Yeni Şafak'taki yazısında ruhaniyeti olmayan Ramazan programı yapmak konusunda ekranların her birinin kendi rekorunu yenilediğine dikkat çeken Barbarosoğlu, "Bitmeyen klişe soru ile yavan bir sohbet döndürülür de döndürülür: Bize çocukluğunuzun Ramazanlarını anlatır mısınız? Niye ki? Ramazan ekranına çıkmış olan beynamazlar ve dahi oruç tutmayanlar için lafı uzatabilme, ekranda uzun uzun kalma ve dahi gayrimüslim komşularımız şu kadar saygılı idi, annem bizi şöyle hoş tutardı böyle severdi, pastırmadan reçele iftar sofraları diye başlar, ucu bucağı görünmez kör kuyu bir söyleşi devam eder" dedi.
NE İMAN BAHSİ VAR NE DE...
Çocuk ve Ramazan bahsinin magazin yıldızlarının Ramazan anıları olarak ele alınmasında bir sorun olduğunu vurgulayan Barbarosoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:
"Ne iman bahsi vardır bu dipsiz kiler kör kuyu sohbetlerde ne antropolojik değer ne de tarihi arka plan. Sadece klişe. En güzel aşk mektupları misali en güzel çocukluk Ramazanları diye gizli bir kitap vardır da sanki yıllardır ekrana çıkanlar buradan kopya çekmektedir. Yani cevaplar o kadar klişe o kadar taklit, o kadar ruhtan yoksun.
"Söyleşiyi yapan kişi, magazin yıldızı olarak parlayan muhatabına peki siz çocuklarınızla nasıl Ramazanlar idrak ettiniz, çocuklar için neler yaptınız demeyi hiç akıl etmez.
"Velhasıl, çocuk ve Ramazan bahsinin magazin yıldızlarının Ramazan anıları olarak ele alınmasında bir sorun yok mu ey ahali
Ramazan neşvesi çocukların sorumluluk hanesinde değil.
Ramazan çocuklara gelmiyor, çocuklar Ramazan ikliminin içinde de çocuk olarak kalıyor.
Bize düşen Ramazan ikliminde çocukların ruhuna gıda sunmaktır.
Falanın, filanın çocukluğundaki Ramazanlarından ibret çıkarabileceğimiz bir durum yoktur.
Evet Ramazan akil baliğ olanlar için farz. Ama 'Amentü' bahsi çocuk yaşlarda kalplere nakışlanmaz ise akil baliğ olunduğunda pek çok sorun çıkar.
