Anadolu Ajansı'nın global iletişim sponsorluğunda Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara ve Hacettepe üniversitelerinin işbirliği, çeşitli firmaların desteğiyle 'Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi', Ankara Rixos Otel'de yapıldı.
Kongrede konuşan Çelik, insanlık tarihine bakıldığında yaşın ve yaşlılığın hayatın doğal bir aşaması olmaktan çıkarılıp, sosyolojik bir kavram haline getirilmesinin modern bir mesele olduğunu söyledi.
Yaşlılığın bundan 100-200 yıl önce düşünce, felsefe hayatına girmeden evvel hayatın doğal bir uzantısı, insanlığın, toplumun zenginliği olarak kabul edildiğine dikkati çeken Çelik, kapitalist üretim biçimiyle fiziki kuvvet ve kas kuvvetinin üretime dönüşmesi konusundaki akımın, yaş ve yaşlılığı bir tür yük olarak görme sürecine dönüştürdüğünü vurguladı.
Çelik, bugün gelinen noktada bütün bu kavramların yeniden düşünülmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Biz devletimizin bin yıllık olmasıyla övünüyoruz. Silahlı Kuvvetlerimizin 2 bin 200 yaşında olmasıyla, Topkapı'nın, Ayasofya'nın, Sultan Ahmet'in yaşıyla, dünyanın her yerine koyduğumuz eserlerin yaşıyla, kütüphanelerimizdeki büyük birikimle övünüyoruz fakat bütün bunların hepsinin varlık sebebi olan insan konusuna geldiğimizde yaş meselesini sanki bir sorun olarak algılıyoruz. Bu bir modern hurafedir. Bu insanlığa söylenmiş en büyük yalanlardan bir tanesidir. Dünyanın bu kadar kötü olması, dünyada bu kadar çok savaş, kavga olması aslında belki de yaşlı ve tecrübeli insanın dünya üzerinde söz söylememesinden kaynaklanıyor. Eğer dünya üzerinde yaşlı insanlar daha çok söz söyleseydi birikim, tecrübe, irfan, adalet hakkaniyet, bu duygular belki daha çok hakim olacaktı."
Ömer Çelik, Hz. Mevlana'nın bir sözüne atıfta bulunarak, yaşlılık meselesinin bir sorun olarak algılanmasından ziyade bir zenginlik olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Kongrenin bu anlamda çok önemli olduğunu ifade eden Çelik, dünyada bu meselelerin nasıl görüldüğüne de değindi.
"Dolayısıyla yaşlılığı sosyolojik ve ekonomik bir sorun olarak değil bir zenginlik olarak tanımlamak lazım" diyen Çelik, hem Türkiye hem de dünya için bu alanda alınması gereken tedbirlerin, değiştirilmesi gereken yöntemlerin varlığına işaret etti.
Çelik, 2050'de 65 yaş üzerindeki bireylerin sayısının 2 milyarı bulacağının düşünüldüğüne dikkat çekti.
Gelişmiş ülkelerin tümünde bu zenginliğin nasıl korunacağı, nasıl daha sağlıklı yaşatılacağı ve topluma nasıl aktarılacağı yönünde yeni tartışmaların gündeme geldiğinin altını çizen Çelik, Türkiye'nin insanların yaşlılık dönemlerini en verimli şekilde geçirmeleri adına gerekli imkanlara sahip olduğunu vurguladı.
Bakanlığın, Türkiye'nin farklı bölgelerinde termal turizm alanları ilan ettiğini hatırlatan Çelik, "Bu bölgelerin geliştirilmesi için bakanlık olarak çok özel stratejiler üretiyoruz. Ayrıca burada konuştuğumuz konunun Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı kapsamında daha da geliştirilmesi için yeni eylemlere imza atacağız. Bütün dünyada, özellikle Avrupa'da sağlık ve termal turizm bakımından ülkemizin birinci varış noktası olması için stratejiler geliştiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, bakanlık olarak konuya ilişkin atılan adımlar ve yürütülen çalışmalara da değinerek, bütün bunların bir zenginliğe çevrilmesi adına 50 yaş üstüne daha çok hizmet vermek, daha yeni politikalar üretmek için yurtdışında tanıtım faaliyetlerini arttıracaklarını ve özellikle bu kongrenin tanıtımıyla ilgili yeni çalışmalar yapacaklarını, bunu Bakanlığın tanıtım stratejisinin bir parçası haline getireceklerini sözlerine ekledi.
