Elhamdülillah. Seçim bitti. Allah'ın iradesi bu şekilde tecelli etti. Sonuç hayır idi ise de, şer idi ise de bu şekilde tecelli etti. Hayır olsa da şer olsa da o Allah'ın iradesi sonucudur. Bu sonuç ne kadar Allah'ın rızasına uygundur, onu daha sonra anlayacağız.
Aslında baştan sona yanlış giden bir şey vardı. Birçoğumuz, sanki, haşa “Tanrı”yı belli bir sonuca zorlama çabasındaydı. Oysa herkes layık olduğu gibi idare olunacaktı. Tencere yuvarlanıp kapağını bulacaktı. Peki kimler, bu konuda daha iyi bir sonuç için kendini değiştirmeyi denedi.
Kaldı ki Allah, zalim bir topluluğu, zalim bir yönetici ile tedib de eder. O, esasen biz kendimizi değiştirmeden bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Hem biz doğru olduğuna hükmettiğimiz tercihi yaparız da, aynı zaman da biz bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır olabileceğini düşünmeyiz pek fazla.
Ve Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirendir. Bunu da düşünmeyiz pek. O, bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.
O zaman bu telaş niye! Nerden çıktı bu haşa Beka sorunu! “Beka”yı “sorun” olarak tanımlayan akılda “sorun” vardır. Allah (cc) sıfatını kendinde vehmeden akıl “sorunlu bir akıl”dır ve zaten o dünyalık bir şey kazanmış olsa bile başka, çok daha değerli bir şey kaybetmiştir.. O büyük “Hesab günü” geldiğinde, kim neyi verip neyi aldığının hesabının görüldüğü günü asıl kazananlar ve kaybedenler o gün belli olacak!
Bana sorarsanız bu seçimde kim ne kazanırsa kazansın, siyaset kaybetti. Böyle siyaset olmaz. Bizde siyasetten maksat maslahattır. Yani sulh etmektir. Kişinin aklı ile vijdanını barıştırmaktır, insanı insanla barıştırmaktır, insanı fıtratla, tabiatla barıştırmaktır, ki bu 3 barış bizi “Allah'la barış”a götürür. Aksi durum, Allah'la savaştır. Aksi durum Darusselam'dan uzaklaşmaktır. Ayağımıza taş atsalar, yolumuza diken dikseler, arkamızdan küfretseler de biz Taif'e barışı götürmekle emrolunduk. Aklımızla vijdanımızı savaştırmak değil, barıştırmaktır görevimiz.
Seçim kampanyası sonucu psikologlar kazandı, psikotrop ilaç üreticileri kazandı. Öfke kazandı. Terör ve darbe soslu demokrasi, alkol, irtica soslu laikçi cumhuriyet, aşk, sevda, “beka sorunu” soslu bir cumhurla, kafası, kalbi, midesi altüst olmuş bir seçmen, umudu ile değil, korkuları ile tercihini yaptı. Sonuç bu.
Sandık sonuçlarının rakamsal ya da oransal karşılığını daha sonra değerlendireceğim. Seçim sonuçları netleşmeden ben Malezya yolunda olacağım inşallah. Seçim döneminde içeride il il, ilçe ilçe dolaştım. Şimdi yoğun bir şekilde yurtdışı seyahatlerim olacak. Dönüşte sonuçlara bakacağım. Hem köşemde, hem de Akit Tv'de değerlendirmeye çalışacağım. Akit Tv'deki “Derin Gerçekler” bu hafta benim yokluğumda gerçekleşecek inşallah!
Seçim süresince hem ilahi ölçülere ve nebevi uyarılara dikkat çekmeye çalıştım. Herkes Dünyevi / Seküler kaygılar taşıyordu sanki. Bundan çok rahatsız oldum. Onun için kimsenin dönüp bakmadığı bir yere ışık tutmaya çalıştım. Bakın “Kurtarıcı” yok. Peygamberlerin bile “kurtarıcı gücü” yok. Onlar kurtuluşa, Allah'a, Resule ve kitaba çağırır! Din ve dünya büyükleriniz, liderleriniz, önderlerinizin kaderleriniz üzerinde bir belirleyici güçleri yok! Ne istiyorsanız Allah'tan isteyin ve O'nun rızasını isteyin ve rızasının tecellisinin vesilesi olmak için Allah'ın kitabında gösterdiği ve Resullerin öğütlediği yönde ilerleyin! Yoksa sonumuz hüsran olur!
Yurttaşların tercihleri üzerinde polemik yapmak yerine, biz nerede yanlış yaptık sorusunu sormamız gerek kendimize. Adaylarımız ve sözlerimiz konusunda bir kez daha düşünmeliyiz.
Şimdi kaybeden kaybetti. Peki kazananlar! İşte onlar üzerinde yeniden düşünmek gerek. Çevresini yiyicilerin sarmasına mani olmalıyız. Ehliyet-liyakat, istişare-şûra önemli. Rüşvet ve torpil konusunda hassasiyetin en üst seviyede olması gerek.
Zalimleri ve müfsitleri belediyelere yaklaştırmayın. Sonra ateş size de dokunur. Unutmayın içeri aldığınız hainler ve ahmaklar dışarıdaki düşmandan daha tehlikelidir. Emanete hıyanet edenlere güvenmeyin. Yerel yönetimlerde görev vereceğimiz kişiler evinizin anahtarını kendilerine emanet etmekte sakınca görmeyecekleriniz olmalı. Şehir bizim evimizdir. Belediyenin eski adı Şehremaneti'dir. İşi ehline verin. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olun. Ölçü ve tartıya, ihaleye hile karıştırmayın. Adres teslim ihale yapmayın. İşi ehline verin. Ehliyet ve liyakat imandan önce gelir. Yoksa FETÖ'cülere benzersiniz. Haram para ile hayır yapılmaz. Şeytan sizi Allah'la aldatmasın. Sakın aklınızı kiraya vermeyin. Sizi harama alet etmek isteyenlere, makam ve rütbesine bakmaksızın “Hayır” deyin! Masiyet'te itaat yoktur! Zalimlerden değil, Allah'tan korkun. Ve yalnız O'ndan yardım dileyin. Unutmayın, Allah'ın kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor iş yoktur. Allah, kendinden ipini koparanların işlerini sarp dağlara sardıracak. Kendine sığınanlar için ise zaman içinde zaman yaratacak.
Allah'ın yardımı olmadan kazanamazsınız. Dünyanızı kazandığınızı sansanız da ahiretinizi kaybedersiniz. O dünyalıklar da size hayır getirmez. Allah'ın yardımını almak istiyorsanız, cahiller, zalimler, müfsitler ve müstekbirlerden uzak durun, makama, paraya, kadına ihtirası olanlara yüz vermeyin. Onları kendinize yaklaştırmayın. Onların bulundukları makamlara ve meclislere Allah'ın yardımı ulaşmaz. Şeytanlarınızla baş başa kalırsınız. Sonra içimizdeki bu tür beyinsizlerin işledikleri yüzünden bütün bir toplum zarar görebilir.
Bakın Allah'ın rızasından uzaklaşırsanız, o siyaset dediğiniz şey “dua ile istenen bela”ya dönüşür!
Unutmayın, bu dünyada yaptığınız, yapmanız gerekirken yapmadığınız, söylediğiniz ve söylemeniz gerekirken söylemediğiniz her şeyden hesaba çekileceksiniz. Dün sandıktaki tercihinizden ve kime vekalet verdiğinizden, bu süreçte neler yaptığınızdan da. Allah'ın razı olduğu bir şeyler yaptığınız ise ne mutlu size, değilse tevbe edin. Yaptıklarımızın karşılığının, o tartışıp durduğumuz şeylerin bize gösterildiği gün halimiz nice olur, onun endişesini taşıyalım. Beni ilgilendiren ne yaptığınızdan çok, o şeyi yaparken neyi düşündüğünüz, aklınızı ve vijdanınızı kullanıp kullanmadığınız, Allah'ın rızasının ne yönde olduğunu anlamak için, O'nun açıklanmış rızasının yazılı olduğu Kur'an-ı Kerim'den ilham alıp almadığınızla ilgili. Allah'ım, bize Hakkı Hak batılı batıl göster. Hak'da toplanmamızı nasib et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Bizim ellerimizle zalimleri cezalandır ve mazlumlara yardım et. Bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl.
Selâm ve dua ile.