Dolar

34,8666

Euro

36,6224

Altın

3.025,26

Bist

10.034,11

Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-28 12:18:55

Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Sadece gazetecilik yaptı diye Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunuyor' diyenler iftira yapıyorlar. Türkiye cezaevlerinde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu hiç kimse yok" dedi.

AA Editör Masası'na konuk olan Bozdağ, AA Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı ile editörlerin gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Tutuklu gazetecilerle ilgili soru üzerine Bozdağ, konunun uzun zamandır gündemlerinde olduğunu söyledi.

Türkiye'ye dönük ön yargılı hareket edenlerin en büyük malzemesinin tutuklu gazeteciler konusu olduğunu belirten Bozdağ, raporların ne kadar gerçeği yansıttığına bakılması gerektiğini ifade etti.

CPJ (Gazetcileri Koruma Komitesi) 2014 raporuna değinen Bozdağ, komitenin ellerinde bir dosyayla kendisini ziyaret ettiğini anlattı.

Komite yetkililerinin, Türkiye'deki tutuklu gazetecilerle ilgili kendilerine isim verdiklerini ve görüşlerini sorduklarını aktaran Bozdağ, sorulan isimleri tek tek ele aldıklarını, bu kişilerle ilgili isnat edilen suçları anlattığını söyledi.

Bozdağ, isnat edilen suçların tamamının, AK Parti kurulmadan önceki dönemlerle alakalı olduğunu belirterek, bu kişilerin cezalarının kesinleştiğinin altını çizdi.

Bu kişilerin karakol bombalamak, asker, polis şehit etmek, uyuşturucu, silahla yakalanmak, silah kaçakçılığı, evrakta sahtecilik, banka soygunu gibi suçlarla yargılanıp mahkum olduklarını anlattığını ifade eden Bozdağ, "Ben anlattım, gösterdim. Yanındakilere baktı gelen. Yani 'sizin anlattığınızla bunların anlattığı şey birbirinden farklı' diye. 'Efendim, bizdeki bilgiler öyle değil' dedi. Onun üzerine dedik ki, dosyalar burada. Siz hukukçulardan kime güveniyorsanız, bu arkadaşlara da vekalet versinler, zaten vekalet olunca dosyalara rahatlıkla bakıyor, gelsinler mahkemedeki dosyayı açıp baksınlar, açık açık incelesinler. Eğer derlerse ki 'Türkiye burada haksızdır'. Biz o zaman gereğini yapmaya hemen hazırız" değerlendirmesinde bulundu.

-"Gelsinler, baksınlar"

Uluslararası örgütlere çağrıda bulunan Bozdağ, "Çok netiz biz. Gelsinler, baksınlar. Ama adam öldürmüş, karakol bombalamış, asker, polis şehit etmiş, ömründe bir gün gazetecilik yapmamış kişileri, 'Sadece gazetecilik yaptı diye Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunuyor' diyenler iftira yapıyorlar. Türkiye cezaevlerinde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu hiç kimse yok. Sadece gazetecilik yaptı diye. İsnat edilen eylemlere bakması lazım. Almanya'da bir gazeteci bir tane Alman polisini, karakolu bombalayarak şehit ettiği zaman, gazetecidir diye bununla ilgili adli soruşturma başlatılmıyor mu? Tutuklama kararı çıkmıyor mu? Örneğin Amerika'da bir gazeteci kalktı uyuşturucuyla yakalandı veya bir gazeteci banka soyarken yakalandı ve suçüstü. Bu gazeteci diye tutuklanmayacak mı, yargılanmayacak mı, ceza almayacak mı? Bir kişi askerle çatışırken orada yaralandı, yakalandı, bir terör eyleminde. Bir terör örgütünün üyesi olabilir. Sonuçta o suç, ayrıca da çatışmaya girmiş, suçüstü de yakalanmış. Gazeteci diye bu tutuklanmayacak mı, yargılanmayacak mı, ceza tayin edilmeyecek mi? Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir örnek vardır?"

Hiçbir ülkede taşıdığı sıfat nedeniyle suç bağışıklığı bulunan kimse olmadığını dile getiren Bozdağ, herkesin ilgili hukuk neyi gerektiriyorsa onunla mutlaka karşılaşacağını söyledi.

-"Bu bir gazetecinin yapacağı iş mi"

Sadece gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu bulunan kimse olmadığını yineleyen Bozdağ, Dünya Gazetecileri Koruma Örgütünün verdiği listeden sadece bir kişinin içeride, diğerlerinin dışarda olduğunu aktardı.

Ulusal yayın yapan gazetelerde gazetecilik yaptığı için tutuklanan kimse olup olmadığına bakılmasını isteyen Bozdağ, "Bunu niçin soruyorum? Öyle bir hava veriliyor ki sanki bu gazetede yazanlar, gazetede yazdı, hemen ertesi gün tutuklanıyor diye bir şey var. Türkiye'de 14 bin küsür sarı basın kartı sahibi gazeteci var. Şu anda içeride olduğu iddia edilenlerle ilgili 6 kişinin hiçbirinin sarı basın kartı yok. Başka suç nedeniyle tutuklanmış ama basın kartı bulunan kişiler de bu örgütlerin listesinde yok. Yani başka bir suç isnat edilmiş, yargılanıyor, sarı basın kartı da var, listede yok" diye konuştu.

Bakan Bozdağ, işlenen suçlara bakılması gerektiğini ifade ederek, "Bir tanesi 2 Nisan 1992'de Eyüp Cami şubesini soymak, 18 Şubat 1992'de polis memuru Bülent Üstün'ü ve bir bekçiyi şehit etmek, 18 Haziran 1992'de Kartal satış deposunu bombalamak, 16 Ekim 1991 tarihinde Anavatan Partisi ilçe binasını bombalamak ve yine 1992'de Öner Akbulut, Cevat Yılmaz, Tevfik Ciğerci'yi yaralamak, bunların bir kısmı daha sonra şehit oluyor. Bunlara baktığınız zaman bu bir gazetecinin yapacağı iş mi" değerlendirmesinde bulundu.

Bu kişinin tutuklu değil hükümlü olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bir tanesini daha söyleyeyim, 31 Temmuz 2001 günü Kadıköy ilçesi Kalamış Marina'ya patlayıcı madde koymuş. 24 Ocak 2003, Eyüp ilçesi Rami Toptancılar Sitesi'nde Akbank Şubesini silahla soymak, 17 Mart 2003 Maltepe ilçesi Cevizli Mahallesi'nde özel şahıslara ait iş yerlerindeki silahları yağmalamak. Bunların gazetecilikle faaliyeti varsa siz o zaman nesiniz diye ben size sormak isterim. Yani sizin elinizde bombalar, silahlar yok" ifadelerini kullandı.

-"Mücadele etmeye biz de varız"

Kendilerine 7 kişilik liste verildiğini ve bunlar hakkındaki durumu aynen aktardıklarını dile getiren Bozdağ, "Onlar rahatsız oldular, yanlarındakilere baktılar, 'Siz bizi yanıltıyorsunuz' anlamında. Ve ben onlara çağrı da yaptım. Gelin kimle ilgili diyorsanız, o kişinin vekalet verme hakkı var, vekalet verdiği kişi gelsin dosyaya baksın. Eğer bu dosyada gerçekten gazetecilik faaliyeti varsa, bu gazetecilik faaliyetine ilişkin soruşturmaya tabi tutulmuşsa sizinle beraber mücadele etmeye biz de varız" dedi.

"Kabul ettiler mi" sorusu üzerine Bozdağ, memnun olduklarını ancak bugüne kadar bu konuda bir başvuru olmadığını bildirdi.

Türkiye'yi eleştirenlerden, Türkiye, Avrupa ve ABD'de basını takip ederek, Batılı liderler hakkında yazılanlarla Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu hakkında yazılanların gözlenmesini isteyen Bozdağ, "Eğer 'Türkiye'de basın özgürlüğü yok, onlarda daha ileri, Türkiye'dekiler daha geri' diyorlarsa o zaman sizinle beraber mücadele etmeye ben de varım" ifadesini kullandı.

Bozdağ, Türkiye'de en çok satan 5 gazetenin 4'ünün çok açık, net bir şekilde eleştirel haberler yaptığını ifade ederek, "Bir gazete var, Sayın Cumhurbaşkanımıza sövmeden manşet atamıyor. Öyle bir alışkanlık edinmiş. Yani hakaret etmeden manşet atamıyor. Diğerleri de her olayı çarpıtmak gayreti içinde, Zaman daha fazla öbürlerini geçme konusunda. Öbürleri de öyle. Baktığınız zaman soruyorum? Hangi ülkede böyle bir fotoğraf var. Sonra diyorlar ki, Türkiye'de muhalif basın susturuluyor. Bir de başka ülkelerle mukayese etsinler" diye konuştu.

-"Bir algı operasyonu, kirli bir operasyon yürütülüyor"

CNN muhabirinin bir tweet attığı için görevinden ayrılmak zorunda kaldığını anımsatan Bozdağ, Türkiye'de böyle bir şey olmadığı halde bir algı operasyonunun yürütüldüğünü söyledi.

Bozdağ, "Geçen bir gazeteci görevinden ayrılıyor, ayrıldıktan sonra attığı bir tweet var. Davos'ta, başka yerde konuşurken tweet attım da beni işimden ettiler diye orada konuşuyor. Hesap et, görevinden ayrıldığı tarih belli, söylediği tweet'i attığı tarih belli. Bir algı operasyonu, kirli bir operasyon yürütülüyor" dedi.

Basın konusunda Türkiye'nin çok ciddi adımlar attığını ifade eden Bozdağ, Anayasa'daki basın yayın organlarının bütün malzemelerine, matbaasına, kalemine, boyasına, defterine her şeyine suç aleti olarak el koyulabileceğine ilişkin hükmünü kendilerinin kaldırdığını kaydetti.

Ceza Kanunu yapılırken, ifade hürriyetiyle ilgili maddelerinin hemen hemen tamamının arkasına "eleştiri maksadıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" şeklinde hüküm koyulduğunu hatırlatan Bozdağ, ifade hürriyetiyle alakası olan "hakaret suçu" ile ilgili de hapis cezası ve para cezasını birbirine alteratif suç olarak getirdiklerini anlattı.

Basın yayın yoluyla işlenen suçların ertelenmesine ilişkin düzenlemeyi de getirdiklerini anımsatan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Basın daha hür olsun, elini ayağını bağlayan şeyler ortadan kalksın diye adımlar attık. Yayımlanmamış bir eserin toplatılmasına imkan veren düzenlemeler bizim hukukumuzda vardı. İşte Nedim Şener, Ahmet Şık ile ilgili yaşanmışlıklar oldu. Biz ne yaptık, yayınlanmamış eserlerin toplatılmasına izin veren ilkel düzenlemeyi hukukumuzdan biz çıkardık. Daha pek çok adım attık. Ama bütün bunlara rağmen basın konusunda bizi bir karalama kampanyası var. Bunu bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Dostlarımıza başkalarına da anlatıyoruz. Avrupa'dan başka yerlerden gelenlere dosyaları önlerine koyduğumuzda onlar da bu noktada Türkiye'ye hak veriyorlar ama bir yandan da bu konuyu Türkiye aleyhine kaşıyanlar var, kaşımaya devam edeceklerdir. Biz basın hürriyetinin Türkiye'de daha güvenli olması için yapmamız gereken en ufak bir düzenleme varsa onu yapmaya hazırız. Bundan sonra da yapacağız. Bu noktadaki güvenceleri eksik olan ülkenin güçlü olmasının mümkün olmadığını biz biliyoruz. O güvencelerde bir şey olduğunda da onları gidermeye her zaman hazırız. Daha başka adımlar da atmamız gerekiyorsa atarız."

-"Bu konuda hazırız"

Bozdağ, uluslararası kuruluşların daha ziyade kendilerine iletilen bilgiler, haberler üzerine çalışma yaptıklarını, Türkiye'den veya başka yerlerden buralara birtakım haberlerin iletildiğini söyledi.

Bu raporlar ortaya çıktıktan sonra bizzat irtibat kurduklarını, ellerindeki bilgileri onlarla paylaştıklarını anlatan Bozdağ, son ziyarette kendilerine, "Sizde ne varsa bizimle paylaşın, biz de sizinle paylaşalım. Böylelikle siz doğru olanı yazmış olursunuz, hem raporun inandırıcılığı daha yüksek olur hem de bizim gerçeğimizi tespit etmiş olursunuz. Biz de istifade ederiz bundan. Ama herhangi birisi size dosya getirdiğinde eğer onu sormazsanız, bilgiler doğru mu eğri mi diye teyit etmeden rapor hazırlarsanız o zaman siz de zor durumda kalırsınız, biz de zor durumda kalırız. Bu konuda açığız" dediğini aktardı.

Hangi konu olursa olsun işbirliğine hazır olduklarını ilettiklerini, bu konuda açık çek verdiklerini anlatan Bozdağ, sadece gazetecilere ilişkin rapor hazırlayan örgütlere değil,aynı şekilde Avrupa Konseyine ve Avrupa Birliği ile ilgili birimlere de aynı şeyleri söylediklerini kaydetti.

Bozdağ, "Türkiye bu konuda gerçeklerin yazılmasından asla rahatsız değildir ama yalan yanlış şeylerin gerçekmiş gibi Türkiye aleyhinde rapor edilmesine de biz asla razı olmayız. Kabul de etmeyiz. Şu anda bu konuda olumlu bir noktadayız, işbirliğimiz olumlu bir noktada. O yüzden raporlarda da olumlu bir seyir var. Bundan sonra da bu işbirliğini devam ettireceğiz" diye konuştu.

(Sürecek)

SON VİDEO HABER

Suriyeli çalıştıran esnaf şaşkın: 'Aha yabancılar da gitti!'

Haber Ara