Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, iki yıldır kademeli olarak uygulanıyor. Ancak bu yeni eğitim modeli için hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin yeterli hazırlığa sahip olup olmadığı hâlâ tartışma konusu. Öğretmenlerin bu modele uygun donanıma erişip erişmediği, öğrencilerin ise bu sisteme uyum sağlayacak düzeyde olup olmadığı eğitim çevrelerinde sıkça gündeme geliyor. Model, 2024–2025 eğitim-öğretim yılında 1, 5 ve 9. sınıflarda, 2025–2026 yılında ise 2, 6 ve 10. sınıflarda uygulanmaya devam edecek. Yani önümüzdeki birkaç yıl, modelin başarısını belirleyecek kritik bir geçiş dönemi olacak.
Maarif Modeli'nin temel amacı, öğrencilerin bilgiyi doğrudan almak yerine araştırarak, problem çözerek ve deneyimleyerek öğrenmesini sağlamak. Ancak modelin sahadaki uygulamalarına bakıldığında, öğretmenlerin bu yaklaşımı tam olarak benimseyemediği, bilgi aktarımı yerine “etkinlik yaptırma” merkezli bir anlayışın öne çıktığı görülüyor. Özellikle eski öğretim yöntemlerine alışkın öğretmenler, bu süreci etkin biçimde yönetmekte zorlanıyor.
Bunun yanında sınıf mevcutlarının yüksekliği ve özellikle bazı branşlarda ders sayısının yetersizliği de önemli bir engel oluşturuyor. 35 kişilik kalabalık sınıflarda etkinlik temelli derslerin verimli yürütülmesi oldukça güç. Bu da hem öğrenme derinliğini azaltıyor hem de öğrencilerin bireysel gelişimini sınırlıyor.
Öğrenci açısından Maarif Modeli
Süreci bir de öğrenci cephesinden değerlendirmek gerekiyor. Ortaokul kademesinde 2024–2025 eğitim-öğretim yılında Maarif Modeli ile eğitime başlayan 5. sınıf öğrencileri, pandemi döneminde 1. sınıfa başlayan ve o dönemde uzun süre çevrim içi eğitim gören bir kuşak. Bu öğrencilerin dikkat süreleri, akademik temelleri ve öğrenme alışkanlıkları, yüz yüze eğitim gören önceki kuşaklara göre farklılık gösteriyor.
Dolayısıyla bu öğrenciler, yeni modelin gerektirdiği yorumlama, analiz etme ve bilgiyi yapılandırma becerilerini henüz yeterince geliştirebilmiş değil. Bu durum, Maarif Modeli'nin hedeflediği derin öğrenmeyi sekteye uğratabilir.
Lise ve üniversiteye geçiş aşamasındaki sınavlarda şuan 6. ve 10. sınıfta Maarif Modelinde eğitim gören öğrencilerin sınavları eski sistemle mi devam edecek yoksa öğrencilerin karşısına 5. sınıfta ve 9. sınıfta yaşadığı ilk gibi yeni bir sınav mı yeni soru tarzı mı çıkaracağız?
Aslında modelin ilkokuldan başlayarak kademeli biçimde uygulanması, öğrencilerin bu sisteme uyum sağlaması açısından daha doğru bir yaklaşım olurdu. Temelden itibaren Maarif Modeli'nin felsefesine göre yetişen öğrenciler, ortaokul ve lise kademelerinde bu modeli çok daha etkin biçimde sürdürebilirdi.
Sonuç olarak, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, kuşkusuz eğitim sisteminde önemli bir paradigma değişikliğini hedefliyor. Ancak bu hedefin başarıya ulaşması, yalnızca müfredat değişikliğiyle değil, öğretmenlerin nitelikli hizmet içi eğitimlerle desteklenmesi, sınıf mevcutlarının azaltılması ve öğrencilerin bilişsel altyapısının güçlendirilmesiyle mümkün olabilir. Eğer bu hazırlık süreci doğru yönetilirse, Maarif Modeli Türkiye'nin eğitim vizyonunda kalıcı bir dönüşüm yaratabilir. Aksi halde, iyi niyetli ama zemin bulamayan bir reform olarak kalma riski taşıyor.
HANİFE ARSLANTÜRK \ Timeturk