Dolar

34,9456

Euro

36,7118

Altın

2.989,04

Bist

10.125,46

Hakan Albayrak: Yeni bir ıslah hareketi umuyorum

Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirileri ile konuşulan Gazeteci Hakan Albayrak, 'Bir ıslah hareketini hem bekliyorum hem de umuyorum' dedi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-09-13 09:55:47

Hakan Albayrak: Yeni bir ıslah hareketi umuyorum

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı gazetede Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eleştirileri ile uzun süre konuşulan Gazeteci Hakan Albayrak, yeni bir yazı daha kaleme alarak eleştirilerini sürdürdü. “Ak Parti çevrelerinde yükselen bir tepki olduğunu" söyleyen Albayrak'a göre "kuvveden fiil çıkması an meselesi"... 5 SORU'nun bugünkü konuğu Hakan Albayrak, söz konusu eleştiriler ve Ortadoğu'da yaşanan değişimlere ilişkin sorularımızı cevapladı. Albayrak, bölgenin en önemli konularından biri olan 'bağımsız Kürdistan' referandumu için "Er veya geç bağımsız bir Kürdistan devleti kurulacaksa, o devleti şimdiden müttefik olarak kazanmaya bakmak lazım" diyor.

İşte Albayrak'ın açıklamaları:

"YENİ BİR HAREKET: BİR ISLAH HAREKETİ"

1- Geçtiğimiz yıllarda yazdığınız Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eleştirilerine yeni bir yazı daha eklediniz. “Ak Parti çevrelerinde yükselen bir tepki” olduğunu, “kuvveden fiil çıkma”sının an meselesi olduğunu söylüyorsunuz. Kast ettiğiniz nedir, yeni bir hareket mi?

Şimdilik homurtu halinde olan tepki, yakında açıkça ifade edilebilir. ‘Şu şu konularda yanlış yapıyoruz, aslında şöyle şöyle yapmamız gerekir' diyen parti büyükleri, milletvekilleri, bakanlar, eski bakanlar çıkabilir. AK Parti'yle organik bağı olmayan ama gönül bağı olan sivil inisiyatif grupları, FETÖ ile mücadeleye gölge düşüren haksız mağduriyetler yahut iktidar muhalifi gazetecilerin cezalandırıldığı algısını oluşturan tutuklamalar konusunda bildiriler hazırlayabilir. Böyle şeyleri kast ediyorum. Yeni bir hareket, evet. Bir ıslah hareketi. Bunu hem bekliyorum hem de umuyorum.

‘'Türkiye kritik bir süreçten geçerken sırası mı?” diye sorulabilir. Cevabım yekten ‘evet', çünkü konu zaten bu kritik sürecin doğru yönetilip yönetilmediği.

“Yedi düvelin taarruzu altındaki Erdoğan'ı eleştirmek yakışık almaz” düşüncesine de katılmam, zira sözünü ettiğim tartışma ortamı o taarruzlardan bazılarını zeminsiz bırakıp bitirmeye ve bazılarını da geri püskürtmeye yarayacaktır inşaallah.

Bir de, “Eleştiriler, şikâyetler bizzat cumhurbaşkanına iletilmeli, kamuoyu önünde tartışmaya girilmemeli, Oda TV'ye filan malzeme verilmemeli” diyenler var. Bunu da makul bulmuyorum. Cumhurbaşkanına arz edilmeyen bir mesele kalmadıysa ve sıkıntılar devam ediyorsa, meseleleri kamuoyu önünde enine boyuna konuşarak toplumsal baskı oluşturmaya çalışmaktan başka çare yoktur. Oda TV de tartışmayı izlesin ve haberlerini yapsın, istediği gibi de yorumlasın. AK Parti gizli bir örgüt mü? Kapalı bir cemaat mi? Değil. 80 milyon nüfuslu, kocaman bir ülkenin iktidar partisi. Her toplumsal kesimden insanların oy verdiği bir parti. Geniş olalım biraz.

Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim: Sadece o yazıda bahsettiğim konularda değil ve sadece şu dönemde değil, genel olarak da çoksesliliği benimsemeliyiz. İmparatorluk varisi rengârenk bir ülke olan Türkiye'nin en büyük siyasi hareketi, farklı farklı fikirlerin farklı farklı üsluplarla tam bir özgürlük ve esenlik içinde ifade edilebildiği cıvıl cıvıl bir hareket olmalı. Kaostan, anarşiden bahsetmiyorum. Çokluk içinde birlikten, birlik içinde çokluktan bahsediyorum. Lider karizmasıyla ezilmeyen bir çeşitlilikten bahsediyorum. Akıl akıldan üstündür; akılların hayırda yarışarak bizi daha güzel yerlere taşımasından bahsediyorum. Bereketli bir dinamizmden bahsediyorum. Sıkıcı olmamaktan bahsediyorum. En önemlisi, yozlaşmamaktan, çürümemekten bahsediyorum. Hareketimizi değişen şartlara göre mütemadiyen yeniden üretmeliyiz.

2- Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimi işaret edilerek “cemaatlerin devleti ele geçirmesine engel olunması gerektiğine” dair bir tartışma yürütülüyor. Konu ile ilgili ‘cemaatlerin zararlı olduğu' ve aksine, ‘bu fikrin zararlı olduğu'na dair iki görüş hâkim. Tartışma ve yorumlarla ilgili siz neler düşünüyorsunuz?

‘Bu bizim cemaatten' diye adam kayırmak da olmaz, ‘Bu bizim cemaatten değil' diye adam ayırmak da. Ehliyete, liyakate bakılacak. Hepsi bu.

3- Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bağımsızlık davasına karşı olmadığınız biliniyor. Peki PKK bu ‘devletleşme'nin neresinde? Ayrıca “Irak Kürtlerinin bağımsızlık davasına kategorik olarak karşı çıkmayı Türkiye için doğru bir siyaset olarak görmüyorum” demiştiniz…

Evet öyle demiştim ve demeye devam ediyorum. Hükümetimiz, bağımsız Kürdistan'ın çerçevesiyle ilgili -bölgenin sonu gelmez yeni savaşlara sürüklenmesini önlemeye matuf- mülahazalarda bulunsun ama ‘Olmaz' diye kestirip atmasın. Iraklı Kürtlerin Türkiye'ye muhabbeti çok değerli. Barzani ile dostluk ve karşılıklı güven çok değerli. Bunları itina ile korumak lazım. Orada er veya geç bağımsız bir Kürdistan devleti kurulacaksa, o devleti şimdiden müttefik olarak kazanmaya bakmak lazım. Türkiye'nin mutlu yarınlarını Kürt, Arap ve sair komşularımızla federatif veya hiç değilse konfederatif bir çatı altında birleşmekte gördüğümü de belirteyim. Suriyeli Kürt yazar dostum Lokman Derki, bir sohbetimizde bağıra bağıra “Kocaman bir Arap-Türk-Kürt devleti istiyorum” demişti. Ben de bunu ve ötesini istiyorum.

PKK'nın nerede durduğuna gelince: PKK, Kürdistan Bölge Yönetimi'ndeki bağımsızlık referandumuna hararetle karşı çıkıyor.

4- FETÖ lideri Fetullah Gülen'in halen ABD'de olması, iadesine dair olumlu bir sinyal bulunmaması, yine ABD'de devam eden Reza Zarrab davası, davanın FETÖ ile ilişkili savcıları... Uluslararası güçlerin Türkiye'ye saldırılarını artırdıkları gözlenen bir süreçte resimdeki 'muhalefet' eksikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu muhalefetin 'mahalle' içerisinden yapılmasının gerekliliği nedir?

Caydırıcı gücü yüksek bir Türkiye için iktidar ve muhalefetin asgari müştereklerde birleşmesi gerek. Mevcut siyasi iklim buna el vermiyor mu? Öyleyse bu iklimi değiştirelim kardeşim.

5- Bir süredir gündemde bulunan İdlib ve Afrin operasyonlarına ilişkin Ankara'nın Şam yönetimi ile temasa geçmesi gerektiği ve geçtiğine dair haberler yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kazakistan dönüşü bu iddialara “Esed'le görüşmem, niyetim de yok” dedi. İddialar ve Erdoğan'ın cevabına ilişkin neler söylersiniz?

Hayırlısı olsun.

KİMDİR?

4 Haziran 1968 yılında Hanau, Almanya'da doğan Hakan Albayrak, farklı zaman dilimlerinde Milli Gazete, Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 1983 yılında Halka Işık dergisini, 1989'da da Nihat Genç'le birlikte Çete dergisini çıkaran Albayrak, İhlas Haber Ajansı bünyesinde Gazze ve Kudüs'te gazeteci olarak bulundu. Sırayla Sancaktar Dergisi ve Diriliş Postası Gazetesini çıkardı. 1989-2015 yılları arasında 19 kitap yayınlayan Albayrak, 2 belgesel yönetti. 31 Mayıs 2010'da İsrail askerlerinin uluslararası kara sularında saldırdığı, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisinde bulunuyordu.

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara