Zeybekci, CNBC-e kanalında katıldığı bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Zeybekci, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketi'ne ilişkin soru üzerine, teşvik paketinin ekonominin ve iç talebin canlanması noktasında çok önemli fonksiyonu olacağını söyledi.
Yaklaşık 7,5 milyar lira civarındaki bir paketten bahsedildiğini ancak bunun çarpan etkisiyle ekonomiye katkısının çok üst düzeyde olacağını bildiren Zeybekci, Türkiye'nin, sanayileşmenin menfaatleri doğrultusunda yatırım teşvik kanununda çok önemli değişiklikler yaptıklarını vurgulayarak, "Sayın Başbakanımızın açıklamış olduğu bu yeni teşvik paketimizde, yatırım teşvik indirimlerini, yatırım indirimlerini 2 yıl, 3 yıl, 4 yıla çekiyoruz" diye konuştu.
Zeybekci, söz konusu teşvik paketinin Maliye Bakanlığına yük getirmeyeceğine işaret ederek "Maliye burada bence vergi alıcı alanları artırmış oluyor, yani ciro, toplam ekonomimizin büyüklüğü ve ekonomiye giren toplam dönen para arttığı için Maliye'nin gelirleri de dolayısıyla artmış oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine verilen teşviklerle istenilen hedefe doğru çok güçlü bir şekilde yaklaşıldığını ifade eden Bakan Zeybekci, şunları kaydetti:
"Asıl oralarda, artık tarihin bütün o üzerindeki tozu toprağı veya bütün o olumsuzlukları, eksikleri, negatifleri silip süpürecek ve oraları uçuracak olan teşvik, Çözüm Süreci'dir. Çözüm Süreci bittiği anda oralarda vermiş olduğumuz bu beşinci ve altıncı bölge teşviklerinin ne kadar büyük bir fonksiyon göreceğini, sonuç alacağını biz hep beraber göreceğiz."
-"Milli gelirden Ar-Ge'ye ayrılan payı yüzde 2-2,5'lara çıkarmalıyız"-
Zeybekci, inovasyona ve Ar-Ge'ye ayrılan kaynakların artırılması gerektiğine işaret ederek, "Türkiye eğer 2023 hedeflerini yakalayacaksa edilgen bir ekonomi olmaktan etken bir ekonomi olmaya geçecekse 2023 yılında Ar-Ge'ye ayırmış olduğumuz milli gelirden payı yüzde 2-2,5'lar seviyesine çıkarmamız gerekiyor. Vermiş olduğumuz teşviklerden bir tanesi Ar-Ge yoluyla elde edilen ürünlerin üretimi için yapılan yatırım beşinci bölge teşviklerinden yararlanacak" ifadesini kullandı.
Son açıklanan büyüme rakamlarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Zeybekci, şöyle devam etti:
"Dünyada bize benzeyen ülkelere baktığımız zaman hakikaten çok başarılı bir büyüme gerçekleştirdik. Yüzde 2,9 başarılıdır ama yeterli değildir. Avrupa Birliği'ndeki 28 ülkenin 25'inden veya 24'ünden daha iyiyiz. Dünyada hemen hemen ilk 10 içinde yer alan bir büyümeye sahibiz. Ama yüzde 2,9 veya yüzde 3'lük bir büyüme Türkiye için durmak demektir, yani hiç kıpırdamamak demektir. Çünkü, Türkiye'de ortalama olarak bizim yıllık nüfus artışımız 900 bin kişi civarında. Biz geçtiğimiz sene 2014 yılında 1,4 milyon vatandaşımızı iş sahibi yaptık ve işsizlik rakamlarımız yüzde 10'un üzerinde, yani işsizlik rakamlarımız artışta.
Türkiye yüzde 5'in altında bir büyümeye razı olmaması gereken bir ülke. Biz son 12 yılda ortalama olarak yüzde 5'lik bir büyüme başarısını elde ettik. 2008 krizi dahil bunun içinde. 2008 krizinden sonra 21 çeyrekten bu yana Türkiye yüzde 5,5 büyüdü. Son 2-3 yıl içindeki yüzde 3'ler seviyesindeki bu büyüme Türkiye için kabul edilebilir değildir."
- "İran'da ekonominin normale dönüşmesine en hazır ülke Türkiye"-
Türkiye'nin cari açık problemi olmadığını vurgulayan Zeybekci, 2015 yılında büyüme rakamlarında herhangi bir negatif revizyon öngörmediğini ifade etti.
Türkiye ve İran arasında geçen yıl tercihli ticaret anlaşması imzalandığını anımsatan Nihat Zeybekci, şunları bildirdi:
"Bu anlaşmadan sonra, İran'la olan ihracatımızda ilk 3 ayda yaklaşık yüzde 30'luk bir artış sağlandı. İran'a yaptırımlarla ilgili görüşmelerin de olumlu sonuçlanması, İran'ın yaptırımlardan kurtulması, İran'da ekonominin normale dönüşmesine en hazır ülke Türkiye. Biz bunun hazırlıklarını yaptık. Şimdi yarın Cumhurbaşkanımızla gittiğimiz zaman ki inşallah orada olacağız, biz de katılacağız ve tercihli ticaret anlaşmamıza her sene en az 30 ürün daha ekleyeceğiz, yani yeni 30 üründe daha sıfıra indirdiğimiz gümrük oranları olacak. Ve her iki ülkenin hedefi şu: Şu anda 14-15 milyar dolar seviyesindeki dış ticaret hacmimizi 2 yıl içinde 35 milyar dolara çıkarmak. İran'ın önümüzdeki günlerdeki gelişmelerinden en olumlu etkilenecek olan ülke Türkiye olacak."