Alınan bilgiye göre, Siirt'in Dumlupınar, Barış, Alan ve Cankbayır mahallelerinde Şırnak'ın Cizre ilçesindeki olayları bahane ederek izinsiz gösteri düzenleyen grup içerisinde yer aldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 36 kişiden birinin 18 yaşından büyük, 16'sının 10-12, 16'sının 12-15 ve 3'ünün de 15-18 yaş aralığında olduğu öğrenildi.
Yaşı 12'den küçük olanların herhangi bir adli işlem yapılmadan ailelerine teslim edildiği, 12-18 yaş gurubundaki çocukların da emniyetteki işlemleri sonrası salıverildiği ve daha sonra aileleriyle savcılığa davet edilerek ifade verdikten sonra serbest bırakıldıkları bildirildi.
Gözaltında bulunan 18 yaşından büyük kişi de tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkemece adli kontrol uygulaması kapsamında serbest kaldı.
- Suça sürüklenen çocuklar: "Bıçakla tehdit edildik"
İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan ve işlemleri sonrası ailelerine teslim edilen çocukların, savcılıkta "suça sürüklenen çocuk" sıfatıyla verdikleri ifadelerde, polislere taş atmaları konusunda bıçakla tehdit edildiklerini anlattı.
"Bizi yukarıdaki abiler tehdit ediyor" diyen çocukların beyanları üzerine harekete geçen polis, çocukları izinsiz gösterilerde suça sürükleyen şüphelilerin tespiti için çalışma başlattı.
Bu arada gözaltına alınan 18 yaşından küçük çocukların ailelerine Çocukların Korunması ve Kamu Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Karar'ın 4. maddesi gereğince 208'er lira idari para cezası verildi.
- Çocukların kullanılmasına tepkiler
İzinsiz gösterilerde çocukların kullanılmasına bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve AK Parti Milletvekili Osman Ören de tepki gösterdi.
AK Parti Milletvekili Ören, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların sokaklarda kullanılmasının üzüntü verici ve tasvip edilmeyen olay olduğunu söyledi.
"Kalem tutması gereken ellere taş verilip sokaklara salınması en aşağılık ideolojinin yapması gereken şeyi yapıyor" diyen Ören, yapılanların Kürtlerin hak ve hukukundan ziyade, çocukların geleceklerini ellerinden çalmak olduğunu belirtti.
Çocukları sokağa salanların art niyetli olduğunu kaydeden Ören, şöyle dedi:
"12-13 yaşlarındaki çocukları sokağa çıkarıp hayatlarını karartmak hiçbir hak ve hukuka yakışmayan bir şeydir. Bugün Türkiye'nin Kürt ve Türk kardeşliğini bozmak isteyen münafıkların işidir. Çocuk ve kadınlar üzerinden kirli emellerine ulaşmak istiyorlar. Amaçları yeni Türkiye'nin huzurunu bozmaktır. Doğuya karşı olan sempati ve çözüm sürecinin geldiği noktayı eskisine döndürmektir. Kürtlerin kesinlikle lehine olan bir şey değildir."
Sokakta küçük yaştaki çocukları kullananların istediğini elde edemediğini sözlerine ekleyen Ören, "Bunlar tüm bölgeyi Cizreleştirmek istiyorlar. Bölgeyi karışıklık ve kaosa sürüklemek istiyorlar" diye konuştu.
- "Çocukların okulda olması gerekiyor"
Tüm Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası (Tüm Eğitim-Sen) Genel Başkanı Selman Aksu da 6-7 Ekim ile başlayan olayların etkisinin halen devam ettiğini söyledi.
O gün çocuklar üzerinde oynanan oyunların bugün farklı bir senaryo ile sokaklarda sahnelenmek istendiğini kaydeden Aksu, şöyle dedi:
"Çocukların okulda olması gerekirken sokaklarda ön saflarda eylem yapmaları kabul edilemez. Paralel yapının izleri, her gün farklı biçimlerde önümüze çıkmaktadır. Çocukların sokaklarda olmasında paralel yapının parmağı var. Bunları bertaraf etmek için her kesimin üstüne düşeni fazlasıyla yapması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle çocuklarımızın sokaklara dökülmesi her kesim için ciddi zararlar doğurmaktadır."
- "Devletin olaya projelerle el atması gerekiyor"
Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Murat Şeker de sokaktaki çocukların kendi iradeleriyle hareket etmediklerini kaydetti.
"Biz bu çocukları eğitemedik diye düşünüyoruz ama biz aslında bu çocukları meydana süren insanları eğitemedik" diyen Şeker, şöyle konuştu:
"Bölgede kayıp bir gençlik var maalesef bu kayıp gençliği ele alıp işlemek lazım, projelerle topluma kazandırmak lazım. Devletin olaya projelerle el atması gerekiyor. Biz bölgede de farklı bir paralel yapının olduğuna inanıyoruz. Bu işi bazen gençlik yapılanmaları ile yapmaya çalışıyorlar, aslında iş gençlik yapılanması değil gençliği toplum olarak intihara sürükleyen ve vahşete sürükleyen bir yapı var. Biz bu yapının durdurulması konusunda herkesin elini taşın altına koyması noktasında hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz."
