Medeniyet dediğin tek dişi kalmış CANAVAR diyor şair… İnsanlığı medeniyete doyuracağını söyleyen Batı 19. yüzyıl boyunca insanlığın can damarlarını kesmekle kalmadı kıtaları kan gölüne boğdu. 20 yüzyılın başlarından itibaren de Haçlı seferleri zihniyeti devam etti… ediyor da! Dünya haritasını dizayn eden bu zihniyetin Afrika ve Ortadoğu'da yaptıkları tarihin karanlık sayfalarında insanlık suçu olarak yerini çoktan aldı. Bu coğrafyalardaki halklar ise yüzlerce yıl afyonla uyuşturuldu…Alenen değil tabii!
Biz Türkler Küresel emperyalizmin en önemli hedefleri arasında yer alan bir coğrafyada yaşıyoruz. Doğusundan batısına Batı'nın iştahını kabartan bir medeniyetin mirasçısı olan bizler aslında bu gerçeğin ne kadar farkındayız? Batı'nın Şark Meselesi henüz bitmedi çünkü tamamlanmadı. Türkiye toprakları üzerinde yüzlerce yıldır süren bir oyun var. Bunu tarih bize anlatıyor. 1800'lerin ortalarından itibaren Osmanlı toplum ve devlet yapısına sızmaya çalışan bu zihniyet misyoner ajanlarıyla müthiş bir başarı elde etmiş Anadolu ve Balkan topraklarında devleti derinden sarsacak bir kaos yaşanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de bu sızıntı aralıksız olarak devam etmiştir. Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne topraklarımız üzerinde oynanan oyunların arkasında Batı'nın parmağı şüphesizdir. Yunan, Ermeni, Bulgar ve Arap isyanları, darbeler, Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da meydana gelen terör olayları, ekonomik buhranlar vs vs vs… Batı'nın içinde yaşadığımız bu toprakları dizayn etme çabasındaki bu ısrarını uzun yıllar fark edemedik! Gaflet uykusundan bir türlü uyanamayışımızın faturasını da ağır bedellerle ödediğimiz tartışmasız bir hakikattir.
Her şeye rağmen yeni Türkiye eskisinden çok daha farklıdır. Artık geçmişinden utanmak yerine ona sahip çıkan, milli ve yerli olmak için çabalayan, Kürt, Türk, Çerkez, Laz demeden biz olursak hayatta kalabileceğimizin şuuruna varan bir yapımız var. Yediğimiz goller bizleri usta bir kaleciye dönüştürdü. Şeker görüntüsü verilen her hapı yutmuyoruz artık. Uyandık! Uyanmazsak bizi sonsuz bir uykuya yatıracakları için uyanmak zorunda kaldık! Unutmayalım ki dört başı mamur bir medeniyetin mirasçısı olan bizler dünya tarihinin yüz akı olan devletler kurduk, içimizde yaşayan farklı milletlerin hayatta kalması için onlara can suyu olduk. Bu da yetmedi zulme uğrayanların sığınağı olduk. Bizler, bu coğrafyanın şanlı evlatları, ecdadımızın gölgesinde bir bu kadar daha yaşarız!