Akıncı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 20-25 yıldır dağcılıkla uğraştığını ve değişik safhalarda çalıştığını belirterek, 11 yıldır uluslararası federasyon içinde, iki yıldır da yönetim kurulu üyesi olduğunu söyledi.
Bir Türk olarak böyle bir uluslararası federasyonun yönetim kurulunda olmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Akıncı, "Ama bazı şeylerin de eksik kaldığını görerek daha hızlı gitmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunlarda, Erzurum'da olduğu gibi geniş vizyonlu bir destekle kısa zamanda yol alabileceğimizi ümit ediyorum. Gençlerimiz çok kıymetli ve yetenekli ama bunlara yol göstermek ve daha iyi yerlere getirmek içinde zayıf kaldıkları noktalarda destek vermek lazım" diye konuştu.
- Dağcılık potansiyelimiz çok büyük
Ülkedeki dağcılık potansiyelinin iyi değerlendirilmesi konusunda eksiklerin olduğunu dile getiren Akıncı, şunları kaydetti:
"Gideceğimiz çok yol var. Otobanda traktörle gidiyor gibiyiz. Dağcılık turizmi açısından çok büyük potansiyelimiz var ama bunları düzgün, verimli kullanılabilir ve sürdürülebilir hale getirmemiz lazım. Yurtdışında bana hep 'Ağrı Dağı'na nasıl çıkabiliriz?' diye soruyorlar. Sanki Ağrı Dağı'ndan başka bir dağ yokmuş gibi hep buraya odaklanmışlar. Bizim Kaçkarlar, Aladağlar, Toroslar, Ege'de ve ülkenin her tarafında birçok dağımız var. Kayak yapılıyor dediğimizde 'Kayak mı yapılıyor' gibi bir takım yanlış algılar var. Bunları değiştirmek için bu tür etkinliklerle tanıtım yapmamız gerekiyor."
- "Tunç Fındık giderse ne yapacağız"
Akıncı, Türkiye'de dağcılık alanında bireysel başarı yakalamış kişilerin önemli "rol modeller" olduğunu anımsatarak, gitmeleri durumunda onlar gibi yetişmiş kişilere ihtiyaç olduğuna işaret etti.
Bireysel başarıların uzun süreli olmadığını vurgulayan Akıncı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bahsetmiş olduğunuz isimler (Tunç Fındık, Anıl Şarkoğlu) bunlar hep bireysel olarak başarıyı yakalamış kişilerdir. Bunlar güzel bir rol modeldir ama bizim bunu bireysellikten çıkartıp kolektif hale getirmemiz lazım. Gençlerimizi daha kolektif bir şekilde bu spora katmak içinde bu konuda birtakım eksiklerimizi, deneyimli ülkelerden aktarmamız lazım. Bu işbirliği, uluslararası yarışların burada yapılması, bizim onlara gitmemiz, onların bize gelmesi daha yoğun olmalı. Bireysel başarılar hep olur ama uzun süreli değildir. Bugün Tunç Fındık ve başarılarıyla mutlu oluyoruz ama yarın Tunç Fındık giderse ne yapacağız. Bize yeni Tunç Fındık'lar lazım. Onun gibi yetişmiş, onun gibi yetişebilecek olan kişiler. Bu da biraz uluslararası deneyimden istifade etmekten geçiyor."