Skandallar zincirinin sonu gelmiyor. Medya her defasında yeni bir olayla kamuoyunu sarsıyor. Merkel 2012 söz vermişti. Her şey aydınlığa kavusacaktı.
O gün bugündür değişen bir şey yok. Tam aksine mevcut dosyalar bir daha açılmamasına 120 yıllığına devletin 'kozmik' odasına gönderildi.
Söz konusu NSU cinayetleri. Alman devletinin birebir parmağının olduğu ve delillerin yok edildiği asrın davası. Bu hafta NSU mağdurlarının müdahil avukatlarından Dr. Mehmet Daimagüler´i dinleme fırsatı bulduk. BIG Partisinin organize ettiği konferansta Daimagüler duygusal bir konuşma yaptı. Davayı üstlenmenin kendisi icin vicdani bir sorumluluk olduğunu söyledi. Kurumsal ırkçılığın Almanya´da ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Almanya büyük bir fırsatı elinden kaçırmıştı. NSU örgütü üzerinden bağırsaklarını temizleyebilirdi. Türkiye'de FETÖ üzerinden yapılan kamudaki operasyonlar Almanya'da rahatlıkla hayata geçirilebilir, toplum vicdanı rahatlatılabilirdi. Almanya bunun hiç birini yapmadı. Yapmak da istemiyor. Tam aksine şimdi ırkçı zihniyeti temsil eden siyasi bir parti 94 milletvekili ile federal meclise girdi. Bundan sonra ırkçı ve sağ oylar için tüm partiler oy avcılığı yapacak.
Görünen o ki, Hitler´in adamları tüm kurumlarda rahatlıkla cirit atıyor ve hukuku hiçe saymayı sürdürüyor.
NSU terör örgütü bundan tam altı yıl önce 4 Kasım 2011 tarihinde 10 seri cinayetin, banka soyma ve bomba eylemlerinin arkasında kendilerinin olduğunu kamuoyuna duyurmuştu. Bu tarihten bir hafta sonra savcılık NSU hakkındaki 300 klasörü yok etti. Can alıcı tüm deliller böylece hasır altı edilmiş oldu. Kalanlar ise 120 yıllığına devletin tozlu arşivlerinde kilitlendi. Başbakan Merkel'in olayların üstüne gideceğine söz vermesine rağmen savcılık görevini yapmıyor. Daimagüler savcılığın adalet bakanının tesiri altında olduğunu ve dolayısıyla siyasi davalarda hukukun bağımsız olmadığını söylüyor.
Şubat 2018 tarihinde davanın son duruşması görülecek. Sonuçta bir kaç kişi hüküm giyecek. Fakat kurumsal ırkçılık kalacak. Gerçek suçlular ellerini kollarını sallayarak yine birilerini kollamayı sürdürecek.
Almanya'da gerçek tehlikeyi görmek istemiyor. Fakat tüm bu adaletsizlik ve insanlıkdışı olaylar bumerang misali bir gün kendini dönecek ve toplumsal barış ciddi yaralar alacak.
Siyasiler üstüne düşeni yapmadıkca, hukuka müdahaleyi sürdürdükleri müddetçe Almanya'nın içeride ve dışarıda güvenirliği kalmayacak.