Dolar

34,9485

Euro

36,7943

Altın

2.997,37

Bist

10.020,99

Tarihin izinden yürümek

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-03-21 13:44:41

Tarihin izinden yürümek

18 Mart 2018 tarihinde destan içinde destan yazılmış ve Çanakkale kutlamaları birbirine karışmıştır. İki zaferli tarih ve gün olmuştur. 18 Mart tarihi (1915/2018) zaferler tarihini temsil ediyor. 20'inci ve 21'inci yüzyılın Çanakkale zaferlerinin dürüldüğü tarihin adıdır. 18 Mart tarihi birden fazla Çanakkale destanına, zaferine beşiklik ve ebelik etmektedir.

Musul şehrinin adı 'ümmü'r rebiayni'dir. İki baharın anası anlamına geliyor. Saddam 'ümmü'l mearik' ya da 'mother of all wars' tabiri kullanmıştı. Amerikalılar için tehdit içeren bu ifadeyi şöyle anlamak mümkün; gelecekleri varsa görecekleri de var, geldikleri gibi gidecekler. Musul kenti de iki baharla birlikte anılmıştır. Sebebi şudur; hem ilkbahar hem de sonbahar bu şehirde latif olarak yaşanır ve idrak edilir. Bu açıdan iki baharın da ılıman olması nedeniyle 'iki baharlı' şehir denmiştir. 18 Mart da zaferi bol bir tarihtir. Simetrisi çoktur. Şimdilik yüzyıl farkıyla iki zafer yazdığına tanıklık ediyoruz. Şam ahalisinin ve halkının zafere ulaşmasıyla birlikte üçüncü Çanakkale zaferi de yaşanacaktır. Zira 2011 Mart ayında başlayan Suriye olayları da yeni Çanakkale mücadelesi olarak anılmaktadır. Zira olayların başlangıç tarihi 17/18 Mart tarihine (2011) denk gelmiştir. Henüz yeni fasılları yazılmakta ve yaşanmaktadır. Son faslının yazılmasıyla birlikte o da çağının, gününün Çanakkale zaferi olacak ve eski Çanakkale, zaferini yenisine devredecektir. Çanakkale nöbetleri günümüzde de devam ediyor. Bu nöbetlerden geriye destanlar kalıyor. Bu itibarla, 18 Mart 2018 tarihli Afrin Zaferi de yeni bir Çanakkale mücadelesi ve destanıdır. Afrin Zaferi 18 Mart'ın zaferler burcu ve ebesi olduğunu ispatlamıştır. Suriye'de tarihin izinden yürüyoruz ve tarih tekerrür ediyor.

Bilindiği gibi Zeytin Dalı hareketinin selefi olan Fırat Kalkanı hareketi 24 Ağustos 2016 tarihinde başlamıştır. Bu tarihte Yavuz'un izinden Cerablus'a vasıl olduk. Yavuz Sultan Selim de Portekizlilerden ve İspanyollardan oluşan Haçlı çizmeleri altında inleyen İslam dünyasını yağmalanmaktan kurtarmak için o tarihte harekete geçmişti. Bugün de İngiliz basınının yazdığı gibi Osmanlı torunlarının savaşçı genleri yeniden harekete geçmiştir. Bugün de karşımızda Haçlıların pışpışladığı Haçlı kalıntıları durmaktadır. Bugün de, Salih Müslim ve Can Dündar gibiler karşımızda yeni Cem Sultan müsveddeleri olarak durmaktadır.

24 Ağustos 2016 tarihi tam tamına Yavuz'un 500 yıl önce Arap diyarına ayak bastığı tarihin simetrisidir. Fırat Kalkanının ardından bu defa gündeme Afrin gelmiştir. KAWA kalıntısı veya Haçlı işbirlikçisi çetelerin güneyimizdeki sınırları kapatma ve terör koridoruna çevirme çabaları karşısında veya Kuzey Kore karakterinde güney Ermenistan kurma girişimlerine karşı Türkiye yeniden harekete geçmek mecburiyetinde kalmıştır.

Afrin'in zaptı yeni bir Çanakkale Zaferi yerine geçmiştir.

Simetrilerden birisi şudur: Afrin Zaferi, Çanakkale Zaferinin 103 yıldönümüne denk gelmiştir ve 18 Mart 2018 tarihinde taçlanmıştır.

İkincisi ise, Salih Müslim gibilerin Batı'da el üstünde tutulmaları ve onun yeni bir Haçlı seferini harekete geçirmek, tetiklemek için Batılıları uyandırma çabaları ve duygularını okşamasıdır. İngiliz basınının Kobani'nin üçüncü dünya savaşının patlak vereceği yer olacağı tehditleri ve bu uğurda bir kaşık suda fırtına koparmaları da aradaki ilişkinin derinliğini ve PKK/PYD'nin onlar nezdindeki temsil gücünü göstermektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı'nın mısralarını terennüm ederek, "Allahım! Bu İslam'ın son ordusudur" derken Salih Müslim de İsrail ile birlikte bölgede Batı'nın ileri karakolları olduklarını hatırlatmakta ve kendilerine sahip çıkılmasını istemektedir. Bu itibarla Zeytin Dalı Harekatı sadece PYD/PKK sarmalına karşı değil aynı zamanda Batı'ya karşı da verilmiştir. Batılılar IŞİD saflarına, ağlarına katılan veya katılma niyetini taşıyan kişi veya kimseleri yargılarken PYD saflarına katılımlara ses çıkarmamakta ve hatta onları teşvik etmektedir. Bu yüzden de şımaran PYD/PKK yandaşları Batı kentlerini birbirine katmıştır. IŞİD taraftarlarının böyle bir şeye kalkışması mümkün mü? Hatta Türkiye destekçilerinin? Bununla birlikte PKK, IŞİD'in öteki yüzü veya seküler veya Marksist çehresidir. IŞİD ile birlikte PKK unsurları çağdaş Vandalları temsil ediyor.

Afrin zaferiyle birlikte Batı'nın süngüsü düştüğü gibi yalanlardan kuleler inşa eden PYD'nin yalanları da yerle bir (hak-ı yeksan) olmuştur. Türk ordusu disiplinli hareketiyle dosta güven ve düşmana korku saldığı gibi bilvesile kurallara uygun savaşın nasıl olacağını da göstermiştir! Musul, Rakka ve Doğu Halep manzaraları İkinci Dünya Savaşından özellikle Almanya'dan çıkmış manzaraları andırmaktadır. Bununla birlikte Afrin'de böyle olmamış direniş hatları kırılan PYD militanları arkalarına bakmadan, davalarını ve KAWA heykelini de geride bırakarak sırra kadem basmışlardır.

21'inci yüzyılda Suriye üzerinden barbarlık tarihi güncellenirken Türk ordusu ve ÖSO bunun hilafına asimetrik bir tablo sunmuştur.

Afrin operasyonu veya Zeytin dalı Operasyonu 57'inci günde zafere ulaşmıştır. Gün olur inşallah Zeytin Dalı Harekatı'nın gölgesi Zeytin Dağına vurur, oraya kadar uzanır. Çağın destanına veya melhemesine son nokta burada konulur.

 

SON VİDEO HABER

Suriyeliler gitti, atölyeler boş kaldı!

Haber Ara