Sanıyorduk ki, her şeyi yavaş yavaş yapacaklar. Ruhumuz bile duymayacak. Kimseye belli etmeden tereyağından kıl çeker gibi Almanya'nın en büyük göçmen kitlesi Türkleri bir şekilde asimile edecekler. Halbu ki çok erkenden anlamlıydık olup bitenleri.
Türk pasaportlarımıza belli bölgelere taşınma yasağı kaşesini vurduklarında
Cami minarelerinin uzunluğunun kilisenin boyunu geçmemesi gerektiğini söylediklerinde
Okullarda Türkçe konuşma yasağı koyduklarında
Başörtülülere kamuda çalışma engeli getirdiklerinde
Dünyanın herhangi bir yerinde işlenen cinayetlerden bizleri sorumlu tuttuklarında
Devletin parmağının olduğu bilinen NSU cinayetlerini ölü yakınlarının sırtına yıktıklarında
Tüm dini cemiyetlerin başkanlarını önce parlatılıp sonra öcü ilan ettiklerinde
Dinimizi ve dini günlerimizi resmi olarak tanımak istemediklerinde
Kendilerine yakın hissettikleri cemiyetleri sonraları milli istihbarat teşkilatı olarak ilan ettiklerinde
Türkçe derslerinin okullardan kaldırılmak istendiğinde
Kültürümüze düşman ve geçmişine küfür eden insanları aramızdan seçip karşımıza koyduklarında
Helal yememize bile karıştıklarında
İlkokul kitaplarında ırkçılık yaptıklarında
Devlet TV kanalları ve milletvekilleri üzerinden Türkiye'deki referanduma müdahale ettiklerinde
Türkiye'den gelen bakan ve milletvekillerinin konuşma ve toplantı hürriyeti ellerinden alındığında
"İslam Almanya'nın parçasıdır" diyen bir cumhurbaşkanını komplo ve şantajlarla görevinden istifaya zorladıklarında
Altı milyonluk müslüman kitleyi bir hiç saydıklarında
Ülkeye getirdikleri sığınmacıların güvenliğini sağlayamadıklarında
Anadolu insanını etnik ve mezhebi farklılıklar üzerinden bölmeye çalıştıklarında
Yasak dedikleri PKK'ya her türlü illegal imkanı sağladıklarında
249 cana kıymış FETÖ adlı bir örgüte çekinmeden arka çıktıklarında
Parlamentolarında tarihcilere danışmadan atalarımızı katil ilan ettiklerinde
Basın örgürlüğünden dem vururken kendi ülkelerinde bir Türk gazetesini yasakladıklarında
Kimliğimizden dolayı bize ev ve iş imkanı vermediklerinde
Yüzümüze gülüp arkamızdan kuyumuzu kazdıklarını farkettiğimizde hep alttan aldık, sesimizi gerektiği kadar yükseltmedik. İnanışımız gereği belki ileride anlarlar ümidiyle hep sabrettik ve sürekli sustuk.
15 Temmuz'dan sonra anladık ki üzerimize kurdukları plan çok farklıymış. Sadece Almanya'ya değil Türkiye'ye de müdahale ediyorlarmış.
Şimdi gördük ki, program ayarlarımızın değişmesi gerekiyormuş.
Demokratik haklarımızı uluslararası standartlara yükseltmeliyiz.
Almanya'da geçerli olan belki legal olabilir, fakat hiç bir zaman legitim değil.
Hollanda, Fransa, İngiltere veya Belçika'da Müslümanlara verilen hakların neden Almanya'da engellendiğini gündemde tutmalıyız. Dışarıya insan hakları ve demokrasi dersi verenlerin önce kendi kapısının önünü süpürmesi gerektiğini yüksek sesle haykırmalıyız.
Şimdi anladık ki…
8 Yıl Önce Güncellendi
2017-10-12 12:25:26
SON VİDEO HABER
Haber Ara