Çavuşoğlu, Almanya'da yayımlanan haftalık Die Zeit gazetesine yaptığı açıklamada, terör örgütü IŞİD, Rusya'ya uygulanan ekonomik yaptırımlar ve Yunanistan'daki gelişmelerle ilgili görüşlerini dile getirdi.
Mevlüt Çavuşoğlu, kendisini Ukrayna'daki savaşın mı yoksa IŞİD'in içinde bulunduğu savaşın mı endişelendirdiğinin sorulması üzerine, tüm savaşların kendilerini endişelendirdiğine işaret ederek şöyle devam etti:
"Çünkü savaşlar istikrarsızlık kaynağıdır. Ancak etkilenen halklar için bu ihtilafların beraberinde getirdiği zulüm daha da vahimdir. Kuzeydeki ve güneydeki savaşlara baktığımızda ortak unsur görülmektedir. Bu da her iki savaşa müdahil olan yabancı savaşçılardır. Ukrayna'nın doğusunda var. Güneye baktığımızda, orada da DEAŞ, diğer terör grupları ve de Suriyeli milislerin saflarında yabancı savaşçılar görmekteyiz. Tabii ki DEAŞ'tan kaynaklanan tehlike en ön plandadır. Ancak bugüne kadar 200 bin kişiyi öldüren ve öldürmeye devam eden Esed rejimini göz ardı etmemeliyiz. Ve El-Nusra gibi sürekli güç kazanan diğer terör gruplarını unutmamalıyız. Irak'ın ve Suriye'nin belirli bölgelerinde PKK ve bunun Suriye'deki kolu PYD'nin aktif olduğunu görmekteyiz. Bu gruplar her iki ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir."
Türkiye'nin 62 ülkeden oluşan koalisyonun ve 20 ülkenin temsil edildiği çekirdek koalisyonun üyesi olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Biz DEAŞ'a karşı mücadele eden Peşmergelerin de en büyük destekçisiyiz. Peşmergelere teçhizat sağlıyor ve onları eğitiyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Kobani için mücadele bağlamında en büyük eleştiriyi, "Peşmergeyi Türkiye topraklarından geçiş izni vermede çok fazla beklettiği için aldığının" belirtilmesi üzerine de Bakan Çavuşoğlu, bu konuda yanlış bilgilerin mevcut olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, Türkiye'nin başından bu yana Peşmergenin ve Özgür Suriye Ordusu'nun sınırı geçebileceğini belirttiğini kaydederek "Ancak Kürt PYD ve silahlı kanadı YPG bunu istemedi çünkü onlar Peşmergeyi ve Özgür Suriye Ordusu'nu rakip olarak görüyorlar. Başta 2 bin Peşmergenin Kobani'ye gitmesi öngörülüyordu. YPG bunu da istemedi. Sonunda 150 Peşmerge sınırımızdan geçti. YPG mecbur kaldığı için kabul etmek zorunda kaldı. Konu terörizmle mücadele olduğunda her zaman açık ve net davranmaktayız. Zira terörden en çok etkilenen biziz" diye konuştu.
Türkiye'nin IŞİD üyelerini hastanelerde tedavi ettiği iddialarını reddeden Mevlüt Çavuşoğlu, Özgür Suriye Ordusu'nun yaralanan savaşçılarından gelenlere tedavi imkanı sunulduğunu vurguladı.
Bakan Çavuşoğlu, Esed rejimine ve rejimin işlediği suçlara karşı olmalarına rağmen, rejimin yaralanan askerlerini de hastanelerde tedavi ettiklerinin altını çizdi.
Kobani'de IŞİD güçlerinin geri püskürtülmesine sevinip sevinmediği sorusu yöneltilen Çavuşoğlu, "Biz ancak Suriye'de barış olduğunda seviniriz. Kobani'nin düşmemiş olmasına tabii ki sevindim ancak şehrin şimdi nasıl bir durumda olduğunu gördük. Bize gelen 200 bin kişinin dönebileceği bir Kobani var mı karşımızda" diye konuştu.
- "PKK terör örgütü ama tüm Kürtler terörist değil"
Mevlüt Çavuşoğlu, PKK'nın terör örgütü olduğunu ancak tüm Kürtlerin terörist olmadığını söylediklerini ifade ederek şunları kaydetti:
"Sadece biz değil, BM, AB ve Almanya da bunu söylüyor. Bizim amacımız Kürtlerin, uzun zamandır talep ettikleri haklarını tanımak ve terör ile de mücadele etmektir. Ve Kürtlere son on yılda tanınan hakların uzun süre hayal edilmesine bile cesaret edilemezdi. Bu bağlamda bir kıyaslama yapılamaz. Avrupalılar bunu sevmiyor ancak bu haklar, Avrupalıların aklından bile geçirmediği haklardır. Kürtlerin hakları ile PKK'yı karıştırmayalım. Eskiden Güneydoğu'daki insanlar tankların gölgesinde yaşıyorlardı. Şimdi bu insanlar PKK'nın zulmünün gölgesinde yaşıyorlar. Bu çok daha vahşi ve tehlikeli. PKK insanları tehdit ediyor, haraç topluyor, insanların seçimlerde oylarını özgür bir şekilde kullanmasını engelliyor ve çocuk kaçırıyor. PKK'nın çocuklarını geri vermesi için haftalarca gösteri yapan annelere ne yaptılar biliyor musunuz? Onları Diyarbakır Belediyesinin önünden kovaladılar. İhtilafın çözülmesi için samimiyet gerekmektedir ve bizde bu samimiyet mevcuttur. Kürt halkında da bu samimiyet vardır ancak PKK'da yoktur."
Türkiye'nin Rusya'ya uygulanan yaptırımlara neden katılmadığının sorusuna, baştan beri Türkiye'nin yaptırımların parçası olmayacağını açıkladığı cevabını veren Çavuşoğlu, Türkiye'nin hem Ukrayna hem de Rusya ile iyi bir diyalog içinde olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu ayrıca Rusya'nın Türkiye için önemli bir ticaret ortağı olduğuna dikkati çekerek "Bu nedenle yaptırımlara katılmıyoruz. Gerektiği takdirde kendi tedbirlerimizi alacağız. AB'nin yaptırımlarına katılmak gibi bir yükümlülüğümüz bulunmamaktadır" dedi.
"Türkiye, Kiev düştüğünde mi harekete geçecek" sorusu üzerine Çavuşoğlu, Türkiye'nin ancak gerek gördüğü zaman yaptırımlara başvurabileceğini ifade etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, "Bana şimdi bu tarz provokatif sorular sorduğunuzda size sorarım: Neden AB kendi yaptırımlarını tutarlı bir şekilde uygulamıyor? Neden Rusya ile işler dolaylı bir şekilde devam ediyor? Rusya'ya karşı hangi yaptırımlara gerçekten uyuluyor? Özür dilerim ama İran ile kim en çok ticareti yapıyor? Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri Rusya'nın gaz sevkiyatından vazgeçebilir mi? Gerçekçi olalım, her ülke kendi çıkarlarını da gözetmek durumundadır. Kısaca, bu ambargolara uyma gerekliliği görmedik. Bu konuda bir yükümlülüğümüz de bulunmamaktadır. Türkiye kendi kararlarını kendisi vermektedir" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın yeni Savunma Bakanı Panos Kammenos'un Türkiye'nin Yunanistan için bir tehdit olduğunu söylemesinin ardından endişeli olup olmadığını sorulması üzerine, "Kammenos aşırı sağ bir partinin lideridir. Hükümette biraz marjinal bir konumdadır. Zamanla ılımlı bir çizgiye geleceğini düşünüyorum. Biz kendisiyle de birlikte çalışacağız. Bizim için Aleksis Çipras önemlidir ve kendisiyle aramız iyidir" değerlendirmesinde bulundu.