Türk, Arap, Kürt ve Alevilerin yıllarca hoşgörü içinde kardeşçe yaşadıkları Şanlıurfa, ülkelerindeki iç savaştan kaçanların da sığındığı liman oldu.
Şanlıurfa, 32 yıl önce Afganistan'daki iç savaşın ardından Türkiye'ye sığınan Afganlara kapılarını açtı. Kenan Evren döneminde Ceylanpınar ilçesindeki Evrenpaşa Mahallesi'ne yerleştirilen yaklaşık 2 bin Afganlı zamanla ilçedeki vatandaşlarla bütünleşti. Düğünlerine ve cenazelerine katıldıkları komşularının sevinçlerine ve acılarına ortak Afganlar, ikinci vatanları konumundaki Türkiye'de yaşamlarını sürdürüyor.
Ülkelerinde yaklaşık 4 yıl önce başlayan iç savaştan kaçan Suriyeliler de Türkiye'deki birçok kentin yanı sıra Şanlıurfa'ya sığınmayı tercih etti. Çadır ve konteyner kentlere yerleştirilenlerin dışında kendi imkanlarıyla yaşamlarını sürdüren binlerce Suriyeliye kentteki sivil toplum örgütleri ve hayırseverler destek veriyor. Türkiye'deki en fazla Suriyelinin bulunduğu kentte, şuana kadar birkaç küçük olayın dışında ciddi bir huzursuzluğun yaşanmaması ev sahibi Şanlıurfalıları sevindiriyor.
Son olarak Irak'ta Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün Irak'taki saldırıları nedeniyle ülkelerinden kaçan Yezidiler de aynı inanışta insanların yaşadığı Viranşehir ilçesine sığındı. İlçe halkı, kendilerinden destek bekleyen Yezidileri, evlerinin yanı sıra özel olarak kiraladıkları binalarda ağırlayarak şefkat elini uzatıyor. Bazı sivil toplum kuruluşları ile hayırseverler daha önce olduğu gibi Yezidilere de sahip çıkarak, ellerinden geldiğince her türlü desteği vermeye çalışıyor.
- 'Hz. İbrahim Sofrası herkese açık"
Vali İzzettin Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, farklı kültürlere sahip insanların binlerce yıldır Şanlıurfa'da bir arada yaşadığının tarihi kaynaklardan anlaşıldığını söyledi.
Şanlıurfa'da doğduğu ve bir dönem yaşadığı rivayet edilen Hz. İbrahim'in paylaşma ve misafirperver özelliğinin torunlarına geçtiğine inanıldığını vurgulayan Küçük, Hz. İbrahim Sofrası'nın herkese açık olduğunu ifade etti.
Kentte yaşayan insanların geçmişte olduğu gibi gelecekte de ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmaya devam edeceğini belirten Küçük, şöyle konuştu:
'Şanlıurfa'ya yoğun bir göç dalgası olmasına rağmen ciddi ve üzücü bir hadise olmamaktadır. Bunun nedeni; buradaki insanların zaten atalarından ve dedelerinden aldığı kültürel mirastır. Bu miras düşene yardım etme ve sahip çıkmak, zor durumda olana sofrasını açmaktır. Biz düşene her zaman Şanlıurfa ve devlet olarak yardım edeceğiz. Bu kardeşliği dünyada sürdüren nadir bölgelerden biriyiz. Bu şehirde dışlamayan, ötekileştirmeyen, kendisinden farklı olana garip şekilde bakmayan insan yapısı var. Bu sükunetin ve huzurun devam edeceğine inanıyoruz.'
Şanlıurfa İnsani Yardım Platformu Başkanı Osman Gerem de dil, din, ırk farkı gözetmeksizin ihtiyaç sahibi herkese yardım etmeye çalıştıklarını ifade etti.
Platformun Suriyelilere yönelik yardım faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret eden Gerem, kente sığınan Yezidilere de hayırseverlerin desteğiyle yardımcı olmaya çalıştıklarını vurguladı.