Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Büyükelçi Kalın, Cumhurbaşlanlığı Saray'ında bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
"Twitter, Facebook ve Youtube'a erişim engeli geldiği" yönündeki iddialara ilişkin Kalın, "Ben de buraya gelmeden birkaç dakika önce, Savcılıktan gelen bu talepten haberdar oldum. Ama şu anda bir erişim engellenmesi söz konusu değil. Savcının böyle bir talebi gelmiş. Konuyu da biliyorsunuz, şehit edilen savcımızın o görüntülerinin sosyal medya mecrasında yayınlanmasıyla ilgili konudur" diye konuştu.
-"Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir özgürlük yok"
Kalın, Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması görüntülerinin bazı medya organlarında yayınlanmasına değinerek, şöyle devam etti:
"Geçen hafta çok acı bir olay yaşadık. Ama sonrasında yaşananlar en az olayın kendisi kadar üzüntü vericiydi. Bir basın sorumluluğuyla hareket etmesi gereken birtakım medya gruplarının, bu fotoğrafları terör örgütünün propagandasını yapar gibi yayınlamış olması, hatta gelen onca uyarıdan, onca ikazdan sonra bu eylemine devam etmiş olması kabul edilebilir bir şey değil. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde böyle bir özgürlük yok. O fotoğraflar yurtdışındaki birçok basın kuruluşu tarafından da kullanılmadı. Çünkü ortada bir kere adli bir durum var. İkincisi çok insani bir durum var. O zaman da defalarca ifade edildiği gibi, kendinizi bir an için şehit edilen savcımızın ailesinin, çocuklarının yerine koyun. O fotoğrafı paylaşarak elinize ne geçecekti? Bu konuda yapılan itirazlar son derece haklıdır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gerekli uyarıları yaptığını hatırlatan Kalın, bu durumun takibinin de yapılacağının altını çizdi.
Kalın, savcılıktan görüntülerin kullanılmaması yönünde gelen talep için ise "İhtiyacın doğurduğu bir zarurettir. Burada bizim basın kuruluşlarımız üzerine düşen sorumluluğu yerine getirselerdi ve o fotoğraf karesi defalarca paylaşılmasaydı, şu anda bizim gündemimizde olmayacaktı. Biz millet olarak, Türk basını olarak, daha başarılı bir sınav verecektik. Ama maalesef şimdi sanki bunlar yaşanmamış gibi, bu tür talepleri tekrar 'özgürlükler mi kısıtlanıyor' gibi bir bağlamda ele alma gayreti görülüyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil" yorumunda bulundu.
-"Bir başka savcımızın hunharca katledilmesini mi bekleyeceğiz?"
Büyükelçi Kalın'a, İstanbul Adliyesinde yaşanan olaylar sonrasında özel güvenlik görevlerinin kaldırılması ve avukatların aranması gibi konularda yeni düzenlemelerin geleceği yönündeki açıklamalar hatırlatılarak, bu konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun herhangi bir görüşmesinin olup olmayacağı soruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özel Güvenlik Birimlerinin Türkiye'de bir sistem olarak yeniden değerlendirilmesine ilişkin çağrısını hatırlatan Kalın, "İstanbul Adliyesinde yaşanan olayı hepimiz izledik. Orada nasıl bir güvenlik zaafı olduğunu da maalesef hepimiz müşahede ettik. Bugün de bununla ilgili olarak, gerek İçişleri Bakanlığımız, gerek Adalet Bakanlığımız konuyla ilgili araştırmalarını, incelemelerini devam ettiriyor. Yürüyen bir soruşturma var. Bu çerçevede elbette birtakım yeni güvenlik tedbirlerinin alınması artık kaçınılmazdır. Allah korusun, biz bir başka savcımızın böyle hunharca katledilmesini mi bekleyeceğiz? Elbette bununla ilgili birtakım tedbirler alınmak durumundadır. Sayın Cumhurbaşkanımız yaptığı çağrıda, Özel güvenlik birimlerinin, özellikle kritik önemde, stratejik önemde olan kamu binaları, adliyeler, hastaneler, bakanlıkların korunmasıyla ilgili, oralarda güvenlik hizmeti vermesiyle ilgili bir çağrı yapmıştır. Bu dolayısıyla tahdit edilmiş sınırlandırılmış bir değerlendirmedir. Hükümetimizin de elbette değerlendirmeleri olacak. Güvenliği arttırmaya yönelik tedbirler mutlaka alınacaktır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine Kalın, "Bir Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız her zaman görüşebilir. İran seyahatimiz öncesi bekleyen diğer konularla ilgili olarak elbette bir görüşmeleri olacak. Olması halinde değerlendireceklerdir" dedi.
-"Gerekli tedbirler en üst düzeyde alınacak"
Soru üzerine, Fenerbahçe kafilesine yönelik saldırıyı kınayan Kalın, bunun sadece Fenerbahçe camiasına değil Türk futboluna yapılmış menfur bir saldırı olduğunu dile getirdi.
Bu tür saldırıların tekrar etmemesi için de gerekli tedbirlerin en üst düzeyde ve en kapsamlı şekilde alınacağının altını çizen Kalın, şöyle devam etti:
"Rize Başsavcılığı bununla ilgili bir soruşturma başlattı. Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, Gençlik ve Spor Bakanlığımız, Futbol Federasyonuyla beraber koordinasyon halinde bu çalışmayı yürütüyorlar. Bu aynı zamanda adli bir soruşturmanın konusu olmuştur. Toplumsal yansımaları itibariyle de elbette burada herkesin ki bunu gördük, bütün kulüpler, bütün taraftar kesimleri, STK'lar, siyasilerimiz tek vücut halinde bu saldırıyı kınadılar. Bundan sonra bu tür olayların yaşanmaması için de gerekli tedbirler alınacaktır. Şu an itibariyle Gençlik ve Spor Bakanımız, Federasyon yetkilileri ile bir toplantı halindeler. İlerleyen saatlerde konuyla ilgili onların da açıklamaları olacak. Maçların ertelenmesi, ertelenmemesi, ligle ilgili yapılacak bir takım düzenlemeler. Onların neticesini aldıktan sonra hep beraber değerlendirme imkanımız olacak."
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yapılan teşkilat çalışmalarına ilişkin bir gazetecinin "Cumhurbaşkanlığının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili düzenlemeyle birkaç başkanlığa da atama yapılmıştı. Yeni atamalar var mı? Özellikle Sayın Cumhurbaşkanının özellikle takip ettiği paralel yapılanmayla mücadeleyle ilgili bir atama oldu mu?" sorusuna Kalın, şu cevabı verdi:
"Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yapılan teşkilatla ilgili çalışmalar artık kemale ulaştı. Başkanlıklarımız oluşturuldu. Onların altındaki ilgili birimlerimiz oluşturuldu. Bir iki başkanlık hariç hemen hemen hepsiyle ilgili atamalarımız yapıldı. Paralel yapıyla mücadele konusu artık sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir meselesi değil. Baştan beri, hiçbir zaman olmadı. Bu ulusal güvenliğimizi tehdit eden, toplumun bütün kesimleri için tehdit oluşturan bir konudur. Bu konu devletin en üst makamlarında, Milli Güvenlik Kurulu'ndan Bakanlar Kurulu'na kadar, her kademede etraflı bir şekilde ele alınmış ve belli bir çerçeveye oturtulmak suretiyle bu mücadele şu anda da yürütülmektedir. Dava, soruşturma, eş zamanlı olarak devam ediyor. Yurtdışına kaçanlar getiriliyor. Bununla ilgili hukukun kuralları çerçevesinde sabırla ama büyük bir titizlikle, itinayla bu mücadele bundan sonra da devam edecektir."
-"Milli Siyaset Belgesi her ülkede belli periyotlarla güncellenir"
"Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kırmızı Kitap'taki güncellemelerin hazır olduğunu söyledi. Paralel yapı, Kırmızı KitaPp'a girdikten sonra mücadele nasıl işleyecek?" şeklindeki soruya Kalın, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin her ülkede belli periyotlarda güncellendiğinde dikkati çekti.
Kalın, "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ya da sizin tabirinizle Kırmızı Kitap, zaten her ülkede belli periyotlarla güncellenir. Ortaya çıkan yeni tehdit algılamaları, yeni meydan okumalar karşısında belli periyotlarla güncellenir. Bununla ilgili bütün kurumlarımızdan, Silahlı Kuvvetlerimizden, İçişleri Bakanlığımıza, Adalet Bakanlığımızdan Ulaştırma Haberleşme Bakanlığımıza bütün ilgili bakanlıkların verileriyle ortak bir siyaset belgesi ortaya konur. Bu güncellemenin zamanı zaten gelmişti. Bu da bu yıl içerisinde yapılacak. Bu çalışmayı sadece paralel yapıyla mücadeleye indirgemek yanlış olur. O, ulusal tehdit oluşturan unsurlardan bir tanesi en önemlilerinden bir tanesi olarak, bu değerlendirme kapsamında ele alınacaktır. Bu konu Milli Güvenlik Kurulu'nda ele alınmış, gerekli tavsiyeler Hükümete yapılmıştır. Hükümetimiz de bu konuda gerekli adımları atmaktadır. Bugüne kadar gördüğümüz somut gelişmeler de bu girşimlerin neticesinde ortaya çıkmıştır. Devam eden en az üç-dört tane dava var. Bunlar sonuna kadar takip edilecek. Devletin içinde bu tür yapılanmaların gerçekleşmemesi için gerekli bütün adli, idari tedbirler alınacaktır. Bu Türkiye'nin şeffaf, hesap verebilir, aydınlık bir geleceğe kavuşması için Türkiye Cumhuriyetinin bütün vatandaşlarının menfaatine olan bir mücadeledir."
(Bitti)