Meltem Suat Timeturk Dış Haberler Servisi/Özel
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz'deki jeopolitik dengeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğiyle savunulan iki egemen devletli çözüm vizyonunu bir kez daha teyit eden Bakan Ertuğruloğlu, 60 yılı aşkın süredir sonuç vermeyen federasyon arayışlarının resmen sona erdiğini ilan etti. Rum Yönetimi'nin uzlaşmaz tutumunun ana sorun olduğunu kaydeden Bakan, özellikle Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının bölgeye barış ve refah getirmesinin tek yolunun, Türkiye ve KKTC'nin meşru haklarının kabul edilmesinden geçtiğinin altını çizdi.
Kıbrıs Meselesi Bir 'Statü Sorunudur', İki Devlet Tek Gerçek
Bakan Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun özünü analiz ederek, meselenin bir "statü sorunu" olduğunu vurguladı. Uluslararası toplumun, 1963'ten itibaren Kıbrıs Türk halkını temsil etmeyen ve Rumlar tarafından gasp edilen "Kıbrıs Cumhuriyeti"ni tek meşru otorite olarak tanımaya devam etmesinin anlaşmaya engel teşkil ettiğini belirtti.
Ertuğruloğlu, bu durumun Kıbrıs Türklerine sadece bir “topluluk” statüsü atfetmesinden kaynaklandığını ifade ederek, adadaki siyasi gerçeğin farklı olduğunu savundu:
"Kıbrıs adasındaki en somut gerçek, adada her biri kendi halkı tarafından yönetilen iki devletin varlığıdır. Bu noktadan sonra ancak adadaki iki egemen ve eşit devlet arasında iş birliğine dayalı bir anlaşma söz konusu olabilir. İki devletli çözüm vizyonumuzun arkasındaki mantık da adadaki bu gerçeklere, yani adada iki ayrı halk ve iki ayrı egemen devlet olduğu gerçeğine dayanmaktadır."
Bakan, 2017'de Crans-Montana'da müzakerelerin Rum tarafının uzlaşmaz tutumu neticesinde çökmesiyle federasyon formülünün tamamen tüketildiğini ve tarafların sadece müzakere masasında değil, müzakere masasının dışında da eşit bir statüde olmaları gerektiğini çok net bir şekilde gösterdiğini ifade etti.
Batı'ya Sert İzolasyon Eleştirisi: "Tarihi Hatadan Dönün"
KKTC'yi uluslararası toplumda hak ettiği yere taşımayı hedeflediklerini belirten Dışişleri Bakanı, ülkeye uygulanan izolasyon politikalarının ne hukuki ne de ahlaki bir zemini olduğunu kaydetti. Bakan, uluslararası toplumun, Kıbrıs Rum liderliğinin tarihi ve siyasi gerçekleri çarpıtarak yürüttüğü propagandası çerçevesinde hareket ettiğini ve Kıbrıs Türk halkının iradesini yok saydığını vurguladı.
Ertuğruloğlu, bu durumu "tarihi bir hata" olarak niteledi ve uluslararası topluma acil çağrıda bulundu:
"Uluslararası toplumun bir an önce Rum-Yunan ikilisinin siyasi baskısına boyun eğmekten vazgeçmesi ve bu tarihi hatadan geri dönmesi gerekmektedir. KKTC, Kıbrıs Türk halkının çetin varoluş mücadelesi ertesinde, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri üzerine kurduğu bir devletidir."
Türkiye'nin Koşulsuz Desteğiyle İzolasyonlar Kırılıyor
Bakan, Anavatan Türkiye ile yürütülen yakın iş birliği ve uyum içindeki diplomatik temasların, haklı davanın savunulması ve uluslararası toplum nezdinde hak edilen yerin alınması yönünde somut sonuçlar doğurduğunu kaydetti.
Bu somut adımların en önemlisi, KKTC'nin 2022 yılında Türk Devletleri Teşkilatı'na (TDT) resmî ismiyle gözlemci üye olması oldu. Ayrıca, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) gibi platformlardaki gözlemci üyelikler sayesinde çok taraflı projelere dahil olunduğunu belirtti. Türkiye ile eğitim, kültür, ekonomi ve spor gibi çeşitli alanlarda yapılan iş birliklerinin de izolasyonun etkilerini hafiflettiğini vurguladı.
"Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalarda KKTC'nin tanınmasına ve izolasyonun kaldırılmasına yönelik yaptığı çağrılarını da bir kez daha minnetle selamlıyorum."
Doğu Akdeniz'de Masada Yerimiz Olmadan İmkan Yok
Bakan Ertuğruloğlu, dış politika vizyonlarının en stratejik önceliğinin, Kıbrıs Türk halkının özden gelen egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesi olduğunu yineledi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin hidrokarbon kaynaklarına yönelik tek taraflı girişimlerini ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını göz ardı etmesini sert bir dille eleştirdi.
Bakan, Ada ve etrafında yabancı askeri varlığın giderek artmasının, Doğu Akdeniz'deki barış ve istikrarı riske attığını belirterek, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin KKTC için bir kırmızı çizgi olduğunu yineledi:
"Akdeniz'in enerji ve güvenlik denkleminde, Türkiye ve KKTC'ye yer verilmeyen hiçbir formülün... hidrokarbon kaynaklarının değerlendirilmesine imkân vermesi mümkün değildir... Bunun dışında, KKTC ve Türkiye'nin dahil edilmeyeceği bir formül mümkün ve uygulanabilir değildir. Bu gerçeğin tüm dünya tarafından kabul edilmesi ve buna göre hareket edilmesi gerekmektedir."
Ertuğruloğlu, ne Türkiye'nin ne de Kıbrıs Türklerinin karşı karşıya kaldıkları haksızlıklar karşısında taviz verecek olmadığını, Anavatan Türkiye ile ortak hareket ederek meşru haklarını korumaya kararlılıkla devam edeceklerini belirterek sözlerini noktaladı.
Yorum Yap