Dolar

42,5273

Euro

49,6107

Altın

5.778,31

Bist

10.995,23

Osmanlı'da eğitim meselesi

2 Ay Önce Güncellendi

2025-10-14 00:01:14

Ramazan Akbaş

Osmanlı Devleti medrese sistemini Selçuklulardan miras alarak geliştirdi. İznik'te kurulan ilk medreseden sonra Osmanlı'nın Bursa, Edirne İstanbul ve birçok şehrinde medreseler açılmaya devam etti. Bu medreseler döneminin en yüksek dereceye sahip eğitim öğretim kurumlarıydılar. Osmanlı tebaasının eğitime gereken hassasiyeti gösterdi. Devlet-i Aliye'de çocuklar 4 yaş 4 ay ve 4 günlük olduğunda mektebe başlarlardı. Hem de ‘'Âmin alayı'' denilen muhteşem bir törenle sıbyan mektebine başlıyordu. Osmanlı'nın her mahalle her köyünde sıbyan mektepleri mevcut idi. Maarifperver bir hükümdar olan II. Mahmut Han döneminde sıbyan mekteplerinin üzerinde Rüştiye mektepleri kuruldu. Rüştiyeler devletin büyük şehirlerde yaygın hale geldi. Tanzimat döneminden sonra eğitim işleri modern hale gelmeye başladı. Dedesi II. Mahmut gibi maarifperver bir hükümdar olan II. Abdülhamid han da eğitime gereken önemi verdi. Bu dönemde eğitim merkezden taşraya doğru yayılıyordu. Abdülhamid han tebaasının eğitimli olmasını çok istiyordu. Sultan II. Abdülhamit devrinin dikkate değer gelişmelerden birisi de eğitim konusundaki gelişmelerdir. Bu dönemde tebaanın çocuklarını meslek sahibi etmek için mesleki ve teknik mektepler kuruldu. Çoban mektebinden tutun da bugünkü meslek liselerinin ilk nüvesi olan Sanayi Mektepleri bu dönemde tesis edildi. II. Abdülhamid han döneminde milletin evlatlarının kabiliyetlerine göre her türlü eğitim öğretim kurumu mevcut idi. Yine bu dönemde kız öğretmen okulu olan Darülmuallimat, mühendislik mektebi Hendese-i Mülkiye, o zamanki adı Darülfünun olan İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi o dönemin ürünüdür.

Sultan II. Abdülhamit han döneminde eğitim öğretim alanındaki birçok gelişmeye rağmen bazı çevreler tarihi hakikatlerle örtüşmeyen bir tarzda Sultan II. Abdülhamit Hanı Avrupa'daki gelişmeleri takip etmemekle, gericilikle itham etmeye devam ediyorlar.

Yine bu dönemde rüştiyelerde öğrenciler Arapça ve Farsça dillerinin yanında bir de yabancı dil olarak da Fransızca öğreniyorlardı. Bu mekteplerde öğrenciler hem dini hem fenni dersler görüyorlardı. Zorlu imtihanları geçip mezun olan talebeler diploma yani o dönemki ismiyle şehadetname alıyor ve devlet dairelerinde memurluk vazifesine başlıyorlardı. Bu dönemde Rüştiyelerin üzerinde İdadi ve Sultani Mektepleri de kuruldu. Yükseköğretim olarak da Darülfünun tesis edildi. Bu dönemde Osmanlı mekteplerinde mezun olanlar sonrasında cephelerde mücadele verip ülke yönetiminde söz sahibi oldular.

Tabi Osmanlı'nın okumuş nesli Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşında cephelerde şehit olduğundan Cumhuriyet döneminde eğitimli yetişmiş nüfusun eksikliği çok fazla hissedildi.

Günümüzde 15 milyon öğrencimiz, yüzbinlerce öğretmenimiz ve on binlerce okulumuz bulunmaktadır. 2025-2026 Eğitim Öğretim yılında tüm öğrencilerimize başarılar dilerken bende bir öğretmen olarak bütün meslektaşlarıma kolaylıklar diliyorum…

Ramazan Akbaş \ Timeturk

Tüm Yazıları

Haber Ara