Krings, yaptığı yazılı açıklamada, başarılı bir entegrasyonun ön şartının dil bilmek olduğunu ifade ederek, bundan dolayı Almanya'da sürekli yaşamak için eşlerinin yanına gelecek kişilerin en azından basit dil bilgisine sahip olduklarını kanıtlamalarını istediklerini, bunu da hala doğru bulduğunu kaydetti.
'Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın bugün verdiği kararda uygulamayı prensipte sorgulamadı. Ancak etkilerini dikkatli bir şekilde inceleceğimiz kısıtlamalar getirdi' ifadesini kullanan Krings, ABAD'nin bu kararı sadece Türk vatandaşlarını kapsadığına dikkati çekti.
Türklerin Almanya'da çalışması durumunda Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki sözleşmelerden dolayı imtiyazlı olduğunu, ABAD'nin de kararıda bu ayrıcalığı gerekçe gösterdiğine işaret eden Krings, "Almanya'da çalışan Türkler AB ile Türkiye arasındaki sözleşmelerden dolayı özel bir statüye sahip" dedi.
Dil bilme koşulunun, bu sözleşmelere aykırı olduğu yönündeki ABAD'nin kararını dikkate almaları gerektiğini belirten Krings, ABAD'nin söz konusu sözleşmelerin uygulama alanını çok geniş tuttuğunu kaydetti.
Krings, Federal İçişleri Bakanlığı'nın sözleşmeleri özellikle Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlara yönelik olarak gördüğünü belirterek, bu anlaşmaların Türk vatandaşlarına ön koşulsuz Almanya'ya giriş izni vermesi olanağını vermemesi gerektiğini ifade etti.
ABAD açısından da zorunlu evliliklerin engellenmesi ve entegrasyon fırsatlarının iyileştirilmesinin meşru hedefler olduğunu belirten Krings, prensipte üçüncü ülkelerden gelen eşler için dil bilme şartının ABAD'nin kararına göre de AB hukuku ile bağdaştığını kaydetti.
Avrupa Birliği Adalet Divanı, bugün Almanya'nın, sınırları içinde yasal olarak ikamet eden Türk vatandaşlarının aile birleşimini sağlama amaçlı vize için gerekli gördüğü Almanca bilme şartının Birlik yasalarına aykırı olduğuna karar verdi. Adalet Divanı, 2007'de yürürlüğe sokulan uygulamanın ne Türkiye ile AB arasındaki Ortaklık Anlaşması'yla ne de aile birleşimine ilişkin direktifle uyumlu olduğuna hükmetti. Almanya'da yaşayan Türk sivil toplum temsilcileri ABAD'nin kararını memnuniyetle karşıladı.
