Dolar

34,9506

Euro

36,7098

Altın

2.987,32

Bist

10.099,78

Kesintisiz tedavi ve doğru bilgilendirme hemofilik bireyler için kritik önem taşıyor

Pıhtılaşma sistemindeki bozukluk nedeniyle kanamaların normal şekilde durdurulamadığı, nadir görülen, yaşam boyu tedavi gerektiren ve kalıtsal bir hastalık olan hemofili, dünyada yaklaşık 650 bin, Türkiye'de ise 6 binden fazla kişiyi etkiliyor. 17 Nisan, hemofili hastalığı ve hastalıkla mücadeleye dair farkındalığı artırmak için Dünya Hemofili Günü olarak kabul ediliyor+ Çocuk Hematolojisi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Antmen hemofilik bireylerin tedavi süreçleri ve yaşam koşullarına dair bilgiler paylaştı.

2 Yıl Önce Güncellendi

2023-04-15 17:37:05

Kesintisiz tedavi ve doğru bilgilendirme hemofilik bireyler için kritik önem taşıyor

Hemofili, en basit anlatımla, kanın normal pıhtılaşma sürecinin gerçekleşmesine engel olan kalıtsal bir kanama bozukluğu olarak tanımlanıyor. Hastalığın iki temel tipi olan hemofili A ve B genetik geçişli iken, edinsel hemofili ise, doğuştan ortaya çıkan hemofili A ve B'nin aksine, gebelik sonrası ya da bazı kanserler sırasında ortaya çıkabiliyor. Toplumda daha az tanınan edinsel hemofilide, kişilerde ciddi bir travma ile karşılaşıncaya veya cerrahi bir operasyon geçirinceye kadar herhangi bir kanama belirtisi görülmeyebiliyor. Böylece hastalığın tanısı daha uzun zaman alabiliyor ve basit bir yumuşak doku kanamasından, uzuv kayıplarına ve ölüme kadar değişen sonuçları olabiliyor. Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi, hemofilide de düzenli, samimi ve uzun süreli tedavi ve hekim – hasta iletişimi gerekiyor.

''Özellikle afet dönemlerinde kronik hastalıklarda tedaviye kesintisiz erişim hayati önem taşıyor''

Hemofilinin, yaşam boyu tedavi gerektiren bir hastalık olduğunun ve sürecin yönetimi konusunda hasta ve hasta yakınlarına doğru bilgilerin zamanında ulaştırılmasının büyük önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Bülent Antmen, tedavilerin düzenli yürütülememesi durumunda hastaları bekleyen ciddi riskler olabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Bülent Antmen, ''Özellikle depremler ve diğer doğal afetler gibi, yaşamı tehdit eden olaylar, düzenli tedavi gerektiren hastalıklar için zorlayıcı koşullar yaratıyor. Bu süreçte sıkça yaşanan yaralanmalar, travmalar, organ kaybı, uzuv kaybı ve benzeri durumlar, hemofilik bireyler açısından ölümcül şekilde sonuçlanabiliyor. Öte yandan, bu tür durumlarda, yaşanılan ve tedavi alınan bölgenin değiştirilmesi, sağlık kurumlarına ve hekime ulaşımın sekteye uğraması da hemofilik bireyler ve diğer kronik hastalıkları olanlar için hayati tehlike oluşturuyor. Kısa bir süre önce yaşadığımız ve hepimizin hayatını her alanda derinden etkileyen deprem felaketi sonrasında, bölgede yaşayan hemofilik bireylerin tedavilerinin kesintisiz devam etmesi için yetkili kurum ve kuruluşlarla iş birliği halinde birçok faaliyet gerçekleştirdik” dedi.

Haber Ara