Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

Gümüş motor fabrikasına ne oldu?

2 Hafta Önce Güncellendi

2025-12-04 00:13:41

Ramazan Akbaş

Son yıllarda savunma sanayiinde yerli ve milli imkânlarla hava, kara, deniz araçlarının ve elektronik harp sistemlerin üretimi noktasında büyük bir ivme kazanıldı. Savunma Sanayiimizde yerlilik oranı yüzde 83'ü bulmuş durumda. Durum böyle iken yakın tarihimizde yerli motor üretme hikâyesine bir bakalım.

Türk siyasetinin önemli isimlerinden Prof. Necmettin Erbakan İstanbul Teknik Üniversitesinden mühendis olarak mezun oldu. Erbakan mezuniyetin ardından akademik çalışmalar için Almanya'ya gitti. Burada çalışmalarına devam ederken Türkiye'de kullanılan basit su motorlarının dahi Almanya'dan ithal edildiğini öğrendi. Bu durumdan rahatsızlık duyan bu genç mühendis çalışmalarının ardından Türkiye'ye döndü. Bu dönemde zamanın önemli âlimi ve mütefekkirlerinden Mehmet Zahit Kotku talebesi Necmettin Erbakan'ı yerli motor fabrikası tesis etmesi için teşvik etti. Bu gelişme üzerine kurulacak olan yerli motoru üretmek için çalışmalara başlandı. Erbakan'ın hazırladığı projeye göre üretilecek motorlar tek veya çift silindirli dizel motoru olacaktı. 250 ortaktan oluşan bir birliktelik kuruldu. Dönemin Adnan Menderes hükümeti de destek verdi. Fabrikanın temeli 1 Temmuz 1956'da İstanbul Bayrampaşa'da atıldı. Yerli üretim motor için gece gündüz çalışan Necmettin Erbakan fabrikanın genel müdürü oldu. Fabrika Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın da katıldığı bir törenle açıldı. Açılıştan sonraki günlerden birinde Başbakan Adnan Menderes fabrikayı gezdi ve hükümet olarak bütün desteği verdi. Başbakan Adnan Menderes ağır sanayiye geçmek istiyordu. Hatta bu yüzden Almanya Türkiye'den işçi talep ettiğinde bu talebi kesinlikle reddetti ve işçi göndermedi. Gümüş Motor Fabrikası 1960'da seri üretime geçti. Piyasada 7000 liradan satılan ithal motorlarla aynı kalitede olan gümüş motor 5000 liradan satıldı. Hayaller gerçek olmuş ve Türkiye milli ve yerli imkânlarla motor üreten ülke durumuna gelmişti. Tabii bu durum ithal motorlardan para kazanan tüccarların hedefi haline geldi.

Oysaki Gümüş Motor ağır sanayii sürecinin başlamasını sağlayacaktı. O dönemde ithalattan büyük paralar kazanan ve ülkenin tarım memleketi olarak kalmasını isteyenler de vardı. Bunlar hemen harekete geçtiler piyasa değeri 7000 lira olan ithal motorlar bir anda 4000 liradan satılmaya başlandı. Bunun üzerine gümüş motorun fiyatı 3500 liraya çekmek zorunda kaldı. Ancak bu durum fabrikayı zora soktu ve hisse senetleri sert düştü. O dönem ithalatçılar gümüş motorun düzenlerini bozacağını bildikleri için onlara göre bu fabrika engellenmeliydi. Bunun için de ithal motorlar büyük zararlar göze alınarak yok pahasına piyasaya sürüldü.

1964 yılında bazı çevreler Gümüş Motor fabrikasının zor durumda olduğu izlenimi vermeye başlayınca hissedarlar hisselerini satmaya başladılar. Şeker şirketi hisselerin % 75'ini aldı. Hisselerin 3'te 2'si Şeker şirketine geçince fabrikanın genel müdürü Necmettin Erbakan görevinden uzaklaştırıldı. Böylece Gümüş Motor Fabrikası pancar kooperatiflerinin yetki sahibi olduğu kurum haline geldi. Fabrikanın adı Pancar Motor olarak değiştirildi. Pancar Motor 1965'te Alman Hatz firmasıyla lisans anlaşması yaptı ve ithal hava soğutmalı motor üretilmeye başlandı. Bu gelişme Türkiye'nin motor üretme rüyasını sonlandırdı. Vecihi Hürkuş'un, Nuri Demirağ'ın, Şakir Zümre'nin, Nuri Killigil'in fabrikalarının başına gelenler Gümüş Motorun da başına geldi. Aslında Necmettin Erbakan'ın sözü her şeyi özetliyordu. ‘' Bütün mesele şeftali yerine motor üretmekti''

Aradan geçen on yıllar sonra Türkiye'de TEİ helikopter, turbojet motoru ve insansız hava araçlarının motorlarını üretmekte. 60 yıl önce Gümüş motor desteklenseydi Türkiye motor üreten ülkelerin başında gelecekti. Düşünelim Devrim Otomobili, Gümüş Motor hamleleri başarıya ulaşsaydı bugün otomotiv sanayiinde dünya pazarında ülkemizin yeri neresi olurdu?

Ramazan Akbaş \ Timeturk

Tüm Yazıları

Haber Ara