adlarını altın harflerle yazdırdılar. Şehit pilotların hatıralarını yâd etmek için 1916'da İstanbul Fatih'te bir abide inşa edildi. Bu abide eski Fatih Belediye binası olan günümüzde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversite binası önündeki parka dikildi. Kahraman pilotlarımız adına dikilen bu anıt günümüzde ayaktadır. Ayrıca şehit pilotlarımızdan Fethi Bey'in adı 1934'de Muğla'nın Makri kazasına verildi ve ilçenin adı Fethiye oldu. Şehit pilotlarımıza rahmet olsun. Dünya durdukça adları unutulmayacak.
Ramazan Akbaş \ Timeturk
