Dolar

42,6978

Euro

50,1692

Altın

5.937,33

Bist

11.311,31

Türban kararı

19 Yıl Önce Güncellendi

2008-06-07 08:15:00

Türban kararı

Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde türbanı serbest bırakmak amacıyla çıkarılan anayasa değişikliğini iptal etmesiyle bazıları bunun siyasi bir karar olduğunu söyleyecek, diğerleri de hukukun üstünlüğünü vurgulayacaklardır. Tartışmaların bu biçimine katılmayacağım ve kendi görüşümün ne olduğunu söyleyeceğim.

Önce dünya şartlarının nasıl bir Türkiye istediğini anlamaya çalıştım. Vardığım sonucun doğru ya da yanlış olması bir yana metodum genelden farklıydı. Onlar haklılık haksızlık, demokrasiye uygunluk açısında bakarken ben dünyanın genel gidişi içinde nasıl bir Türkiye'nin mümkün olacağını ya da neyin beklendiğini düşündüm. Vardığım sonuç şuydu: Türkiye bölgesinde etkin bir güç olacak ama kiminle ittifak içinde olacağı mücadele sonunda belirlenecekti. Bu sonuç ne olursa olsun ideolojimizin değişmesi gerekecekti. Yani dinci olmayacak ama dine arkamızı dönmeyecektik. Bir ırk devleti olmayacak ama kültür farklılıklarının serbestçe ifade edilebileceği bir ülke olacaktık. Bu Kürt kimliğinin tanınması ama ırka dayalı bir özerklik ya da federasyonun önünün kapalı olması demekti.

Bu dışardan bize dayatılan bir model de değildi. Ülkemizin konumu belirlenirken kabul edilebilecek seçeneklerden biriydi ve bizim önünü açmamız gereken modelin bu olduğunu düşünüyordum. Üstelik bu model bölgede etkin olan güçler açısından en makbul model olabilirdi.

Bu modelin karşısındakiler yani ülkemizin bölgede etkin bir güç olmasını istemeyenler bu modeli iki yönden değiştirebilecekti. Ya ülkemizi dinle tanımlayacak yani bir İslam devleti olarak tanımlayacak ve düşman kategorisine dahil edecek ya da kültürel farklılıkları bir ayrışma nedeni haline getirecekti.

Yıllar önce 'Akıllı insanlar gitmek zorunda olduğu yere ulaşmak için bedel ödemezler' dedim ve Kürt kimliğinin tanınması gerektiğini ifade ettim ama hem Türkiye bu noktaya bedel ödeyerek geldi hem de bunu savunduğum için ben bedel ödedim. Şimdi de nereye gideceğimizi tahmin edebiliyorum ama bunun ayrıntılarına girerek yeniden hedef tahtası haline gelmek istemiyorum. Gitmemizin uygun olacağı yeri önceden belirleyip yönümüzü buraya dönmüyoruz ama aynı yere götürülüyoruz.

Son günlerde siyasetimiz yeniden şekilleniyor. Din devleti olmayacağız ama din karşıtlığı yapmayacağız. Farklı kültürlerin bir arada yaşayacağı bir ülke olacağız ama bunlar hukuki olarak ayrı tanımlanmayacak.

Bu noktaya doğru gittiğimizi görüyor ve sorunsuz bir süreci yaşadığımızı düşünüyordum. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve türban yasasıyla bu süreç kesintiye uğradı. Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin kararını eleştirmek ya da onu desteklemek sonucu değiştirmeyecek ve kapatma davasının sonuçlanmasıyla yeni siyasi model şekillenmiş olacak.

Siyasete yön verenler, ister parlamentoda olsunlar ister dışardan etkilesinler, kişisel tercihlerine göre değil ülkenin beklentilerine uygun bir yapının oluşmasına yardımcı olurlarsa sancısız olarak bu dönemi atlatabiliriz. Bazıları hayalkırıklığına uğrasa bile sonucun hayırlı olacağı konusunda ümitliyim.

STAR

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara