Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan nakledilen davanın Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşması sabah ve öğleden sonra iki oturumda gerçekleştirildi.
Davanın sabahki bölümünde beyanda bulunan maktullerden Behçet Tutuş'un oğlu Sabri Tutuş, babasının, 1993'te askerlerce götürüldüğünü, bugüne kadar da kendisinden haber alamadıklarını anlatarak, "Babamı, Muş'tan dönerken yakalamışlar. Duyduğuma göre Yavuz Ertürk'ün sorumluluğundaki tugay bu suçta sorumlu" iddiasında bulundu.
Diğer müştekilerin beyanlarına geçilmeden önce müşteki avukatlarından Tahir Elçi söz alarak, "Sanık, duruşmalardan vareste tutulmamasına rağmen salonda hazır değil" dedi.
Sanık avukatları müvekkillerinin rahatsız olduğu için duruşmada bulunmadığını söyledi.
Müşteki avukatlarının, müvekkillerinin sanık hazırken dinlenmesi yönündeki talepleri üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Önder Kabasakal, duruşmayı yakın bir tarihe erteleyebileceklerini belirtti.
Müşteki avukatlarından Hasan Anlar ise hayvancılıkla uğraşan müvekkillerinin Ankara'ya gelmesinin zorluğuna işaret ederek, "Sanık burada. Aşağıda gördük. Hazır edilsin" dedi.
Sanık avukatları, müvekkillerinin rahatsızlanarak, adliyeden ayrıldığını kaydetti ve sağlık durumuna göre, öğleden sonra hazır edebileceklerini bildirdi.
Mahkeme, Ertürk'ün hazır edilmesi için duruşmayı saat 14.30'a bıraktı.
-Ertürk sağlık raporu sundu
Duruşma tekrar açıldığında, Ertürk'ün avukatları müvekkillerinin rahatsızlığına ilişkin doktor raporunu sundu.
Müşteki avukatları, müvekkillerinin beyanlarının, Ertürk hazırken alınması taleplerini yineledi.
Avukat Elçi, Ertürk'ün tutuklanması talebinde bulunarak, "Sanık, sapasağlam adliyeye gelmiş ama mağdurların geldiğini görünce adliyeyi terk etmiştir" dedi.
Müşteki avukatlarından Emrah Şeyhanlıoğlu da adliyeden ayrılmasıyla Ertürk'ün, kaçma şüphesini ortaya koyduğunu savundu ve tutuklanmasını istedi.
Sanık avukatlarından Ali Rıza Büyüktemiz ise davanın 2 celsesinin Diyarbakır'da, 4 celsesinin ise Ankara'da görüldüğünü belirterek, müvekkilinin daha önceki celselere katıldığını, müşteki tarafının sorularını yanıtladığını kaydetti.
Bu sırada, maktullerden Salih Akdeniz'in oğlu Mizbah Akdeniz, olayların ardından babasını aramak üzere Bolu'ya gittiğini anlatarak, "Yavuz Paşa nizamiyede boğazımı sıktı. 'Hepiniz teröristsiniz. Orman yanarsa, kuru da yanar, yaş da yanar' dedi" ifadesini kullandı.
Mahkeme heyeti, müştekilerin beyanlarının, sanığın hazır olduğu celse alınmasına karar verdi.
Ertürk'ün mazeretinin kabulüyle, tutuklanması talebini reddeden heyet, Haziran-Aralık 1993 arasında, Kulp'ta konuşlandırılan Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığında görevlendirilen subay ve astsubayların isimlerinin istenmesini kararlaştırdı.
Maktullerden Ümit Taş'ın gözaltına alınması ve serbest bırakılmasına yönelik tutanaklarda imzası bulunan jandarma personelinin tespiti için müzekkere yazılmasına hükmeden heyet, duruşmayı erteledi.
-Davanın geçmişi
Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Alaca köyünde kazıda, 1993'te gözaltına alındıktan sonra kaybolan 11 köylünün kemikleri bulunmuş, DNA testi sonucunda kemiklerin köylülere ait olduğu kesinleşmişti.
İddianamede, sanık Ertürk hakkında "kasten adam öldürme" suçundan 11 kez müebbet ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "halkı silahlı isyana teşvik" suçlarından 25 yıla kadar hapis isteniyor.