Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Dünya milliyetçileri Türkiye ve Erdoğan’dan ne öğrenebilir?

The Washington Post gazetesinde, Ishaan Tharoor imzalı bir makalede, Erdoğan'ın 24 Haziran'da kazandığı seçim zaferinden bahsedildi.

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-06-27 13:20:09

Dünya milliyetçileri Türkiye ve Erdoğan’dan ne öğrenebilir?

Ishaan Tharoor imzalı makalede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim zaferinden bahsedilerek, kendisi ve müttefiklerinin uysal Türk medyasına baskın geldikleri, olağanüstü halin muhalefet güçlerinin bastırılmasında rol oynadığı ve bazı politikacıların hapishaneden yarıştığı belirtildi. Hak örgütlerinin ise oy verenlerin “korku atmosferi”yle yönlendirildiğini söyledikleri aktarıldı.

Buna karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sonuçları övdüğü ve “bütün dünyaya demokrasi dersi” olduğunu söylediği belirtildi.

CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin ise seçimin “adaletsiz” doğasından yakındığı ancak yenilgiyi kabul ettiği aktarılarak, seçim öncesinde önemli dayanışma gösteren ateşlenmiş muhalefetin Erdoğan'ın çoğunluğu elde tutmasını zayıflatamadığı ifade edildi.

"İKTİDARIN TEMELİ DİN DEĞİL MİLLİYETÇİLİK"

Dış dünya içinse seçimin, Erdoğan'ın sistematik olarak gücü toplamasında ve eskinin katı seküler cumhuriyetini kendi daha dindar kafalı görüntüsüne çevirmesinde son adım olduğu iddia edildi. Öte yandan Batı'da ve kendi ülkesinde Erdoğan'ın İslami eğilimlerinden dolayı eleştirildiği belirtilerek, onun iktidarını destekleyen temelin din değil milliyetçilik olduğu öne sürüldü. Bu konuda ise son yıllarda “Haçlı düşmanların” ülkesine kastettiklerini öne sürdüğü aktarıldı.

Makalede bazı akdemisyen ve yazarların görüşlerine de yer verildi. Harvard Üniversitesi'nden siyaset bilimci Yascha Mounk, “Türkiye'nin durumu gösteriyor ki otoriter popülistler uzun vadede kendileriyle uzlaşmayan herkesi yasadışı kılmakta muhalefeti küçük düşürmek ve kritik gazeteciler hakkında yalan söylemekte halen şaşırtıcı şekilde etkin olduklarını kanıtlıyorlar” dedi.

Mounk, “Hatta ülkenin yarısının onlardan derinden nefret ediyor olmasına rağmen, popülistler hala ateşli bir tabanı harekete geçirerek iktidarda kalabiliyor. Politik ve entelektüel elitin hem yurt içinde hem de dünyada, bu türden liderlerin demokratik kurumların yaşamasına bir tehdit oluşturacağı fikrini ısrarla hafife aldıklarını da gösteriyor” diye ekledi.

Makalede, Erdoğan içinse bölücü bir milliyetçiliğin kontrolü elde tutmak için anahtar rol oynadığı ifade edildi. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ise politik olarak bir figür olmaktan çok bir kral yapıcıya dönüştüğü nitelemesine yer verildi.

"ERDOĞAN'I KONTROL EDECEK ÇOK AZ MEKANİZMA VAR"

Türkiye demokrasisinin yavaşça öldürülmesinden korkanlar içinse yaşanan durumun endişenin ilerlemesi anlamına geldiği iddia edildi. Şu anda Erdoğan'ın iktidarını kontrol edebilecek çok az mekanizmanın olduğu öne sürüldü.

The Washington Post'un İstanbul muhabiri Erin Cunningham ise, "Pazar günü yapılan seçimler Türkiye'nin idareci devlet başkanlığına geçişini tamamladı. Bu ise başbakanlığı kaldırarak devlet başkanına geniş yönetim yetkisi veriyor. Hem parlamentonun hem de yargının yetkisini engelliyor.”

Washington Enstitüsü yakın doğu Politikaları Türkiye uzmanı Nicholas Danforth'ın ise bir panelde bahsettiği görüşlerine yer verildi. Buna göre, “Gerçek endişe kaynağı (Bahçeli ve Erdoğan'ın ittifakının) taktiksel bir birlik olmayıp daha çok fikirlerin kaynaşması” olması. Danforth, "Bahçeli, Erdoğan'dan imtiyaz koparma durumundaydı ve Ankara'nın Amerika ve Avrupa Birliği ile ayrımını, Türkiye ve Suriye'deki Kürt birliklerine sert tavrı sürdürecek görünüyor." dedi.

Bu durumun, yani ittifakın ise Türkiye Cumhurbaşkanının elde ettiği otoritesini Kürtlerle barış sürecini yeniden başlatmak, Batı ile tansiyonu düşürmek ve Türkiye'nin ekonomisini istikrara kavuşturmasını umanlar için endişe verici yorumu yapıldı. Erdoğan'ın ise artık Türkiye'nin sertleşen ekonomisini düzene sokacak ve bir zamanlar uçlaştırılmış dindar Müslümanlara büyük özgürlükler veren bir lider politikacı olmadığı öne sürüldü. Bunun yerine bir döneme damgasını vuran güçlü bir adam ve dünyadaki demokratlara uyarı mahiyetinde bir nutka dönüştüğü iddia edildi.

Orta Doğu tarihinin sol kanat tarihçilerinden Jua Cole, "Erdoğan nasıl geçtiğimiz sekiz yıl içerisinde Türkiye'nin demokratik deneyimini kaldırıp atarak iktidarı hırslı ellerine aldıysa bunun Amerikalılara somut bir ders olması gerekir. Bu burada da olabilir ” yorumunda bulundu.

Haber Ara