Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığı tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nin bahçesinde düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, Müslüman ülkelerin batı toplumu tarafından Kur'an'dan koparılarak güçsüz duruma düşürüldüğünü söyledi. Hazreti Peygamber'in "Bir evde Kur'an varsa ve okunmuyorsa o Kur'an öksüzdür" hadisinin olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti:
"Tarihçeyi hayatta üstat hazretleri çok güzel bir misal verir, der ki; 'John Gladstone' diye İngiltere'de müstemlekeler bakanı vardı.' Demek ki sömürgelerin bakanı varmış. İşte Osmanlı'nın son zamanı. Hasta çöküş devri falan ondan sonra sömürgeler birer birer uyanıyorlar. 'Ne yapmalıyız ki İslam'daki bu yükselişi bu canlanışı, işte Pakistan, Hindistan elden gidiyor nasıl önleyebiliriz?' Herkes 10 tane sebep saymış. Demiş ki John Gladstone; 'Bu söylediklerinizin hiçbir faydası yok. Müslümanlar Kur'an'a bağlıdırlar. Siz onun Kur'an ile olan bağını keseceksiniz'."
Arınç, geçmiş dönemde Kur'an'a "Mushaf-ı Şerif" denildiğini, gelin kızların, mushaf kaplarını çeyizlerine koyduğunu, bu kaplara konulan Kur'anların duvara asıldığını, ancak bunun artık yapılmadığını ifade ederek, bir Müslüman'ın her gün en azından bir yarım sayfa, 3-4 ayet Kur'an okuması gerektiğini belirtti. Arınç, şöyle devam etti:
"John Gladstone diyor ki; 'Bu Kur'an'ı bunların elinden almadığımız müddetçe onlara gerçekte hakim olamayız' ve sonunda bu yola gidiyorlar. Kur'an Müslümanların elinden alınacak. Yani ona uzak tutulacak, ona yabancı olacak. Onun içinde yazılı olanlarla amel edilmeyecek. Kur'an öksüz bırakılacak. Bu Türkiye için de Orta Doğu için de geçerli. Her yerde bu sistem uygulandı. Bizim de inanmış birer Müslümanlar olarak Kur'an'ın sadece lafsıyla değil içindeki hükümleriyle Peygamberimizin Hadis-i Şerifleriyle mutlaka okumalıyız."
- "İffet çok önemli"
Arınç, Türkiye'de ahlaken bir geriye gidiş olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Haya meselesi çok önemlidir. Haya, utanma duygusu. 'Yüzüne baktığın zaman yüzü kızarıyorsa' Hadis-i Şerif öyle diyor, haya güzeldir. Kadında olsa daha da güzeldir. Sadece kadın için değil erkek için bütün mahlukat için haya diye bir şey var. Erkekler için de haya vardır. Yalan söyleyemez, mahcubiyet ifade edecek bir söz söylemeye kalksa yüzünü yere bakar. Nerede öyle yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızarabilecek, boynunu öne eğebilecek, gözünü bizden kaçırabilecek iffet sembolü haya sembolü kızlarımız. Hamdolsun burada çok var da Allah bütün yavrularımıza bunu bağışlasın. Çünkü Hadis öyle diyor; 'Utanmıyorsa ne istiyorsan yap.' Ne istiyorsan yapacaksan önce utanma duygusunu atacaksın. Atamayız, utanacağız arkadaşlar. Haya duygumuz olacak. İffet çok önemli. İffet sadece bir isim değil kadın için de bir süstür iffet, erkek için de bir süstür. İffetli olacak erkek de olacak, zampara olmayacak eşine bağlı olacak, çocuklarını sevecek. Kadınsa o da iffetli olacak. Mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak. Şimdi bunu birileri söylediği zaman 'ya bu adam hangi dilden konuşuyor' diyebilirler. Bu kadar değerlerimize yabancılaştık bugün."
Türkiye'de israfın da çok üst düzeyde olduğunu, bazı evlerde 2-3 ayrı araba bulunduğunu ve her bireyin işine tek başına aracıyla gittiğini anlatan Arınç, "Nil Nehri Türkiye'de kullanılan arabalara benzin olsa yetiştiremeyiz. Bu israftır bu arabanın durduğu yerde masrafı var. Aynen cep telefonları gibi. Şimdi cep telefonunda hanımlar yemek tarifi yapıyor birbirine saatlerce. Bunlar karşı karşıya geldiğinde konuşmuyor, çünkü gözü televizyonda dizi seyrediyor. Arkadaşlar gülünç hallerimiz bunlar. Biz iffetli haya sahibi çalışkan dürüstlük ilkelerine bağlı ve asla kötü alışkanlıkları olmayan, uyuşturucu falan bir tarafa Allah korusun alkol sigara vesaire gibi bağımlılık yapan şeylerden çocukları uzak tutmalıyız" görüşünü dile getirdi.
- "Çocuklarımıza zaman ayırmalıyız"
Torunu Şamil'in annesinin telefonunu alarak sabahtan akşama kadar oynadığını, odaya girip çıkanı fark etmediğini, "Şamil ne yapıyorsun?" diye sorduğunda, başını bile kaldırmadan "Dede oynuyorum" yanıtını verdiğini anlatan Arınç, şöyle dedi:
"Bu çocuk böyle yetişirse olmaz. Çocuk bunlara meraklı şimdi. O yüzden onların meraklarını bazen şekerle, bazen oyuncakla, bazen parayla başka kanallara kanalize etmemiz lazım. Evlatlar elimizden giderse başka sermayemiz kalmaz. Ne olur? Bu cinayetler çok kötü. Biz kadına el kaldırmayı bile kabul etmeyiz. Eşimiz de olsa, sevgilimiz de olsa, kızımız da olsa bunlar bu toplumu doğuran mukaddes insanlar. Boşanırız, ayrılırız, yaşayamayız o ayrı bir şey. Ama kötü muamele etmek işkence etmek nedir. Bu televizyonlarda gördüklerimiz nedir. Bu haberlerde okuduklarımız, bu toplum böyle değildi arkadaşlar.
Yani bütün maddi kalkınmanın üzerini simsiyah bir örtü gibi örten bu kötüye gidişten bir an evvel kurtulmamız lazım. Bunda bizim sorumluluğumuz varsa sizin de sorumluluğunuz var, başka kurumların da sorumluluğu var. İyiliğe vesile olan o hayrı işlemiş gibidir. Şerre vesile olan şerri aynen işlemiş ve teşvik etmiş gibidir. Bir insan hayra vesile olmuşsa o hayırdan payına düşeni alacaktır ama kötü bir işe vesile olmuşsa o bütün kötülükleri kare köküyle, küp köküyle çarpın hepsi onun hanesine yazılacaktır. Allah bizi inançlı, ahlaklı, dürüst, birbirlerini çok seven birbirlerinin hatırını kırmayan, birbirleriyle iyi komşuluk, iyi arkadaşlık yapan güzel bir toplum haline getirsin."
(Bitti)