Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

Sayın YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Sayın Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'na açık mektubumdur

2 Ay Önce Güncellendi

2025-11-01 10:28:36

Vahit Özdemir

Türkiye'de ilk özel yüksek okul 1962 yılında kuruldu.

1965 yılında 625 sayılı özel okullar kanunu çıktı.

İlk üniversiteye giriş sınavı 1963 yılında başladı.

1965-1971 yılları arasında pıtırak gibi özel yüksek okullar açıldı.

Üniversite giriş sınavında başarılı olamayanlar yılda 3.500 lira ödemek kaydıyla sınavsız olarak özel mühendislik, mimarlık, dişçilik, eczacılık, iktisadi ve ticari ilimler yüksek okulları ve gazetecilik yüksek okullarına kayıt oldular.

Bu özel yüksek okulların gece bölümleri de vardı.
(1965 yılında lise mezunu yeni bir devlet memurunun aylık maaşı ise 350 lira idi)

1971 yılında Anayasa Mahkemesi Özel Yüksek Okullarla ilgili yasaya Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etti.

Öğrencilerin mağdur olmaması için özel yüksek okullar bulundukları illerdeki İktisadi ve Ticari İlimler Akademilerine bağlandılar.

Daha sonra ise yani 1982 yılında Gazi, Marmara, Dokuz Eylül ve Çukurova Üniversiteleri kuruldu.

Bilkent Üniversitesi 1984 yılında Ankara'da eğitim ve öğretime başladı.

1997 yılında rahmetli Prof.Dr.İhsan Doğramacı Hocabey'e Houston'da sordum:

“Muhterem Hocabeyim üniversitenizde (Bilkent) neden bir tıp fakültesi yok.”

Sayın Doğramacı aynen:” Vahit ben tıp doktoruyum.
Tıp Fakültesi açmak çok masraflı ve zor. Tıp fakültesine her yıl en fazla 100 öğrenci alabilirsin. Tıp fakültesinin mutlaka hastanesi olması gerekir.
Hastane kurmak çadır kurmaya benzemez. Ciddi bir mali külfet getirir.Biz biraz tüccar gibi düşünmek mecburiyetindeyiz.O yüzden tıp fakültesini açmayı şimdilik düşünmüyoruz.”

Ülkemizdeki pek-çok vakıf üniversitelerinin tıp fakülteleri var ancak hastaneleri maalesef yok. (Başkent, Acıbadem vb. nin hastaneleri hariç.)

Hastaneleri olmayan özel tıp fakülteleri bir ticari kuruluş olarak faaliyetlerine devam eden özel hastanelerle anlaşma yapıyorlarmış.

Özel sağlık sigortası veya tamamlayıcı sağlık sigortası olan bilinçli hastalar veya aile bireyleri kendilerini tansiyon ölçmesini veya iğne vurmasını dahi bilmeyen özel tıp fakültelerinin son sınıf yani intörn öğrencilerine teslim edip etmeyeceklerini zekanızın takdirine bırakıyorum.

Ankara'daki özel 5 tıp fakültesinin kendi hastaneleri olmadığı gibi anlaşmalı özel hastanelerde dahi öğrencilerine uygulamalı eğitim verilemediği Ankara kulislerinde dillendirilmektedir.

Ciddi bir eğitim almadan yetişen genç doktorlarımızın hastalarına şifa dağıtması mümkün müdür?

Özel tıp fakültelerinin bir an önce kendi eğitim ve araştırma hastanelerine kavuşabilmesi için TBMM Üyelerini, YÖK Başkanını ve Sağlık Bakanını göreve davet ediyorum.

Halkımızın sağlığının her şeyin üzerinde olduğunu bilmem hatırlatmağa gerek var mı?

NEREDEN NEREYE?

Vahit Özdemir \ Timeturk
(E) Diplomat

Tüm Yazıları

Haber Ara