Son terörist saldırıya medyanın tepkisi beklendiği gibiydi. Olayın neden gerçekleştirildiği sorusuna cevap aramak yerine failleri tespite çalıştılar ve bilinen adreslere atıf yaptılar.
Bazıları PKK'yı sorumlu tutarken diğerleri Ergenekon'un izlerine rastlandığını söylediler. Eylemi yapanların amacı da buydu. Yani PKK'nın sorumlu tutulması etnik bir çatışmaya, Ergenekon imasının iktidarla muhalefetin karşı karşıya gelmesine yol açacaktı. Muhalefetin ilk tepkisi halkın can güvenliğini sağlamaktan sorumlu olan iktidarın bu görevini yerine getiremediği ifade etmek oldu. Bazı yayın organlarının olayın PKK tarafından yapıldığı konusunda en ufak bir tereddüdü yoktu.
Oysa konsolosluk saldırısından sonra ülkemize Irak tipi bir terör ithalinin söz konusu olabileceğini ve bir iç çatışmanın körüklenmek istendiğini ifade etmiştim . Eylemler benzeşmese bile hedef aynıydı.
Bu gibi olaylarda kolaycığa sapmadan, fail tespitine çalışmadan önce eylemin hedefinin belirlenmesi gerekir. Bir ülkede terör eylemleriyle oluşan kayıplarla devleti dize getirmek mümkün değildir. Ancak yaratılan psikolojik ortam bu sonucu doğurabilir.
Eylemi planlayan odak arkasında öyle izler ve deliller bırakır ki bunların peşine takılarak ulaşacağınız sonuç onun istediğidir. Bu nedenle delillerden hareket ederek sonuca ulaşmak terör eylemlerinde kesinlikle kullanılmaması gereken bir metottur. İki şey birbirinden ayrılmalıdır. Eylemi yapanlar suç işlemişlerdir ve onların cezalandırılması doğaldır. Ancak bunların kimlikleri, ileri sürdükleri amaçlar kesinlikle belirleyici ve bağlayıcı olmamalıdır. Yaratılmak istenen ortam ve bu ortamda gelişecek olaylar, bunların siyasi sonuçları devletin asıl ilgi odağı olmalı, suçlularla ilgili kovuşturmayı güvenlik güçlerine ve adalete bırakmalıdır.
Terör eylemlerini ülke içindeki bir grubun diğerine karşı gerçekleştirdiğini kabul etmek yanlışın birinci ve en önemli adımıdır. Bunu ülkenin tümüne ve herkese yönelik saymak ve siyasi hedefini belirledikten sonra siyasi planda karşı koymak gerekir.
Ülkeyi yönetenlerin yerinde olsaydım bu eylemlere bir kod adı verir ve bunu ülke içindeki bir gruba mal etmezdim. Bu gruplardan biri kullanılıyorsa bunu taşeron sayar ya da onun adının bir marka gibi kullanıldığını düşünürdüm.
Son günlerdeki Ergenekon, kapatma davası gibi tedirginlik yaratan olayların arka planından bir uzlaşma arayışının ve iradesinin bulunduğu seziliyor. Bu gerçekleşirse müzminleşen soylar arası gerginliğin sona ermesi, devlet halk çatışmasının bütünleşmeyle sonuçlanması beklenir ve bu ülkemiz için yeni bir dönem olur. Bana göre son saldırı, Güneydoğuda süren çatışmalar ve bundan sonraki benzer eylemler bu sonucu engellemek amacı taşıyor. Bu projenin gerçekleşmesini önlemek şansına sahibiz. Olayları onların istediği gibi değil, gerçek yüzüyle anlamamız gerekir.
Star
Yorum Yap