Meclis'teki makamda gerçekleştirilen görüşmede Demirtaş, seçimlerin adil ve eşit bir yarış içinde geçmesi için gözlemci olarak bulunan ve rapor hazırlamak için çalışma yürüten AGİT heyetini, bu çalışmaları nedeniyle kutladığını söyledi.
Yapılacak çalışmanın Cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesiyle yaşanan sorunları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri, objektif bir şekilde duyurma konusunda iyi bir rapora yansıyacağını ve bundan sonraki seçimlerin olgun ve demokratik geçmesine katkı sunacağını belirten Demirtaş, "Bizler adaylar olarak zaman zaman karşılaştığımız zorlukları, sıkıntıları, ayrımcı uygulamaları kamuoyuyla paylaştık. Bugünkü toplantıda da bunları bütün detaylarıyla heyetinizle paylaşacağız. Seçim gününe kadar da çalışmalarımızı inatla, ısrarla sürdüreceğiz. Eşit ve adil bir yarış olsun diye çağrılarımızı devam ettireceğiz ama maalesef ki yaşananlar da oldu bitti, telafisi olmayan bir süreci de yaşadık" dedi.
AGİT Heyeti Başkanı, Büyükelçi Geert Hinrich Ahrens de AGİT gözlem grubu olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminin AGİT'in kural ve uygulamalarına, uluslararası yükümlülüklere uygun olup olmadığıyla ilgili Türkiye'de olduklarını söyledi.
Adayların programları, vaatleri ya da seçim konuşmalarıyla ilgili olmadıklarını anlatan Ahrens, bunun tamamen Türkiye halkının egemenliğinde verilecek bir karar olduğunu kaydetti. Ahrens, şunları ifade etti:
"Vatandaşların seçimlerde adil şekilde oy vermesine yönelik şartların oluşup oluşmadığıyla ilgili gözlemlerde bulunuyoruz. Bu kapsamda ara raporumuzu yayınladık. Seçimin hemen akabinde 11 Ağustos'ta öğleden sonra basın toplantısı yaparak gözlemlerimizi paylayacağız. Bu basın toplantısında daha fazla detaya yer verme şansımız olacak. Seçim gözlem heyeti olarak seçimlerden sonraki 8 hafta içinde de final raporunu yayınlayacağız.
Türkiye'deki seçim sisteminin nasıl geliştirilebileceğine ilişkin bu raporda önerilerimiz de yer alacak. Bir AGİT üyesi olarak Türkiye'nin bu önerileri dikkate alma mecburiyeti var. Tabi ki bunu kabul etmek zorunda değil. Fakat AGİT'in uygulamalarına uymak zorunluluğu dahilinde bu önerileri dikkate almasını bekliyoruz.
Misyonumuz Türkiye'deki faaliyetlerine 7 Temmuz'da başladı. Bu süre içinde faaliyetlerimizi sürdürdük. Türkiye'nin her yerinde uzun dönemli gözlemcilerimiz var. Dolayısıyla Türkiye'nin her yerinden şu anda raporlama yapılıyor."
Yaptığı görüşmelerle ilgili bilgi veren Ahrens, bu görüşmeler sonucunda belli yorumlarının olduğunu kaydetti.
"Yasamadan kaynaklanan belli sorunlar olduğu temel yorumumuz" diyen Ahrens, "Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin kanunda kampanyanın, adayların resmi olarak ilan edildiği gün itibariyle başlayacağına ilişkin bir ibare var. Bu da 11 Temmuz. Seçim Kanunu'nda ise seçim tarihinden 10 gün önce kampanyanın başladığına ilişkin bir ibare var. Bu da 31 Temmuz. Arada böyle bir fark var. YSK yayınlamış olduğu genelgeyle de 31 Temmuz tarihini esas alınması gerektiği bildirildi. Buna göre kampanya tarihi 31 Temmuz olarak ilan edildi. Dolayısıyla Temmuz ayı içerisinde yapılan kampanya faaliyetleri belirsiz bir hal almış oldu, legal altyapısında bir boşluk oluştu" diye konuştu.
Ahrens, hazırladıkları ara raporu Demirtaş'a verdi. Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.
