Dolar

32,5244

Euro

34,9402

Altın

2.438,47

Bist

9.716,77

'Türk dış politikası değişiyor mu?'

Al Jazeera 4 Profesöre 'Türkiye'nin dış politikasına' dair 2 soru yöneltti. İşte o sorular ve cevapları:

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-07-12 14:20:04

'Türk dış politikası değişiyor mu?'

TİMETURK I HABER MERKEZİ

İsrail ile varılan anlaşma, Rusya ile normalleşme ve ardından Başbakan'ın "Akdeniz ve Karadeniz'e kıyısı olan komşu ülkelerle ilişkilerin normalleştirilmesi politikası" söylemi... Günlerdir Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi olan İsrail anlaşması sonrası Gazze'ye gemi ve Enerji Bakanlığı'ndan bir heyetin gitmesi gibi gelişmeler sessizce, geri plandan devam ederken; ön planda kafaları karıştıran bir soru sıklıkla dillendiriliyor: Türkiye'nin dış politikası değişiyor mu?

İşte o sorular ve cevapları:

SORULAR

Türk dış politikasında gerçekten bir değişim yaşanıyor mu?

Eğer gerçekten yeni bir dış politika değişikliği varsa, bu yeniliğin sınırları, ölçüleri, derinliği ne olur? Sadece üslup değişikliği mi yoksa prensip ve ilkelerde de bir değişiklik söz konusu mu? Mesela Türkiye'nin Suriye politikasında bir değişiklik beklenebilir mi?

CEVAPLAR

"SURİYE İLE İLİŞKİLERDE BİR DEĞİŞME BEKLENEBİLİR"

(Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İlter Duran)

"Tahminimce, Rusya ile ilişkilerin bozuk olmasının getirdiği maliyet, hükümete dönük kamuoyu desteğinde temposu yükselen bir azalma yaratıyordu. Buna ek olarak, Rusya bozuk ilişkiler Türkiye'nin Suriye'de de etkisizleşmesi ile sonuçlanmıştı. Bu sebeple Suriye ile ilişkilerde bir değişme beklenebilir."

"RADİKAL İSLAMCI AKIMLARA HOŞGÖRÜ GÖSTERİLMEYECEKTİR"

Türkiye'nin geçen hafta yaşadığı İŞİD terörü gibi olayların gerek cereyanı gerek devam etmelerinin muhtemel olması, ülkeyi politikasından vazgeçirmekten çok IŞİD karşıtı cephe ile (ki buna Rusya ve ABD dahildir) daha yakın işbirliğine sevk edecektir. Bu noktadan sonra Türkiye'nin radikal İslamcı akımlara nispeten hoşgörülü yaklaşımına geri dönmesi ne muhtemel ne de kolaydır.

"TÜRKİYE ESED İLE BİR KONUDA AYNI FİKİRDE"

Türkiye'nin Suriye ile de ilişkilerinde bir değişme beklenebilir. Türkiye, Suriye'de faal olan bütün ülkelerden farklı olarak, PYD-PYG ile işbirliği yapılmasına, bunun karşılığında kendilerine özerk bir bölge verilmesine karşıdır. Aynı düşünceyi paylaşan diğer tek aktör Suriye hükümetidir.

"TÜRK DIŞ POLİTİKASI ÖNLENEMEZ BİR DEĞİŞİMİN İÇERİSİNDEDİR"

Türk dış politikasında son günlerde ortaya çıkan değişiklikler, ülkenin dış dünyada karşılaştığı sorunları aşmak için atılan taktik adımlar olarak amaçlanmış olsalar dahi, dış politikada önemli ve değiştirilmesi güç bir değişim sürecini başlatmışlardır. Bunun durdurulması, eski politikaya geri dönülmesi imkansız olmasa bile zordur ve muhtemel değildir. Zaten eski politikanın istenen faydayı sağlamadığı görülmüş, doğurduğu maliyetler ise toplumda tepki ile karşılanmaya başlanmıştır.

"REEL POLİTİK ÖNE ÇIKTI"

(Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, BAUCESS Güvenlik Çalışmaları Merkezi Direktörü Prof. Dr. Gülnur Aybet)

Rusya, İran ve ABD ile olan stratejik ortaklık normlar ve değerlerden tamamen arındırılmış realpolitik çizgisinde sürdürülen dış politika ekseninde devam etti. Türkiye hiç bir zaman dış politikasında bir ‘eksen kayması' yaşamadı. Bu üç ekseni eş zamanlı idare etti. Burada önemli olan, bu üç eksen arasındaki çakışma noktalarının hassas bir dengeyle iyi idare edilmesiydi. Mısır'daki askeri darbe, İsrail ile Mavi Marmara gerilimi ve Suriye savaşı gibi Türk dış politikasını çıkmaza sokan dönüm noktalarında; kurduğu eksenler arasındaki çakışmalar iyi idare edilemedi... Bu dönüm noktalarının birbirinden bağımsız olarak üst üste gelmesi ise Türkiye'nin ortaya çıkan engeller karşısında dış politika manevralarında çok da esnek olamadığının göstergesiydi... Bunun bir çok sebebi vardı ve bunu sadece yanlış yazılmış bir dış politika reçetesine bağlamak da doğru değildir. Burada ABD'nin U dönüşlerle dolu, AB ve NATO'nun muallak Suriye politikaları ve sonra da Rusya'nın Suriye müdahalesi öngörülemez olumsuz etkiler yaratmıştır... Nihayetinde reel politik öne çıkmıştır.

"NORMALLEŞMELER SADECE TÜRKİYE DEĞİL TÜM TARAFLAR İÇİN ÖNEMLİDİR"

Burada anlamamız gereken şey, bu değişimin aniden olmadığı ve sadece Türkiye'nin tek taraflı bir karar alarak ‘kötü' olan ilişkilerini birdenbire ‘iyileştirmesi'nin neticesinde gerçekleşmediğidir... Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov iki ülkenin Suriye krizini çözmek için işbirliğine devam etmesinin yüksek bir ihtimal olduğunu söyledi. Türkiye açısından, Rusya ile normalleşme, Suriye'de sınır boyu büyüyen PYD varlığının önünü kesebilecek bir girişim için daralmış olan diplomatik ve askeri manevra alanının biraz daha açılmasını sağlayabilmesidir. 

"DOST KAZANMALI FAKAT BU YETERLİ DEĞİL"

(İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü, Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Prof. Dr. E. Fuat Keyman)

Türkiye'nin hızla ve dramatik bir biçimde olumsuza dönüşen algısının temel nedeni, dış politika hatalarından çok içeride yaşananlar; otoriterleşme, Çözüm Süreci'nin bitmesi, şiddetin artması, haklar ve özgürlükler alanındaki olumsuzluklar ve aşırı kutuplaşma sorunu. Bu nedenle, dışarıdaki olumsuz algıyı dönüştürmenin anahtarı içerde; içeride, barışı, birlikte yaşamayı, dostluğu sağlamak. Sn. Başbakan ve Sn. Cemil Çiçek tümüyle haklılar: artık dışarıda dostlar kazanırken, içeride de barışı ve dostluğu kazanmanın zamanı. Aktif dış politikada yenilenmek için, dışarıda dostları kazanmak gerekli ama yeterli değil: Yeterli koşul, dışarıyla içeriyi, barış ve dostluk eliyle bağlantılandırmak... Sözün özü, eğer bu algı değişikliği başarılamazsa, dış politikanın yenilenmesi üslup değişikliği ile sınırlı kalabilir.

"TÜRKİYE NORMALLEŞMEYE SUUDİ ARABİSTAN ve BAE ile BAŞLAMIŞTI"

(SETA Genel Koordinatörü, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhanettin Duran)

Yaşanan değişimin ana karakteri konjonktüre ve diğer aktörlerin değişen stratejilerine uyum sağlamak amacı taşıması. Diğer bir deyişle, yeni bölgesel denklemlerin gereği olarak bir adaptasyon sürecinden geçiliyor... Aslında Türkiye normalleşmeye önce bölgedeki “demokratik” dalgayı boğan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile başladı. Sonra da bir süredir beklemede olan İsrail ile ilişkiler Rusya ile eşzamanlı bir şekilde toparlanma dönemine girdi.

"MISIR İLE NORMALLEŞME..."

Suudi Arabistan ve BAE'den sonra Mısır ile ilişkiler ticari boyuttan başlayarak tedrici bir normalleşmeye girecek gibi görünüyor. Darbeci Sisi yönetiminin “devrim” yanlılarına uyguladığı sert politikayı kısmen yumuşatması işleri kolaylaştıracaktır.

Haber Ara