Dolar

34,8653

Euro

36,6179

Altın

3.048,07

Bist

10.058,47

Düzeltme: 'TÜPRAŞ fuel oil dönüşüm tesislerinin açılışı' başlıklı haberimizin 13. paragrafındaki '17 yıl iki gözü dahi görmeyen bir insanı tüm bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı' ifadesi, kaynağından '17

Düzeltme: 'TÜPRAŞ fuel oil dönüşüm tesislerinin açılışı' başlıklı haberimizin 13. paragrafındaki '17 yıl iki gözü dahi görmeyen bir insanı tüm bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı' ifadesi, kaynağından '17

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-15 15:23:28

Düzeltme: 'TÜPRAŞ fuel oil dönüşüm tesislerinin açılışı' başlıklı haberimizin 13. paragrafındaki '17 yıl iki gözü dahi görmeyen bir insanı tüm bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı' ifadesi, kaynağından '17
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuyla ilgili, "Olay, bir basın özgürlüğü meselesi değildir. İşte, açıkça zaten söylüyorlar. İki gözü dahi görmeyen bir insanı bütün bir operasyonun başı diye yakalayıp, 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı. O insanların şikayeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler" dedi.

Kocaeli'ndeki TÜPRAŞ fuel oil dönüşüm tesislerinin açılışında konuşan Erdoğan, "İnşallah medya dünyası girdiği kirli ilişkilerden bir an önce sıyrılacaktır, kendisini bu tehlikeli vesayetten kurtaracaktır diye inanıyorum. Bu kirli odaklara boyun eğenler, milletin karşısında kaybetmeye mahkumdur, bunu böyle bilmeleri gerekir" diye konuştu.

"Şantaja, tehditlere, uluslararası çevrelerin Türkiye üzerinde kurdukları kumpaslara bu milletin gelmediğini ve gelmeyeceğini" vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte onun için, vatanını seven, insaf sahibi, vicdan sahibi herkesi, bu kirli odaklara, bu kirli çevrelere cesur bir duruşla cevap vermesini özellikle hatırlatmak isityorum. Her zaman söylüyorum; bitaraf olan bertaraf olur. Onun için tarafımızı çok iyi belirlememiz lazım. Duruşumuz çok önemli. Ama yalpalayan değil, omurgalı duruşlar çok önemli. Omurgalı durduğumuz zaman bilesiniz ki millet kazanacaktır. Millet kazandığı zaman Türkiye kazanacaktır. Ülkesinin bağımsızlığı tarafında saf tutmayan, milletin kararı karşısında yok olup gitmeye mahkum olur. Maşalara, taşeronlara, paralel yapılara kol kanat gerenler, müsamaha gösterenler, er ya da geç mahcup olacaklardır. Ekonomi, siyaset ve medya dünyasının hiç tereddüt etmeden, ülkenin istiklali tarafında saf tutacaklarına ben şahsen gönülden inanıyorum."

İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonuna da değinen Erdoğan, "dün bağımsız savcılar tarafından başlatılan ve tamamen hukuk içinde yürütülen operasyon karşısında, içeride ve dışarıda, haddi aşan, insafı aşan, asıl niyetleri ortaya koyan bazı tepkilerin sergilendiğini" kaydetti.

- "AB bizi alır mı almaz mı?' bizim böyle bir derdimiz yok"

"Eski Türkiye'nin bütün aktörlerinin, eski Türkiye'yi özleyen tüm tarafların ittifak halinde, koro halinde savcılara, hakimlere, emniyet görevlilerine belli merkezlerden idare edilen bir baskıyı uygulamaya çalıştığını" ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Düşünebiliyor musunuz, adımlar atıldığı anda Avrupa Birliği'nden hemen biri çıkıyor açıklama yapıyor. Sen neye göre bu açıklamayı yapıyorsun? Neyi biliyorsun? 50 yıldır bu ülkeyi Avrupa Birliği kapısında bekletenler acaba bu atılan adımın ne olduğunu biliyor musunuz? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar ister basın mensubu olsun ister şu olsun ister bu olsun, gerekli cevabı alacaklardır. Onları bizim bu ülkede egemen duruma getirmemiz mümkün değildir. Böyle bir adımı atarken de 'Acaba Avrupa Birliği ne der? Acaba Avrupa Birliği bizi alır mı almaz mı?' bizim böyle bir derdimiz yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Lütfen siz kendi aklınızı kendinize saklayın."

İşadamı Özdemir Sabancı suikastinin faillerinden Fehriye Erdal'ın durumunu örnek gösteren Erdoğan, "Fehriye Erdal'ı bir kapıdan alıp bir kapıdan bırakanlar acaba hukuk adına bu ülkeye bir cevap verebilirler mi?" dedi.

Almanya'da öldürülen Türk vatandaşlarının ardından başlayan yargı süreçlerine değinen Erdoğan, duruşmalara Türk basının alınmadığını hatırlatarak, "TRT dahi sokulmadı, bunun hesabını bize verebilirler mi? Hala cevabı verilmedi" diye konuştu.

Almanya'da kundaklanan evlerinde ölen 7 Türk vatandaşıyla ilgili soruşturmada da yanıtsız kalan sorular bulunduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ben bir ülkenin başındaki şahısla görüşüyorum, kendisine dosyaları veriyorum, Türkiye'deki terör örgütüyle ilgili diyor ki '4 bin tane şu anda açtığımız dava var.' 'Netice?' diyorum. Netice yok. Avrupa'nın en güçlü ülkesi. Almanya'dan bahsediyorum. Peki böyle bir ülke PKK terör örgütüyle alakalı bu dosyalar veriliyor, 'hiçbir netice yok' diyorsunuz ama kalkıp benim ülkeme yönelik operasyon yürütmek istiyorsunuz. Kusura bakmayın. Avrupa Birliği kalkıp ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu unsurlarla ilgili şu anda güvenlik güçlerimizin attığı bir adıma, hukukun attığı bir adıma kendisinde müdahale yetkisi aramasın, lütfen kendi işine baksın."

"Hakim ve savcılarımızın, emniyet görevlilerimizin, korkutulmasına, sindirilmesine, etki altına alınmasına asla ve asla fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz" diyen Erdoğan, "Atılacak olan her adım, hukuk içinde atılacak, bütün işleyiş hukuk içinde olacak, karar da inşallah, hukuk içinde, demokrasi içinde, yasalar ve vicdan çerçevesinde verilecektir. İnanıyorum ki, artık normalleşen, normalleşmeye başlayan hukuk sistemi, hiçbir masumun ceza almasına, hiçbir suçlunun da elini kolunu sallayarak dolaşmasına müsaade etmeyecektir. Yapılanın yapanın yanına kar kaldığı Türkiye, eskide kalmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Olay bir "basın özgürlüğü meselesi" olmadığını vurgulayan Erdoğan,"İşte açıkça zaten söylüyorlar. 17 ay, iki gözü dahi görmeyen bir insanı tüm bir operasyonun başı diye yakalayıp 122 kişiyi içeriye alanlar işte bunlardı. O insanların şikayeti üzerine açılmış bir süreç ve bu sürecin şu anda bedelini ödüyorlar ve ödeyecekler" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zulüm ve ihanet tarihin hiçbir döneminde hiçbir yerde karşılıksız kalmadığını, Türkiye'de de kalmayacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Onlar bağıracaklar, feryat edecekler, belki de ağlayacaklar. Onlar da arkalarına 'güneydeki sevdikleri ülkeyi' alarak, o belli uluslararası çevreleri, uluslararası medyayı alarak ihanetlerini, evet, tescillemeye devam edeceklerdir. İşte yine söylüyorum; 'basın özgürlüğü' diyorlar, alakası yok. Bunların basın özgürlüğü ifadesinden ne demek istediğini anlarız. Bize zaman zaman gelirler. Uluslararası camiadan da gelirler. 1 ay kadar önce de geldiler. Çok enteresandır. Dediler ki, 'işte içeride gazeteciler var.' İçeride gazeteciler var derken yığınla sayı çıkardılar. Adet ne biliyor musunuz? 7 tane. Bunu açacaklarını bildiğim için ben de Adalet Bakanlığından bütün belgeleri aldırdım. Bu 7 kişinin suçları bekçi öldürmekten tutun, polis öldürmeye varıncaya kadar... Ellerinde silah bulundurmaya varıncaya kadar, DHKP-C terör örgütünün mensubu olduklarına varıncaya kadar her şeyi önlerine koydum. 'Şimdi ne diyorsunuz?' Cevap yok. İşte bunların avukatlığına soyunuyorsunuz. Kusura bakmayın."

Kendisine bu ziyareti yapanların davaların yeniden görülmesini istediklerini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, yeni Türkiye'de adaletin egemen ve hakim olacağını söyledi.

- "Biz işimize bakacağız"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dostlar biz işimize bakacağız. Biz iftiralara, yalanlara, algı operasyonlarına boyun eğmeden Türkiye'yi büyütmeye inşallah devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, ekonomimizi daha da büyüteceğiz. Çünkü, güçlü bir Türkiye inanıyorum ki gündemi belirleyen bir Türkiye olacaktır. Gündemi belirlenen bir Türkiye olmayacaktır. Aynı şekilde ne yaparlarsa yapsınlar biz çözüm sürecini de daha da güçlendireceğiz. Onların algı operasyonlarına inat biz demokrasiyi, kardeşliği, birlikte yaşama kültürünü daha da çoğaltacağız. Onlar Türkiye'yi çukura çekmek isteyecekler, Türkiye'yi eskiye götürmek isteyecekler; ama biz Yeni Türkiye'ye böyle büyük eserler, böyle büyük yatırımlar kazandırmaya devam edeceğiz."

Körfez Geçiş Köprüsü, 3. Köprü, Marmaray, otomobil, otobüs gibi taşıtların boğazı tüp geçitle geçmesine imkan sağlayacak otoray gibi eserlerin yeni Türkiye'nin sinyalleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Türkiye artık böyle bir Türkiye. Bunu hafife almaya kimsenin gücü yetmeyecek" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, TÜPRAŞ fuel oil dönüşüm tesislerinin açılışında emeği geçenleri, Koç Grubu'nu, TÜPRAŞ'ı, İspanyol ortakları ve çalışanları kutlayarak ve teşekkür ederek noktaladı.

- Notlar

Açılış yapılacak tesislere helikopterle gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören öncesi tesisleri gezerek yetkililerden bilgi aldı. Erdoğan burada çalışanlarla da bir süre sohbet etti.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende TÜPRAŞ'ın tanıtımı amacıyla sinevizyon gösterimi yapıldı.

Erdoğan'a konuşmasının ardından TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç tarafından günün anısına tesisin maketi hediye edildi.

Tören, Erdoğan ve beraberindekilerin açılış butonuna basmasıyla sona erdi.

Etkinliğe Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Rafael Mendivil Peydro, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Koç Holding ve TÜPRAŞ yetkilileri ile çok sayıda iş adamı katıldı.

(Bitti)

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara