Koç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dün gerçekleştirilen MYK toplantısında, seçim çalışmalarının ele alındığını anlatarak, aday adaylığı için istifalarla boşalan bazı il ve ilçe teşkilatlarına görevlendirmeler yapıldığını, bazı ise il başkanlıklarına da ilçelerle ilgili yetki verildiğini söyledi.
Haluk Koç, Pazar günü toplanacak Parti Meclisi'nde (PM), hem CHP tüzüğü, hem Siyasi Partiler Kanunu çerçevesinde adayların hangi seçim bölgesinde, hangi yöntemlerle belirleneceğinin kararlaştırılacağını belirtti.
Koç, partilerine başvuracak milletvekili aday adaylarından alınacak ücretlerin belirlendiğini, buna göre, kontenjan adaylığı için başvuracaklardan 7 bin 500 lira, eğilim yoklaması ve önseçime girecek adaylardan 5 bin lira, kadınlar, gençler ve engellilerden ise 2 bin 500 lira ücret alınacağını aktardı.
Siyasetin üzerine örtülen aslında pek de sır olmayan çeşitli senaryoların gölgesinde seçime gidildiğini savunan Koç, "AKP'nin kurduğu yapay siyasi imparatorluğun ciddi sarsıntılar geçirmeye başladığını tespit ediyoruz. Yalın bir siyasi gözlem bu" dedi.
"Bu arada kaçak sarayda bunalan mevcut Cumhurbaşkanı, kendisini Latin Amerika'ya attı. Önce Kolombiya'ya gitti. Kolombiya'da ilk gittiği yer altın müzesi; ilginçtir. Herhalde alışkanlıktan olsa gerek. 'Acaba orada altınlar nasıl müzeye konuyor' diye baktı" ifadesini kullanan Koç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Küba'daki ziyaretindeki bir fotoğrafıyla ilgili olarak, "Herhalde Che Guevara onu önünde gördüğünde mezarında ters dönmüştür" diye konuştu.
-"Bu bir siyasi karantina"
"Şimdi, kaçak sarayda bir şekilde her şeye egemen olmaya çalışan kişi gittikçe karantinaya alınıyor. Bu bir siyasi karantina. Bu önemli bir tespittir" görüşünü ileri süren Koç, şunları kaydetti:
"Uzun yıllardır kendi hırslarına isteklerine, planlarına uygun bir şekilde mesaiye zorladığı, en önemli kurumun başındaki kişi, kendi açıklamalarından söylüyorum, onun hilafına aday olduğunu açıkladı ve görevinden istifa etti. Hakan Fidan'dan bahsediyorum. Yani bu kişi taşıdığı bütün sırlarla beraber sarayın gemisinden ineceğini söyledi. Yorum bu. Şimdi, Haziran sonrası senaryoların haddi hesabı yok şu anda Türkiye'de. Öncelikle devletin en önemli kurumlarının başında gelen MİT'te başkanlık yapmış bir kişinin, bütün görevi boyunca taşıdığı sırlarla beraber görevinden çekilerek siyasete girmesi yadırganacak bir olay. Çünkü alışılagelmiş bir olay değil. O noktada görev yapanlar o görevden ayrıldıktan sonra kendi sırlarıyla beraber bir köşeye çekilirler. Ben yakın siyasi tarihte, Türkiye Cumhuriyeti'nde de başka benzer bir olay hatırlamıyorum. Sıcak siyaset ortamına daha önce taşıdığı görevin bütün yüküyle beraber girmeleri pek olağan bir tablo değildir. Ama bugün Türkiye'de yaşanan siyaset ortamında bunu farklı şekilde de yorumlamaya açmak lazım."
Koç, 7 Şubat 2012 tarihi sonrasında eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yasal bir koruma sağlandığını ifade ederek, o tarihten sonra Fidan'ın adı etrafında Oslo görüşmeleri, Çözüm Süreci, Suriye süreci, gibi konularla birlikte özel istihbarat örgütü ve İran bağlantısı gibi iddiaların da tartışmalara konu olduğunu anlattı.
Haluk Koç, "Hukuk devleti kuralları içerisinde, bir hukuk devletinde, hukuk dışı birçok sürecin içine girdiysen veya mevcut siyasi iktidarın korumacılığına bir şekilde soyunduysan, yani mevcut siyasi iktidarın suç ortaklığına sürüklenmişsen, şimdi siyasete girmenin ne getireceğini, ne götüreceğini tartışmak gerekiyor" dedi.
-"Şu anda oynayan filme 'Saraydan Fidan kaçırma' diyebiliriz"
CHP Sözcüsü Koç, şu görüşleri ileri sürdü:
"Zaten koruma zırhın var kanunen. Şimdi milletvekilliğinin getirdiği siyasi dokunulmazlığa müracaat var. Yoksa niyet daha mı farklı? Bunca süredir her işin ve her mevkinin tek muktediri olan, aklı sıra 7 Haziran sonrası için kendisine dönük planlar hazırlayan, yapan baş muktedir acaba alttan alta kendi adamları tarafından mı kuşatılıyor? Bu da önemli soru işaretlerinden bir tanesi. Yani şu anda oynayan filme 'Saraydan Fidan kaçırma' diyebiliriz. 'Saraydan Fidan kaçırma'. Şu anda oynanan oyunun adı."
"Bu arada bugüne kadar tüm yaşananların hesabının ödenmesi noktasında da saflar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor siyasette" değerlendirmesinde bulunan Koç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na zaman zaman ağır eleştirilerde bulunduklarını anımsattı.
Haluk Koç, şöyle devam etti:
"Şimdi görünen o ki 19 Ocak'ta sarayda, 'Başbakanlık mı oynuyorsun, Başbakancılık mı oynuyorsun kardeşim' fırçasının atıldığını biliyoruz artık. Sayın Davutoğlu'na bu fırçanın atıldığını biliyoruz. Davutoğlu'nun açıkladığı Kamuda Şeffaflık Paketi'nin, 'Sırası mı kardeşim şimdi. Görev yapacak il, ilçe başkanı bulamayız' sözünü açıkça hatırlıyoruz hepimiz. Merkez Bankası politikalarıyla ve başkanıyla ilgili açıklamalar, saflaşmalar. Bunlar da yaşandı. Hakan Fidan olayındaki sahiplenmeler ve karşı çıkışlar. Ben çatlağı söylüyorum. Baktığınız zaman Hükümet Sözcüsü, ağır abi, Sayın Arınç, çok ciddi bir yüz ifadesiyle, yürütmenin başındaki Sayın Davutoğlu'na, gerçekten Başbakanmış gibi sahip çıktı. Parti Sözcüsü Sayın Beşir Atalay'ın, Sayın Davutoğlu'nu arkalayan açıklamalarını yine dün izledik. Ali Babacan'la ve Mehmet Şimşek'in, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'ya sahip çıkışını biliyoruz. Kenardan köşeden, fırsat buldukça onu sahiplenen açıklamalarını kamuoyundan takip ediyoruz. Bütün bunlar kaçak saraya karşı bir siyasi karantinanın başladığının, bir siyasi izolasyonun, tecridin başladığının işaretleri."
-"Çevirdikleri film tam Bizans"
Koç, "Bütün bunlar, bu saflaşmayı, yani saraya karşı bu karantinayı açıkça ortaya koyuyor. Bana düşen, şu anda 'Aferin Ahmet Bey, sen bu yolda devam et. Aferin bay Ahmet sen bu yolda devam et' demek düşüyor. Hep eleştirmeyeceğiz, bak takdir de ediyoruz Ahmet Bey'i. Sayın Davutoğlu'nun yavaş yavaş Başbakanlığa ısındığını görüyoruz" ifadesini kullandı.
Haluk Koç, "İşin özeti, Osmanlı filan derken, bunlar tam Bizans'ı yaşamaya başladılar. Kafalarında, dillerinde Osmanlı ama çevirdikleri film tam Bizans. Kim kimin yanında, kim kimin elinin cebinde, kim kimle saf tutuyor? Ortalık toz duman, karma karışık. AKP'de, işin özeti, kartlar yeniden karılmaya başlandı, yeniden dağıtılacak. Oyun, siyasi oyun yeniden kuruluyor. Tabii bütün bunun sonunda da yaşanan bunca rezaletin faturasının, sarayda iskana mecbur bırakılacak ve siyaseten yalnızlaştırılacak kişiye kesileceği de şimdiden gözüküyor" dedi.
Koç, "İnşallah sarayın duvarları kalındır. Latin Amerika gezisinden döndükten sonra Fuat Avni'den tekrar bir saray içi haberler çıkar mı bilmiyorum ama o duvarların epey yumruklanacağını ben şimdiden tahmin edebiliyorum" diye konuştu.
Haluk Koç, şunları söyledi:
"Hanginiz ne planı peşinde olursanız olun, hanginiz hangi suç ortaklığınızın belgelenip açığa çıkmasından korkarsanız korkun, hanginiz hanginize karşı ne tezgahı planlarsanız planlayın, eninde sonunda birbirinizi yiyeceksiniz, birbirinizi ele verecekseniz, birbirinize kumpas kuracaksınız. Alışıksınız kumpaslara çünkü. Ondan sonra bir kısmınız bağıracak yine 'Biz çok safmışız, kandırıldık' diye. Kendi kendinize bu oyunları oynayacaksınız. Siyaset bunu gerektiriyor. Bir kısmınız kurtulmak istiyor çünkü bu yükün altından. Halka karşı bugüne kadar kurduğunuz tuzakları şimdi birbirinize karşı kurmaya başladınız. Artık, onların deyimiyle söylüyorum, kim sır küpü, kim dolar küpü, kim tezgah küpü, kim keskin sirke küpü hep beraber önümüzdeki dönemde göreceğiz."
Yunus Emre'nin, "Kırk küpü yerden göğe dizeler, ortadan birini çekeler, var sen seyreyle gümbürtüyü" deyişini aktaran Koç, "Aynen Yunus'un, ortadaki küpü çekip gümbürtüyü seyreylemesi gibi biz de AKP içindeki bu gümbürtüyü aynen öyle olacak diye yorumlamak istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)