Umran Dergisi Ağustos 2018 sayısı çıktı!

24 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo, yöneticileri ve kanaat önderlerini İslâmî bir yönetimin ana ilkeleri üzerindebir kez daha ciddiyetle düşünerek, bu ilkeler ışığında, kendini muhasebeye çekmesini icbar ediyor. Her şeyden önce AKParti açısından, üst kademeler başta olmak üzere öz-eleştirel tavrın yerini üstenci ve buyurgan yönelimin alması son derece ciddibir sorundur.Taktik zaferlerden ziyade stratejik zaferler hedeflenmelidir.

Sosyolojik savaş amaçlı 15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı sarsıntıyla birlikte AK Parti'nin, kurulduğu günlerden buyana iç içe geçmiş evreler olarak tabir edebileceğimiz ve içinde muhafazakâr demokratlık, medeniyet perspektifi ve hattaİslâmcılığı da katabileceğimiz ideolojik yönelimlerinde gerilemenin olduğu bir vakıa. AK Parti'nin milliyetçimuhafazakâr bir partiye dönüşmesi, hak ve özgürlük taleplerini karşılamak bakımından kısırlaşması anlamına gelecektir. Bu dadezavantajlı kesimler başta olmak üzere hak ve özgürlük taleplerinde bulunacak olanların AK Parti'den kopmasına yol açacak,ardından bu kopuşlar bir fetret dönemi başlatacaktır.

Unutulmamalıdır ki AK Parti toplumun tüm kesimlerini kucaklamaya çalışarak, toplumsal talepleri dikkate alarak ve vesayetyapılarını gerileterek bu günlere ulaştı. Bu vasattayolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele konusuetkili oldu; bu politikalarda önemli mesafeler kat edildi. Toplum yıllarca “yapmak istiyoruz ama yaptırmıyorlar” mesajını önemsedi,samimiyeti, gayreti, çabayı görerek partiye olan desteğini bu ahlaki meşruiyet üzerinden verdi.Bürokraside ve teşkilatlarda halktan kopukluk ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca buraya teşkilatlarınçalışmalarındaki isteksizlikler, menfaatlere dayalı iç çekişme,klikleşmeler vb. eklenebilir.

AK Parti, aradan geçen 16 yıllık süreç içerisinde, farklı iktidar varyasyonlarını deneyerek, sonuçta kendisini klasik vegeleneksel sağ kulvara yerleştiren bir istikrara ulaştı.AK Parti şimdiye kadar kendisine gönül vermiş çevreleri temsil etmektenvaz geçip açığa düşürürse bu gerçekten bir boşluk oluşturacak, bu boşluk da bir fetret dönemi başlatacaktır.

AK Parti devrindeki kentsel yenileme uygulamaları kamu ve özel sektör yararı dikkatealınarak değerlendirildiğinde, uygulama alanı ve çevresinde kira ve satış değerlerinin yükseldiği görülürken, kentin düşükgelirli ve dezavantajlı toplumsal grupları da bu rekabetçi gayrimenkul piyasası nedeniyle proje alanlarından dışlanmaktadır. Şurasıaçık ki, yeni dönemdeki reform yahut yeniden yapılanma siyaseti karşılıklı anlayış, sağlam irade ve sürdürülebilir kurumlarekseninde şekillenmeli ve yeni dönemin kodlarının Türkiye'nin eski döneminin dili ile benzeşmemesine azami dikkat gösterilmelidir.

Müslümanlar olarak günümüz sosyal, siyasi ve ekonomik sorunlarına geçmişten hazır ekonomik ve siyasi çözümler bulabileceğimizhayallerinden vazgeçip, insanlığın aklı ve vicdanını tatmin edecek alternatif sosyal, siyasal ve ekonomik modelleriüretmek zorundayız. Sorun basit bir kalkınma meselesi olmayıp, varlığa, mevcuda, İslâm dünyasının ve dünyanın genel anlamdasorgulanmasını gerektiren bir esasa dairdir.Dünyayı kavrayan, Kur'ân'ı ve sünneti tefekkür eden, yaşadığı şartların ilmihalini bilen dinamik bir birikime, bir kadroyaihtiyaç var.

288