Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliği'nde, engelli bireylerin özel durumlarına uygun sınav ve eğitim imkanı sağlanacak şekilde değişiklik yapılması konusunda Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmasına karar verildi.
Üç yaşında otizm teşhisi konulan, beş yıldır piyano eğitimi alan bir genç, özel yetenekleri doğrultusunda orta öğretimini güzel sanatlar lisesinde sürdürmek için okulun yetenek sınavına başvurdu.
Çocuğun ailesi, okul yönetiminden, otizmli olması nedeniyle çocuklarının durumuna özel sınav şartlarının sağlanmasını okul yönetiminden talep etti. Talepler, okul yönetimi tarafından dikkate alınmadı.
Çocuğun ailesi, uygun sınav koşullarının sağlanamamasına bağlı olarak çocuğun yetenek sınavında potansiyelini gösterme fırsatı bulamadığını ve başarısız kabul edildiğini ileri sürerek, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurdu.
Buradan da sonuç alınamaması üzerine, yetenek sınavında özel sınav şartlarının sağlanmadığından şikayet eden 15 yaşındaki otizmli lise öğrencisi, sınav komisyonu tarafından ayrımcılık yapılarak eğitim hakkının engellendiği iddiasıyla Kamu Başdenetçiliğine şikayette bulundu.
-İl Milli Eğitimin açıklaması
İlgili İl Milli Eğitim Müdürlüğünce konuya ilgili yapılan açıklamada ise yetenek sınavının, ilgili yönetmelik ve konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı genelgesi hükümlerine uygun yapıldığı, öğrenci adayın okula müracaat evrakında öğrencinin engelli olduğuna dair herhangi bir doktor raporu, RAM raporu veya İl Özel Eğitim Kurulu Raporu gibi belgenin sunulmadığı belirtildi. Rapor sunulmuş olsa bile ilgili mevzuata göre özel koşul uygulanacağına dair bir hüküm bulunmadığından engelli öğrenciye yönelik özel koşullar sağlanamayacağı kaydedildi.
-Özel durumlara uygun şartlar sağlansın
Şikayeti kabul eden Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliği'nde, engelli bireylerin özel durumlarına uygun sınav ve eğitim imkanı sağlanacak şekilde değişiklik yapılması konusunda Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmasına karar verdi.
Tavsiye kararında, Anayasa'ya göre, kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu hatırlatıldı.
Çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı belirtilen kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerine yer verildi.
Kararda, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nde, taraf devletlerin, engelli çocukların öteki çocuklarla eşit bir biçimde bütün insan hakları ve temel özgürlüklerden tam olarak yararlanmalarını sağlamak için gerekli bütün önlemleri almalarını taahhüt ettiği vurgulandı.
Kararda, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi'nin 2006 yılında "Engelli Çocukların Hakları"nı açıkladığı 9 No'lu Genel Yorumunda, engellilerin tamamının kapsayıcı eğitime kısa bir gelecekte dahil edilmesinin mümkün olmadığı koşullarda, hizmet ve program seçeneklerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi, engelli ve diğer özel ihtiyaçları olan çocukların her birinin eğitim güçlükleri ve ihtiyaçları tek tek ele alınması gerektiğinin belirtildiği ifade edildi.
Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi ile Avrupa Topluluğu Konseyinde ve Eğitim Bakanlıklarının 31 Mayıs 1990 tarihinde konsey bünyesinde yaptıkları toplantıda özürlü çocuklar ve gençlerin genel öğretim sistemine katılmaları konusunda alınan kararlara da yer verildi.
Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu'na göre, "hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim almasının engellenemeyeceği" hatırlatılan kararda, Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre de eğitimde herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanmasının düzenlendiği ve özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirlerin alınmasının öngörüldüğü belirtildi.
Tavsiye kararında, 16 Haziran 2009 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliği'nin Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nde, otistik bireylerin özel eğitimlerine ilişkin düzenlemelere yer verildiği hatırlatıldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) engellilerin eğitim hakkıyla ilgili kararından alıntı yapılan tavsiye kararında, Uluslararası Otizm Avrupa Derneği tarafından Avrupa Sosyal Haklar Komitesine yapılan bir başvuruda bu konuyla ilgili yapılan değerlendirmelere yer verildi.
Danıştay 8. Dairesinin, Zihinsel Özürlüler Özel Eğitim Merkezleri Yönetmeliği'nin, eğitime 21 yaş sınırlaması getiren maddesinin iptaline ilişkin davada "zihinsel özüre sahip bireylerin hangi yaşta olursa olsun bilinçli, sistematik bir eğitim ve bakıma ihtiyaçlarının bulunduğu, aksine bir kabulün, bu bireylerin toplum dışına itilerek aileleri ve toplum için bir külfet haline dönüşmelerine neden olacağı gibi hem yasanın amacına hem de Anayasada yer alan sosyal güvenlik, eğitim ve öğrenim hakkına ilişkin düzenlemelere de aykırı olacağı" şeklinde değerlendirmede bulunulduğu hatırlatıldı.
-"Engellilerin eğitim ihtiyacının karşılanmaması ayrımcılık"
Tavsiye kararında, şikayete konu olaya ilişkin engellilerin eğitim hakkının, anayasa ve diğer ilgili mevzuat ile ulusalüstü belge ve normlarda genellik ve eşitlik, ayrımcılık yasağı, fırsat eşitliği gibi devlete pozitif yükümlülükler getiren ilkeler gözetilerek düzenlendiği vurgulandı.
Anayasada devletin nitelikleri arasında belirtilen sosyal devlet ilkesinin gereği olarak devletin, toplumdaki dezavantajlı kesimleri gözeterek gerçek eşitliği, bu bağlamda sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü olduğuna işaret edilen kararda, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Sosyal devlet ilkesi, sosyal adaletin ve toplumsal dengenin sağlanması için gereken hallerde kamu otoritesinin müdahalesini gerektirir. Öğreti ve uygulamada kabul edilen görüşlere göre; ulusalüstü insan hakları hukukunda, eğitim hakkı sadece sosyal bir hak değil, bunun yanında devlete karşı bir savunma hakkı olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda eğitim hakkı, devleti belirli düzeyde eğitim kurumu oluşturmak ve herkesin bu kurumlarda eğitim almasını sağlamakla mükellef tutmaktadır. Diğer taraftan, engellilerin eğitime erişimi bakımından engelliliğe dayalı ayrımcılığın yasaklanması da devletin yükümlülükleri arasındadır. Bahsi geçen düzenlemelere göre özel veya kamuya ait hangi kurumda olursa olsun eğitim gören engellilerin söz konusu eğitime ilişkin bireysel ihtiyaçlarının karşılanmaması ayrımcılık olarak nitelendirilmektedir."
-Engelli bireyler yararına yapılacak özel uygulamalar
Devletin bu konudaki yükümlülükleri uyarınca, mevcut gereksinimler doğrultusunda eğitim yöntemleri, müfredat ve değerlendirmeye ilişkin parametrelerin engelliye uyarlanması ve fiziksel ortamın ihtiyaca uygun hale getirilmesi gerektiği belirtilen kararda, söz konusu ulusal ve uluslararası normlara göre, engelli bireyler yararına yapılacak özel uygulamaların eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmayacağı kaydedildi.
Tavsiye kararında, "Başvuru konusu olayla ilgili ulusal ve ulusalüstü düzenlemeler uyarınca, devlete düşen görev ve yükümlülükler bakımından, müzik alanında özel ders almak suretiyle yeteneğini geliştirdiği ve sonrasında bu alanda eğitim veren kamuya ait bir eğitim kurumunda müzik alanında eğitimine devam etmek istediği bildirilen bireye, engeline uygun fiziki koşulları sağlayarak ayırımcılığı giderecek şekilde fırsat eşitliği sunulması hukuk ve hakkaniyet ilkelerinin de bir gereğidir" denildi.
Bu da göz önüne alınarak, bu konuda mevzuat ve uygulamadan kaynaklanan sorunların çözüme kavuşturulması ve Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliği'nde engelli bireylerin özel durumlarına uygun sınav ve eğitim imkanı sağlanacak şekilde değişiklik yapılması hususunda Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmasına karar verildi.