Sanık avukatlarının talebi üzerine Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi tarafından Eskişehir'e alınan davanın duruşması, Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Eskişehir'deki ilk duruşmada, tutuksuz sanıklar Cemal Temizöz, Adem Yakın, Kamil Atağ, Temel Atağ, Kukel Atağ ve sanık avukatları ile müşteki avukatları hazır bulundu. Tutuklu sanık Burhanettin Kıyak Adıyaman E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan, diğer tutuksuz sanıklar Fırat Altın ve Hıdır Altuğ ise Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nden video konferans sistemiyle duruşmaya katıldı.
Sanık Temizöz, savunmasında, kendisiyle ilgili ilk hesaplaşmanın 2006 yılında başladığını belirterek, "Cemaat yapılanmasını ortaya çıkardıktan sonra nasıl olduysa Genelkurmay'da şüpheli olarak ifade verdim. 2008 yılında Ergenekon soruşturması devam ederken beni suçlamak için 'paralel yapı' tarafından gizli tanık ayarladılar. Gizli tanık ifadeleriyle görevdeyken gözaltına alındım. Beni, Balyoz davasına katmışlardı, oradan beraat ettim. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetine 14 sayfalık savunma ile Sabri Uzun'un "İn" adlı kitabını sunan Temizöz, Sabri Uzun, Recep Güven, Oktay Kuban ve Orhan Aykut'un tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Tutuklu sanık Burhanettin Kıyak ise "Bedenimizi siper ederek görev yaptık bunun bedeli cezaevine atılmak olmamalıydı. Yaşanmamış bir olay, yaşandı gibi gösterildi. Vatan haini olmakla suçlanıyorum. Kesinlikle suçsuzum, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
Hıdır Altuğ ise önceki ifadelerini tekrar ettiğini anlatarak, "Ben daha önce 'Sokak Lambası' adıyla gizli tanık olarak ifade verdim. Buradaki beyanlarımı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
Fırat Altın da hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Tükenmez Kalem" adıyla verdiği gizli tanık ifadesini kabul etmediğini söyledi.
Adem Yakın da yaklaşık 60 ay tutuklu kaldığını dile getirerek, "Terör örgütünün yaptığını başka insanların üzerine attılar. Bunlar bir askere isnat edilecek suçlar değil, akla mantığa sığmıyor. Yıllardır varsayımlar üzerinden yargılanıyoruz. Beraatimi talep ederim" ifadesini kullandı.
Kamil, Temel ve Kukel Atağ ise önceki beyanlarının geçerli olduğunu belirterek, beraatlerini talep etti.
Müşteki avukatlarından Rıdvan Dalmış ise gizli tanık beyanlarının doğru olduğunu öne sürerek, "Biz, ordu, hükümet ve cemaat arasındaki kavgada taraf değiliz. Biz sadece adalet istiyoruz" dedi.
Sanık Temizöz'ün, "Sabri Uzun, Recep Güven, Oktay Kuban ve Orhan Aykut'un tanık olarak dinlenmesi" talebini reddeden mahkeme heyeti, tutuklu sanık Burhanettin Kıyak'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Kıyak hakkında yurt dışına çıkış yasağı getiren heyet, gelecek duruşma tüm sanıkların duruşma salonunda bulunmasına karar verdi. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Duruşma sonrası basın açıklaması yapan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen ise tutuklu sanığın tahliye edilmesinden üzüntü duyduklarını söyledi.
6526 sayılı "Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" kapsamında görevi sona eren Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin "davaya konu olay yeri" olduğu gerekçesiyle Şırnak'a gönderdiği Temizöz ile ilgili dosya, Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi'nce incelenmiş, "yetkisizlik" kararıyla nedeniyle önce Cizre Ağır Ceza Mahkemesi'ne daha sonra da mahkemeler arasındaki yetkisizlik kararlarının çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmişti. Söz konusu ceza dairesi, 12 Eylül 2014'te Temizöz'ün tahliyesine karar vermişti.
- İddianameden
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların TCK'nın "adam öldürmek", "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanık Cemal Temizöz'ün 1993'te Cizre'de "terörle mücadele ediliyor" görüntüsü altında "korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı" ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia ediliyor.