Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki, Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ilk toplantıyı, Ankara ve civar illerdeki muhtarlarla gerçekleştirdiklerini, toplantıda, İç Anadolu, Karadeniz, Marmara ve Ege bölgesinin de aralarında bulunduğu 17 ilden 406 muhtarın yer aldığını söyledi.
Türkiye'nin en can alıcı meselesi olan terörü çözmek için 2002'den beri yoğun mücadele verdiklerine işaret eden Erdoğan, iki büyük hassasiyetleri bulunduğunu, bunlardan birincisinin, yıllardır ihmal edilen, ret, inkar, asimilasyon politikalarına maruz kalan Doğu ve Güneydoğu illerini ayağa kaldırmak, ikincisinin ise terör meselesini çözerken, Türkiye'nin diğer bölgelerini rahatsız edecek, hassasiyetlerini incitecek girişimlerden özenle sakınmak olduğunu vurguladı.
Meseleyi, adalet zemininde, hiçbir kesimi rencide etmeden, hiç kimsenin de hakkının zayi olmasına fırsat vermeden çözme gayretinde olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Doğu ve Güneydoğu'da kanı, gözyaşını durdurmaya, huzuru, emniyeti sağlamaya çalışırken, oralarda yatırımlar yaparken, Akdeniz'de, Karadeniz'de, İç Anadolu, Ege, Marmara'da yaşayan kardeşlerimizin de kaygılarını gidermenin mücadelesini veriyoruz. Her zaman ifade ettim; Çözüm Süreci bir pazarlık süreci, bir al-ver süreci değildir. Çözüm Süreci, taviz vermek asla değildir. Hele hele şehitlerimizin hatırasını incitecek, gazilerimizin vicdanını yaralayacak hiçbir girişime, adıma asla fırsat tanımayız.
Çok zor süreçlerden geçtik, çok sayıda badire atlattık. Ancak geldiğimiz noktada, milletimizin umudu arttı, çözüme ilişkin inancı daha da kuvvetlendi. Hiç kuşkusuz kolay bir süreçte değiliz. Bu süreci bozmak, yavaşlatmak isteyen içeride ve dışarıda çok sayıda odak var, çok sayıda merkez var. Rahat durmuyorlar. 'Güçlenen bir Türkiye'yi nasıl zayıflatırız veya 'Güçlü bir Türkiye asla olamaz', dertleri bu. Biz de inadına, 'yeni Türkiye, güçlü Türkiye' diyoruz, bu olacak."
-"Millet, sandık küçümsenmez"
"Kimi zaman içeriden, kimi zaman dışarıdan, kimi zaman da ortak hareket ederek bu süreci sabote etmeye çalışanlar var ve bunlar her zaman olacak" diyen Erdoğan, terör meselesinin Türkiye'nin kalkınmasının, büyük, güçlü, huzurlu, emniyetli, refah içinde bir ülke olmasının önünde en büyük engel teşkil ettiğini söyledi.
Bu büyük maniyi ortadan kaldırmaya çalıştıkça, birilerinin engellemesiyle karşılaştıklarını dile getiren Erdoğan, Gezi Parkı odaklı olaylarda sahnelenen oyunun, büyük Türkiye'yi sabote etme girişiminden başka bir şey olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynı şekilde 2013 sonunda, 17 ve 25 Aralık tarihlerinde, yolsuzluk maskesi altında sahneye konulan darbe girişimi, bu çözüm, kardeşlik sürecini, büyük Türkiye hedefini sabote etme girişiminden başka bir şey değildir. Biz, bu girişimler karşısında, o zaman hükümet olarak sağlam durduk, dik durduk. Aynı şekilde milletimiz oynanan oyunu gördü ve sapasağlam, dimdik bir duruş sergiledi. Ve yerel seçimlerde görüldüğü gibi yine büyük bir arayla, o zaman genel başkanı olduğum partimiz geldi seçimlerden başarılı bir şekilde çıktı. Çünkü milletin ferasetinin önünde durulmaz. Millet ferasetiyle bakar ve kararını ona göre verir. Orada da öyle verdi.
Arkadan cumhurbaşkanlığı seçimi oldu, cumhurbaşkanlığı seçiminde de ilk defa halkımız seçimini yapıyor, ne oldu? 14 parti birleşti, bu kardeşinizin karşısına aday çıkardılar, 'Bizim ortak adayımız' dediler. Elhamdülillah yüzde 52 ile bu kardeşinizi millet iş başına getirdi. İlk turda böyle bir oranla iş başına gelmiş olmak, bizler için çok büyük mutluluk vesilesiydi. Ve 14 partinin ortak desteklediği aday yüzde 38 aldı. Bu tabii bir şeyi gösteriyor; milletin ferasetiyle oynanmaz ve millet küçümsenmez, sandık küçümsenmez, her şey orada."
-"Sizler bu oyunlara karşı uyanık olacaksınız"
Bundan sonra da Türkiye'nin ilerlemesini, büyümesini, kardeşlik hukuku içinde gelişmesini engellemek için oyunların oynanacağını, çeşitli sabotaj girişimlerinin sahneye konulacağını belirten Erdoğan, "Bunların hepsine karşı uyanık olacağız. Sizler bu oyunlara karşı uyanık olacaksınız, bunları siz organize edeceksiniz" diye konuştu.
"Biz, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Arnavut, Boşnak vesaire, Zaza, biz ayrı olabilir miyiz? Biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil miyiz? Hepimiz bu ülkenin, bu milletin bir ferdi değil miyiz? Öyleyse bu dargınlık, kırgınlık, kin, öfke, nefret niye" diyen Erdoğan, buna karşı, tüm muhtarların mücadele vermesi gerektiğini söyledi.
Gelecek günlerde seçimlerin olacağını hatırlatan Erdoğan, Güneydoğu'da, Doğu'da, gelip köylerde, mezralarda birilerinin tehditler savurup,"Oyları filanca partiye vereceksiniz, aksi takdirde oraları yakıp yıkarız" diyebileceğini söyledi.
Namuslu insanlar, namussuzlar kadar cesur olmadıkça başarının yakalanmayacağını dile getiren Erdoğan, "Bu, merhum İnönü'nün lafıdır ve bunu görmemiz lazım, buna karşı devlet, millet ele ele mücadeleyi sürdürmemiz lazım. Çünkü bu ülkenin 780 bin kilometrekaresi ihya olmalı, ayağa kalkmalı. Her taraf aynı modern bir şehir haline gelmeli" dedi.
-"Ayrımcılıkla bir yere varamayız"
Türkiye'nin havalimanı sayısını, 12 yılda, 26'dan 52'ye çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, inşaatı devam eden Hakkari-Yüksekova'daki havalimanının bitirilmekte zorlanıldığını, muhtarların tehdit edildiğini, makinelerin yakıldığını anlattı.
"Siz nasıl oluyor da Hakkari'yi seviyorsunuz o zaman?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hakkari'nin milletvekilleri niçin sahiplenmiyorsunuz? Neden kalkıp da böyle bir yatırımın buraya gelmesini istemiyorsunuz? Hakkari'deki vatandaşım niye Van'a gelip de Van'dan uçsun? Hakkari'den uçsun. Niye engelliyorsunuz? Hakkari'ye gelenler de rahatlıkla Yüksekova'ya gelsin, niye bundan rahatsız oluyorsunuz? Şimdi soruyorum: Kürt kardeşimizi seven biz miyiz, yoksa oradan seçilmiş olanlar mı? Yolu yapan, hastaneyi getiren, okulları yapan, havalimanını yapmak isteyen biz ama engelleyen ne yazık ki 'ben Kürdüm' diyenler. Bu ayrıcalığı hep birlikte gidermeye mecburuz, bu işi çözemeye mecburuz. Bu ayrımcılıkla bir yere varılmaz. Onun için birliğe ihtiyacımız var, beraberliğe ihtiyacımız var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında bizler 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyerek yolumuza devam etmemiz lazım.'
Milletin temsilcileri olarak bu oyunları millete anlatacakların başında muhtarların yer alacağına dikkat çeken Erdoğan, 'Bu kirli oyunları bozacak en başta sizler olacaksınız' ifadesini kullandı.
-'Üst aklın ülkenin istikametini tayin etmesine müsaade etmeyeceğiz'
Bir üst aklın Türkiye'de belli kesimi, belli siyasi partileri, belli örgütleri verdiği talimatlarla vazifelendirdiğini ve Türkiye aleyhine çalıştırdığını belirten Erdoğan, 'Siz Türkçü parti zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz, onlar aslında üst akla çalışıyorlar. Siz Kürtçü parti zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz onlar aslında üst akla çalışıyorlar. Siz dini cemaat zannediyorsunuz, hizmet örgütü, yardımlaşma örgütü zannediyorsunuz ama bakıyorsunuz onlar halk için ya da Hakk için değil patronları olan üst akıl için çalışıyorlar. Ne üst aklın ne de onların maşalarının, bu ülkenin istikametini tayin etmelerine inşallah hep birlikte müsaade etmeyeceğiz' şeklinde konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin istikametini, gündemini artık sadece milletin belirleyeceğini vurguladı.
-Afrika temasları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta 3 Afrika ülkesini kapsayan resmi temaslarda bulunduğunu, bazı bakanlar, milletvekilleri, teknik kadro ve iş adamlarıyla ziyaretler gerçekleştirdiklerini anlattı.
Bu çerçevede önce Etiyopya'ya gittiklerini, o sırada vefat eden Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz'in cenaze merasimine katılmak için Riyad'a geçtiklerini ardından Cibuti ve Somali'deki programlarını tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, 'Somali gerçekten dünyanın adeta bir seyirci gibi izlediği, fakat Türkiye'nin gerçekten her şeyiyle orada varlığını hissettirdiği bir ülke' dedi.
Erdoğan, terör konusunda büyük sıkıntılar yaşayan Somali'de, olayların 2011'e göre azaldığını, Türkiye'nin yatırımları sonucu ülkede bir değişimin söz konusu olduğunu bildirdi.
-Türkiye'nin fakir ülkelere verdiği destek
Somali'de, bir havalimanı terminal binası, hastane, hemşirelik yüksek okulu ve cami açılışı yaptıklarını anlatan Erdoğan, 'Teneke evlerde, çadırdan, bezden, muşambalardan yapılmış çadırların içerisinde yaşayan o insanların halini gördük. Şimdi ben soruyorum, siz değerleri muhtarlarımın nazarında, bu millet tarihi mesuliyeti itibarıyla, bu tür olaylara seyirci kalır mı? Bu ecdad kalmadı, inşallah bu ecdadın torunları olarak da bizler kalmayacağız' diye konuştu.
Türkiyenin, fakir fukara, garip guraba ülkelere, 12 yıl önce verdiği desteğin 45 milyon dolar olduğuna, şimdi bu rakamın 4,5 milyar dolara ulaştığına işaret eden Erdoğan, 'Bütün o Afrika'daki yoksul ülkelere, her yere giriyoruz. Bunun dışında Orta Asya'da her yere giriyoruz. Nerede fakir fukara, garip guruba varsa buralara uzatıyoruz elimizi. Bu kimin sesini yükseltiyor? Türkiye'nin. Hangi milletin? Türk milletinin. Buna devam edeceğiz" dedi.
Etiyopya, Cibuti, Somali ve Eritre'nin olduğu bölgenin tarihte Habeşistan olarak anıldığını, Hz. Muhammed'in, zulümden kaçan Müslümanları, "Orada emin, adil bir kral var" diyerek, Habeşistan Kralı Necaşi'ye gönderdiğini anlatan Erdoğan, Osmanlı'nın da bu bölgeye kadar ulaşıp, adaleti, huzuru emniyeti sağladığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un Cibuti'nin Tajura şehrinde Osmanlı'dan kalan eserleri yerinde incelediğini dile getiren Erdoğan, "TİKA olarak restorasyonlarını yapacağız, orada 30 kilometrelik yolu var, o yol da yapılacak. Gerek oranın halkı gerekse Türkiye'den Cibuti'ye seyahate giden kardeşlerimiz, gittikleri zaman inanıyorum ki ecdadımızın o eserlerini görmek isteyecektir, onu da kolaylaştırmış olacağız' diye konuştu.
-"THY ile Anadolu Ajansımızla, TRT ile ordayız"
Osmanlı'nın o bölgelerden çekilmesiyle söz konusu bölgede çok ciddi bir sömürünün başladığını, çok ciddi ayrılıklara, çatışmalara, savaşlara zemin hazırlandığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Birçok ülke buralara baktığı zaman maalesef sadece altın görüyor, sadece elmas, kömür, petrol görüyor. Ucuz iş gücü görüyor. Ama biz gerek Afrika'nın tamamına gerek bu ülkelere sadece insani nazarla baktık. Vicdani nazarla, dostluk ve kardeşlik nazarıyla bakıyoruz. Kızılayımızla oradayız. TİKA'yla, TOKİ'yle, Sağlık Bakanlığımızla, sivil yardım kuruluşlarımızla oradayız. Somali Cumhurbaşkanı'na onu söyledim. 'İlk etapta hemen burada 10 bin konut başlayalım. 45, 65, 85 metrekarelik konutlar başlayalım ve bir defa buradaki şu felaketten, sefaletten ilk etapta, şu vatandaşları bir kurtarma mücadelesi verelim' dedim. 'Bunu organize edelim' dedik ve hemen adımlarımızı da inşallah attık. Başbakan Yardımcımız, dün akşam da Başbakanımızla bu konuları da görüştük. İnşallah bu adımları da atıp, oraları bu şekilde yeniden bir çevrecilik anlayışıyla değiştirmenin mücadelesi içinde olacağız. Türk Hava Yollarıyla, Anadolu Ajansımızla, TRT ile oradayız. Başarılı iş adamlarımızla, müteahhitlerimizle oradayız.'
(Sürecek)