Maalesef Ankara'da yine bomba patladı; 28 kişi hayatını kaybetti, 61 yaralı var.
Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve metânet diliyoruz.
Yaralı kardeşlerimize de acil şifalar temenni ediyoruz.
Aslında meselenin özü şudur; birileri Türkiye'yi "terör sopasıyla" terbiye etmek istiyor.
Bu çok açık bellidir.
PKK, PYD, YPG, DEAŞ, DHKPC gibi terör örgütlerinin isimleri ve yöntemleri dışında “alçaklıkta” birbirinden hiçbir farkı yoktur.
Bunlar âdi birer taşerondur, piyondur.
Biliyorsunuz, bugün artık taşeron kullanma modası var; hem daha temiz, hem daha masrafsız!
Emperyalistler artık ellerini sıcak sudan soğuk suya değdirmiyorlar.
Bastırıyorlar parayı, gönderiyorlar silahı ‘hadi koçlarım, saldırın!' komutunu verdiler mi, iş tamam.
Birbirini boğazlamak için mebzul miktarda "kullanışlı" örgüt mevcut olunca meseleyi tereyağından kıl çeker gibi hallediveriyorla
Bakınız, 3 yıl öncesine kadar adını sanını duymadığımız DEAŞ diye bir örgüt türüyor ve Suriye'yi, Irak'ı bir hamlede istilâ ediyor.
Yetmiyor; kafa kesiyor, insanları diri diri yakıyor, her türlü vahşeti sergiliyor.
Tüm dünya da olup biteni seyrediyor. Böyle bir şey nasıl mümkün oluyor?
Türkiye, Suriye krizinin patlak verdiği ilk günden beri sınıra “güvenli bölge” kurulsun diyor, dünyanın umurunda değil.
Türkiye kendi inisiyatifiyle böyle bir işe teşebbüs etse Avrupa'sı, Amerika'sı ayağa kalkar.
En yakın örneğini daha yeni gördük; Türkiye'nin, PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD güçlerinin taciz ateşine karşılık vermesi“müttefiklerimiz
Hani biz müttefiktik?
Kanlı bıçaklı olduğumuz teröristlere silah veren, onların terör örgütü olduğunu kabul etmeyen müttefik mi olur?
Maalesef manzara bu..
Yani Türkiye'nin işi hiç kolay değil.
Amerika'yla ilişkiler günden güne kötüye gidiyor. Fransa, İngiltere zaten Amerika'nın dümen suyunda..
Rusya'yla kanlı bıçaklıyız. Çin deseniz, Rusya'nın yörüngesinde..
İran bugüne kadar bütün tükürdüklerini çoktan yalamış yutmuş ve emperyalistlerle kolkola girmiş vaziyette.
Yanımızda görünen sadece Suudi Arabistan'la, Katar var.
Açıkçası Allah'a emanetiz.
Suriye felaketinin en büyük ceremesini çektiği halde Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu hâl gerçekten ibretliktir.
Tarih elbette bunu da yazacaktır.
Türkiye'nin bugün büyük bir yalnızlığa itilmesi, bugüne kadar hiç olmadığı büyüklükte bir kuşatmaya tabi tutulması meselenin bittiği anlamına gelmiyor.
Asıl mücadele yeni başlıyor.
Türkiye birileri tarafından “cezalandırılmak
Sen misin dünya beşten büyüktür diyen!..
Sen misin mazlumlara arka çıkan!..
Sen misin yüksek perdeden konuşan!
Sen misin Ortadoğu'dan, Balkanlar'dan 'gönül coğrafyamız' diye bahseden!..
Sen misin 90 yıl boyunca etliye sütlüye karışmadan uyurken, uyanan!..
İşte biz adamın sesini böyle keseriz!..”
Diyorlar..
Evet, vermek istedikleri mesaj bu!
Ama unutmayın karanlığın en koyu ânı, şafak vaktine en yakın andır.
Türkiye birlik ve beraberliğini koruduğu müddetçe Allah'ın inâyetiyle bu kuşatmayı bozacak ve selâmete çıkacaktır.
Bundan şüpheniz olmasın.
Selam ve Dua ile..
