TV Net'te gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın başlayacak İran ziyaretini değerlendirirken, belli konularda farklı düşünceler taşısalar da İran'ın Türkiye için önemli ve kardeş bir ülke olduğunu söyledi. "Bu ülkeyle bağlarımızın ne kadar güçlü olduğu sorgulanamaz bile" diyen Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ilişkilerin kapsamının büyük olduğunu dile getirdi.
-"İran ile bölgesel konuları konuşmadan geçemeyiz"-
İran ile birçok mutabakat zaptı ve anlaşma imzalanacağını ifade eden Çavuşoğlu, "Ambargolar nedeniyle bazı alanlarda istediğimiz düzeye ulaşamayan konular var. Bu konuda İran'a yönelik bir esneklik olursa ya da ambargolar kalkarsa o fırsatları nasıl değerlendireceğimizi konuşacağız. Bankacılık düzeyinde işbirliğimiz var. Bir de bölgesel konular var. Yemen, Suriye, Irak ve bölgesel konuları konuşmadan geçemeyiz. İran ile Arap ülkeleri arasında gerginliği de konuşabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, bölgenin iki önemli ülkesi olarak Türkiye ve İran arasındaki işbirliğinin bölgenin istikrarına önemli katkı sağlayacağını vurguladı.
Türkiye'nin ikili ya da çok taraflı ilişkilerinde şeffaf, açık sözlü bir ülke olduğunu anlatan Bakan Çavuşoğlu, böylesine bir ilişkinin, bağları daha sağlam bir temelde yürütmelerini sağladığına işaret etti. Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"ABD bizim müttefikimiz, model ortağımız ama her konuda aynı düşünmek zorunda değiliz. Yeter ki birbirimize saygı duyalım. 2003 yılında böyle değildi ama şimdi iki taraf da bunu çok iyi anladı. Bu tutumuzun ilkesel olduğunu herkese gösterdik. Rusya için de öyle. Bu ülke ile ticari ve siyasi ilişkilerimiz iyi ama Kırım'ın ilhakını, iyi ilişki içinde olduğumuz için kabul etmemiz mümkün değil. Çünkü yanlış. İran ile de öyle. Onun özellikle mezhepçi politikalarını çok tehlikeli buluyoruz. Bunu dürüst bir şekilde de yarınki ziyaretimizde muhataplarımıza ileteceğiz."
"İran ve ABD'nin nükleer konuda anlaşmasını nasıl yorumlayacağız" sorusu yöneltilen Çavuşoğlu, İran'ın nükleer silahlarına ilişkin müzakereyi daha önce de Türkiye ve Brezilya'nın yürüttüğünü ve sonunda bir anlaşma imzalandığını hatırlattı. Çavuşoğlu, "Şu anda gelinen noktada bir mutabakat sağlandı ve anlaşmaya varılan konuların içi 4 ay içinde doldurulacak. Bizim dönemimizde imzalanan anlaşmayla bugün geldiğimiz süreç aslında birbirini tamamlıyor" ifadesini kullandı.
İran ile P5+1 ülkelerinin pozisyonları arasında hala bir boşluk olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Çok kolay değil ama önemli bir adım atıldı. Gelinen noktayı davul zurnayla da karşılamamak lazım küçümsememek de lazım. Biz nükleer silahlara karşıyız ama hiç kimsenin olmasın. Yani İran'ın da Türkiye'nin de İsrail'in de olmasın" diye konuştu.
Çavuşoğlu, İran'ın ambargoların kalkması halinde enerji konusunda dünyaya rahat bir şekilde açılacağı yönünde yorumlara ilişkin olarak, şunları bildirdi:
"Her ambargonun kalkması İran ekonomisinin açılması demektir. Bugün İran'ın Avrupa ülkeleri ile çok ciddi bir ticaret hacmi var. Bu da ambargoların tam anlamıyla uygulanmadığı anlamına geliyor. İran'ın dünya ekonomisine açılmasının piyasalara ve enerji fiyatlarına da etkisi olacak ama İran ile Batı arasındaki sorunların çözülmesi bölgenin istikrarı ve güvenliği ile gerginliğin azalması bakımından çok önemli. Bizim başından beri sürece destek vermemizin bir nedeni de bu."
İran'ın enerji hatlarını Batı'ya götürme ihtimalinin çok uygulanabilir olmadığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, bu pozisyonda Türkiye'nin hem merkez hem de transit ülke olduğunun altını çizdi.
-"İran'ın tutumu bölgeyi felakete sürükler"-
Yemen'deki gelişmelere ilişkin de değerlendirmede bulunan Çavuşoğlu, İran'ın bu ülkeye ilişkin mezhepçi bir yaklaşımının olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, bu tutumun bölgeyi bir felakete sürükleyeceğini ifade etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, "Irak, Suriye ve Yemen'den ders aldıysak kısa sürede müzakerelerle bu iş çözülebilir ama herkes kendi penceresinden bakarsa o zaman çözüm gelmez. Bir an evvel koşulsuz, çözüm arayışı içinde, Yemen'in toprak bütünlüğü çerçevesinde çözmeliyiz" görüşünü aktardı.
Türkiye'nin bugüne kadar birçok çatışmanın önlenmesi ve güven artırıcı önlemlerin alınmasında önemli rol oynadığına ve Yemen'de de oynayabileceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, ancak sadece Türkiye'nin rol oynaması ya da İran ile bu konuda hemfikir olmasının yetmeyeceğini, diğer taraf olan ülkelerle de bu işi çözmek gerektiğini kaydetti. Bakan Çavuşoğlu, "Burada Türkiye çok önemli rol oynayabilir, arabuluculuk da yapabilir. Müzakere konusunda, herkes sıcak bakarsa biz her zaman olduğu gibi burada da önemli katkı sağlayabiliriz" şeklinde konuştu.
-Ermenilerin 100. yıl faaliyetleri-
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yıl Ermenilere verdiği barış mesajı hatırlatılarak, 1915 olaylarının 100. yılında ABD'nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine Çavuşoğlu, 100. yıl olmasının başka bir ülkenin tutumunda bir değişikliğe neden ya da gerekçe olmayacağını anlattı.
Türkiye'nin bu konuda son 14 yıldır savunmadan çıkarak adeta atağa geçtiğini ifade eden Çavuşoğlu, bu ülkenin çok fakir olması nedeniyle ister istemez diasporaya çok bağlı kaldığını ancak diasporanın da Ermenistan'ı güçlendirecek bir yardım yapmadığını belirtti.
-"İsrail yönetimi adım atarsa ilişkiler normalleşir"-
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile İsrail ilişkileri konusunda da İsrail halkının Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesini çok istediğini ama İsrail yönetiminin adım atamadığını söyledi. "İsrail yönetimi bir adım atarsa ilişkiler zaten normalleşir, biz de daha önce olduğu gibi katkı sağlarız" diyen Çavuşoğlu, normalleşmenin başta Filistin halkı olmak üzere herkese katkısı olduğunu ifade etti.
-Mısır'ın Türkiye'ye yönelik açıklamaları-
Çavuşoğlu, "Mısır'da Sisi'den gelen barış açıklamalarını nasıl yorumluyorsunuz" sorusuna karşılık da bu ülkenin bir yandan ilişkileri normalleştirmek istediğine ancak diğer taraftan da Türkiye ile ilgili hamleler yapmaya çalıştığına dikkati çekti.
Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu hamleler Türkiye'ye değil Mısır'a zarar veriyor. Bugün yönetimin Mısır'a istikrar getirmesini bir kenara bırakın, ülkeye her bakımdan felakete götürüyor. Bugün Mısır'a mali destek veren ülkeler yardımı durdursun, bir günde ülke çöker. Bunun sorumlusu şu andaki Sisi yönetimi. Biz bunu eleştiriyoruz" değerlendirmesini yaptı.